'Kürtler NSU'yu seven istihbarata emanet'

'Kürtler NSU'yu seven istihbarata emanet'

"Kürt kimliði tanısın" kampanyasında hükümetin olumsuz tavrını eleştiren Almanya'da yaşayan Kürt siyasetçiler, Kürt politikasının Nazi hücresi NSU'ya gizli destek verdiði ortaya çıkan Anayasayı Koruma Örgütü tarafından belirlenmesine sert tepki gösteriyor. Alman siyasetindeki aktif Kürt politikacılar Kürtlerin dış politikaya kurban edilmemesini isteyerek "Almanya Türkiye'nin Kürt inkarına çanak tutmaktan vazgeçsin" mesajı verdiler.

Hamburg Eyaleti milletvekili Cansu Özdemir, Berlin hükümetinin Türkiye'yi kızdırmamak için taleplere olumsuz yaklaştıðını belirtirken, NRW Eyaleti eski milletvekili Ali Atalan'a göre Ýçişleri Bakanlıðı durumdan vazife çıkartıyor. Köln Sol Parti başkan yardımcısı Hamide Akbayır ise Kürtlerin bundan sonra eyaletlere baskı yapması gerektiðini düşünüyor. Aşaðı Saksonya Eyaleti'ndeki seçimlerin Kürt adayı Yılmaz Kaba Berlin'e şu çaðrıyı yapıyor; "Ýmzaladıðın anlaşmaları unutma.”

Alman Federal Meclisi Dilekçe Komisyonu, 15 Ekim günü "Kürt kimliði tanınsın" başlıðıyla yürütülen bir kampanyada 12 talep dinlemişti. 60 bine yakın imzaya ulaşan, Kürdistan'ın dört parçasından deðişik görüşteki onlarca parti ve kuruluşun desteðini alan kampanyadaki talepleri, o gün Almanya Kürt Dernekleri Federasyonu (YEK-KOM) Başkanı Yüksel Koç ayrıntılı bir şekilde anlatmıştı.

Ancak Ýçişleri Bakanlıðı Dilekçe Komisyonu'na 5 Kasım günü gönderdiði bir direktifte taleplerin kabul edilmemesini istedi. Almanya'da yaşayan ve hatta bazıları bu ülkede doðan Kürt politikacalar ise Berlin hükümetine "Kürt yaklaşımını deðiştir" çaðrısı yaptılar. Cansu Özdemir, Ali Atalan, Hamide Akbayır ve Yılmaz Kaba hükümetin tavrını ve bundan sonra Kürtlerin izleyeceði politikayı ANF'ye anlattılar.

ÖZDEMÝR: ALMANYA, TÜRKÝYE'YÝ KIZDIRMAK ÝSTEMÝYOR

Hamburg Eyaleti milletvekili Cansu Özdemir'e göre Alman hükümetinin verdiði yanıtın perde arkasında Türkiye ile olan ekonomik ve siyasi ilişkiler var. Almanya hükümetinin Türkiye'yi kızdıracak adımlar atmamaya çalıştıðına dikkat çeken Özdemir'e göre bu işbirliðin etkisini sadece Kürdistan ve Türkiye de yaşayan Kürtler deðil, aynı zamanda Almanya'da yaşayan Kürtler de maruz kalıyor.

Almanya'da Kürt kimliðini kabul edilmesinin Türkiye ilişkileri yıpratacaðını belirten Özdemir şu yorumu yaptı: " Almanya hükümeti bu kampanya baştan beri soðuk bakıyor. Bu antidemokratik bir yaklaşımdır ve Alman anayasası ile de uyuşmuyor. Almanya Kürtlere olan politikasını ve aynı zamanda Türkiye ile yaptıðı işbirliðini gözden geçirmeli ve kendisine şunu sormalı; Bu politika anayasama aykırı mı deðil mi? Şüphesiz anayasaya aykırı olduðunu kendisi çok iyi biliyor."

Kürtler dışında, her göçmen grubunun entegrasyon tartışmalarına dahil edildiðini vurgulayan Hamburglu parlamenter "Bunun sebebi Kürtlerin uyum saðlamayacaðı düşüncesi deðil. Tam tersi, Almanya da yaşayan Kürtler ve özellikle Kürt kadınları en aktif göçmen grubunu oluşturuyor" dedi. Bundan sonra Kürtlerin dahi aktif bir çalışma yürütmesi gerektiðini söyleyen Özdemir şu öneride bulundu:

"Ýş, eðitim, saðlık, sosyal, kültürel ve en önemlisi entegrasyon politikasını takip edip, olumsuz etkilendiðimiz kararları kabul etmemeliyiz. Federal meclis de karar olumsuz ola bilir ama bu her şey bitmiş demek deðildir. Bütün eyaletler de çalışmalar yürütüle bilinir, eyalet meclislerine dilekçeler verilebilinir. Okullarda Kürtçe kurslarını, Kürtçe broşürlerini ve Kürtçe danışmanlıkları özellikle eyaletler de talep edebiliriz, çünkü buna her eyalet kendisi karar verebilir."

ATALAN: ÝÇÝŞLERÝ DURUMDAN VAZÝFE ÇIKARTIYOR

Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti eski milletvekili Ali Atalan'ın en çok tepki gösterdiði nokta ise bütün taleplere Ýçişleri Bakanlıðı'nın yanıt vermesi. Taleplerin çoðunun Ýçişleri Bakanlıðı'nın ilgilendirmediðine dikkat çeken Atalan "Dışişleri, eðitim ve uyum bakanlıkları yerine içişleri bakanlıðı cevap vermiş. Bu kabul edilemez bir durum. Bu aynı zamanda Kürtlere Almanya'nın güvenlikçi zihniyetle baktıðının da belgesidir" diye konuştu.

