"Gaye" isimli operasyon kapsamında 2006'dan bu yana tutuklu bulunan sosyalistlerin yargılandıðı davaya Roboski Katliamı damgasını vurdu. Davada tutuklu yargılanan Atılım Gazetesi Yazarı Arif Çelebi, "Uludere Katliamının sorumluları hala açıða çıkarılmadı. Bu ülkede Kürt ulusuna mensupsan ikinci sınıf insandan bile sayılmazsın" dedi. Gazetenin yazarlarından Bayram Namaz ise, kendilerine yönelik komplocu zihniyete dava açıldıðını belirterek, "Uludere gibi dünyanın gözü önünde utanç verici katliam yaşanıyorsa, onların kanı katırların kanına karıştıðında adalet arayışçıları sesini çıkarmıyorsa, oradaki annelerin ayaklarına çöküp özür dilenmiyorsa bu memlekette inanç falan kalmaz" diye konuştu.
Terörle Mücadele Kanunu'nun ilk kapsamlı operasyonlarından olan ve uzun tutukluluk sürelerinin sembolleştiði "Gaye" davası Çaðlayan'daki 10. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. 2006'dan bu yana devam eden davada aralarında Atılım Gazetesi Yayın Koordinatörü Sedat Şenoðlu, Atılım yazarları Bayram Namaz ve Arif Çelebi, Özgür Radyo eski yayın koordinatörü Füsun Erdoðan'ın da bulunduðu 10'u tutuklu 24 kişi "MLKP yönetici ve üyesi olmak" iddiasıyla yargılanıyor. Duruşmada tutuklu ve tutuksuz yargılanan sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmayı; BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, CHP Ýstanbul Milletvekili Melda Onur ve ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað da izledi.
Evinde toplantı yapıldıðı iddia edilen Naci Güner, iddianamede MLKP Genel Sekreteri olarak gösterildiðini, ancak kendisinin Nazilli'de 10 yıldır çiftçilik yaptıðını ve 6 yıldır tutuklu olduðunu söyledi. Güner, legal ya da illegal bir örgütün genel sekreteri olan birinin 24 saat çiftçilik yapamayacaðının açık olduðunu belirterek, savcının polisin hazırladıðı fezleke üzerinden iddianameyi hazırladıðını ifade etti. Güner'in avukatları ise Güner’in delilleri karartma şüphesiyle6 yıldır tutuklu bulunduðunu belirterek, "Bu sana örgüt üyeliði cezası verdim, yatırdım demektir" diye savunma yaptı.
‘KÜRT VE ÝŞÇÝ ÝSEN ÝKÝNCÝ SINIF ÝNSANDAN BÝLE SAYILMAZSIN’
Arif Çelebi ise savunmasına, "Uludere katliamının sorumluları hala açıða çıkarılıp yargılanmadı. Bu coðrafyada Kürt ulusuna mensupsan ikinci sınıf insandan bile sayılmazsın. Ýşçiler iş cinayetlerine kurban gidiyor. Bu ülkede işçiysen ikinci sınıf insandan dahi sayılmazsın. Kürdün ve işçinin kanı ile besleniyor egemenler. Ama Kürdün ve işçinin birleşmiş ellerinin ezilenlerin yaralarını saðaltacaðına olan inancımı belirtmek istiyorum" diyerek başladı. Çelebi, dosya ile ilgili taleplerini iletirken, 12 Eylül darbesinin yürütülen soruşturma ve açılan davadan da görüleceði üzere darbe olarak kabul edildiðini ve şeflerinin yargılandıðını hatırlatarak, "Bu darbenin delili ve ürünü olan 12 Eylül Anayasası'na karşı bu anayasayı kaldırmaya çalışmak suç olmaması gerekir, davanın düşürülmesini talep ediyorum. Dosyada, 12 Eylül ürünü olan polis fezlekeleri de delil olarak kullanılamaz dosyadan çıkarılmasını talep ediyorum. 12 Eylül döneminde gözaltında tecavüz başlıca sorgu biçimiydi. 2005'den itibaren soruşturma aşamasında avukatsız alınan ifadelerin delil olarak kabul edilemeyeceði düzenlemiştir. Bu tarihten önceki ve bu nitelikteki tüm ifadelerin dosyadan çıkarılmasını talep ediyorum, 11 yılı aşkın süredir tutukluyum. Benimle ilgili tüm iddialar çökmüştür" dedi.
Atılım Gazetesi Yayın Koordinatörü Sedat Şenoðlu, tamamen gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu olduðunu belirterek, iddianamede, "Sen gazeteci deðilsin. Atılım Gazetesi bir gazete deðildir. Sen gazeteci deðil teröristsin, Atılım da terör örgütü yayın organıdır deniyor. Ama Atılım hala yasalar çerçevesinde yayın yapan bir gazete. Bizler tutukluluk işkencesi yaşıyoruz" dedi.
‘ULUDEREDE ÖZÜR DÝLENMÝYORSA, BU MEMLEKETTE ÝNANÇ FALAN KALMAZ’
Atılım Gazetesi yazarlarından Bayram Namaz ise, KCK adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda tutuklanan gazetecilerle ilgili hazırlanan iddianameyi gördüðünde, "Bu memlekette iddianamelere cevap verilemez" diye düşündüðünü söyledi. En sıradan ilişkilerin bile komplo olarak gösterildiðini ifade eden Namaz, " 'Manşetteki yazıyı büyüt demek bile örgüt propagandası olarak komplocu bir zihniyetle hazırlanıyor. Biz cezaevinde yatmaya devam ederiz. Ama bu zihniyetin önünün kesilmesi gerekiyor. Önü kesilmediði için Uludereler oluyor. Önü kesilmediði için kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Uludere gibi dünyanın gözü önünde utanç verici katliam yaşanıyorsa, onların kanı katırların kanına karıştıðında adalet arayışçıları sesini çıkarmıyorsa, oradaki annelerin ayaklarına çöküp özür dilenmiyorsa, bu memlekette inanç falan kalmaz" diye savunmasını yaptı.
Tutuklu yargılanan Sultan Ulusoy da kendisiyle ilgili Ahmet Haşim Baran isimli itirafçının teşhisinde kullanılan fotoðrafın dosyaya konulmadıðını, 12 yıldır emniyette bulunan fotoðraf hakkında "yok" denildiðini söyledi. Ulusoy'un avukatı Mihriban Kırdök, bu yargılamanın DGM ve 12 Eylül pratiklerini geride bıraktıðını belirterek, "Savunma unutulmamalıdır. Her zaman herkese lazımdır. Özgürlükten yoksun bırakmanın sonuçlarını bu insanlar ve aileleri yaşıyor" diye savunma yaptı. Duruşma aradan sonra savunmalarla devam ediyor
Öte yandan Milyonlar Adalet Ýstiyor Ýnisiyatifi aktivistleri de duruşma öncesi adliye önüne gelerek basın açıklaması yaptı. Ýnisiyatifi aktivistleri, "TMY-ÖYM kaldırılsın 6 yıldır tutuklu sosyalistler serbest bırakılsın" pankartı açarak "Söz eylem örgütlenme ve basın özgürlüðü istiyoruz" sloganları attı. Açıklamaya, BDP Ýstanbul Milletvekili ve HDK Sözcüsü Sebahat Tuncel, Limter-Ýş Başkanı Kamber Saygılı ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan Ýpekçi de destek verdi.
Ýnisiyatif adına konuşan Nazmi Algan, bu dava vesilesiyle TMK'nın ve ÖYM'lerin kaldırılmasını istediklerini belirterek, bu davada, uzun tutukluluk, polis komplosu, hakim kanaatiyle tahliyelerin nedensiz reddedilmesi, yasal kurumların yasa dışı ilan edilmesi gibi hukuksuzlukları gördüklerini söyledi. Algan, bütün antidemokratik baskıcı yasaların kaldırılması ve demokratik hakların genişletilmesi için mücadele ettiklerini söyledi.
Algan'ın ardından konuşan Tuncel de, yargının hiç olmadıðı kadar siyasallaştıðını belirterek, adaletin sarsıldıðını ifade etti. Tuncel, yeni anayasa yapmaktan söz edilirken, TMY ve ÖYM'lerin varlıðıyla demokratik bir anayasa olamayacaðını vurguladı.