Ýçişleri Bakanlıðı'nın durumdan vazife çıkarttıðını belirten Atalan; "Sadece içerik olarak deðil, usulle de ilgili büyük bir skandaldır. Kürtlerin ve diðer Alman politikacılarının bunun peşini bırakmaması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Almanya'da yaşayan ve devleti olmayan en büyük topluluk olan Kürtlerin dış politikaya kurban edildiðini ve Berlin hükümetinin acilen Kürt politikasını deðiştirmesini isteyen Atalan'ın mesajı devamla şöyle:

"Kürtler; Türk, Arap ve Ýran vatandaşı gibi görünsek de baðımsız bir topluluðuz diyor. Fakat Ýçişleri Bakanlıðı bu talebi de bunu manipüle ederek 'siz ulusal azınlık' istiyorsunuz diyerek reddediyor. Almanya'da sayısı 1 milyonu geçen Kürt göçmenlerin tek amacı diðer göçmen gruplara verilen haklarına sahip olmak. Ancak Alman hükümeti bilinçli bir çarpıtmayla bu meseleye yaklaşıyor."

Ali Atalan'ın dikkat çektiði bir başka nokta ise Kürtlerin, Nazi cinayetleri yüzünden eleştirilerin merkezinde olan iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Örgütü tarafından izlenmesi. "Ýçişleri Bakanlıðı Nazi terör hücresi NSU'ya parasal destek veren, Nazileri kollayan Anayasayı Koruma Örgütü bir kurumdan görüş alarak, istihbarat alarak Kürt politikasını yürütüyor" diye belirten Atalan, bu durumun Kürtlerin uyumunu da zorlaştırdıðını düşünüyor.

Genel olarak Kürtlerin 12 talebine hükümetten olumsuz bir cevap beklediklerini fakat yanıtın bu düzeyde sert olacaðını tahmin etmediklerini söyleyen Atalan "Bana göre Alman hükümeti Türkiye'nin Kürtleri inkar politikası çerçevesinde 'Ben de elimden geleni yapacaðım" izlemini veriyor. Burada yaşayan 1 milyondan fazla Kürt göçmen var, bunların yüzde 70'i Türkiye'deki inkardan ve Kürtlere karşı yürütülen savaştan kaçmıştır" dedi.

AKBAYIR: KOMÝSYON ÜYELERÝNÝN TAVRI ÖNEMLÝ

NRW eski parlamenteri ve Sol Parti Köln teşkilatının başkan yardımcısı Hamide Akbayır ise hükümetin tavrını Almanya'nın hiç bir şekilde göçmenlikten kaynaklanan hakları Kürtlere reva vermemesi olarak deðerlendirdi. Aynı zamanda kampanyanın desteleyicilerinden biri olan Akbayır'ın tepkisi ise şöyle:

"Federal Meclis'in 'Kürt Kimliði tanınsın' kampanyasını gündemine alması iyi bir başlangıçtı. Fakat büyük umutlara kapılmamamız gerekir. Bundan sonraki süreç kampanyamızın boyutunu ve nasıl bir stratejisi izleyeceðimizi gösterecek. Hükümet, her zamanki gibi Kürtleri genel göçmenlik statüsü çerçevesinde ele alarak deðerlendirmeyi esas aldı.

Hükümetin yanıtı ise 12 yıl önce veya 8 yıl önce verilen cevapların aynısıdır. Türkiye'de olduðu gibi burada da bir karşıt zihniyet var ve bu zihniyet deðişmeden devam ediyor. Ben bunu Almanya demokrasisinin bir ayıbı olarak görüyorum. Çünkü her göçmen kendi kimliði ile yasama hakkı ve bu haktan kaynaklanan talepleri vardır. Türkiye ile olan sıkı ilişkiler nedeniyle Kürtler ve kurumları Almanya'da hala suç odaðı olarak görülmekte."

Bundan sonraki sürecin başvurunun yapıldıðı Federal Meclis Dilekçe Komisyonu üyelerinin izleyeceði politikaya baðlı olduðuna dikkat çeken Hamide Akbayır şunları söyledi: "Biz alttan yukarıya doðru bir çalışma yürütmeliyiz. Eyalet komisyonlarını taleplere yanıt vermesi için zorlamalıyız. Eyaletlerde de alınan haklar üste yansır ve federal hükümet siyasi talepleri tekrar gözden geçirmek zorunda kalabilir. Sabırlı bir çizgi izlemeliyiz."

KABA: ALMANYA ANLAŞMALARINI UNUTUYOR

20 Ocak'ta Aşaðı Saksonya Eyaleti'nde yapılacak seçimlerde Sol Parti listesinden giren Yılmaz Kaba ise kendi anayasasının yanı sıra Almanya'nın imzaladıðı anlaşmalara dikkat çekti. Söz konusu anlaşmalarda eşitlik ve insan haklarına saygı ilkesinin esas alındıðını belirten Kaba "Almanya attıðı imzaları unutuyor, Kürtlere ayrımcılıðı artık bir politika haline getirmiş durum" diye konuştu.

Almanya'nın Kürt politikasının Türkiye'deki Kürt inkar politikasının bir devamı olduðunu belirten Kaba şunları söyledi: "Savaş maðduru Kürtler, bu ülkenin demokrasi ilkelerine inandıkları için geldi. Ancak Kürtlere uygulanan bunun tersi. Seçilirsem şüphesiz bu kampanyayı eyalet meclisinde de gündeme getireceðim ve orada da Kürtlerin bu meşru taleplerine desteðimi sürdüreceðim."

ÝÇÝŞLERÝ BAKANLIÐI NE DEMÝŞTÝ?

Ýçişleri Bakanlıðı'nın Federal Meclis Dilekçe Komisyonu'na gönderdiði 5 Kasım tarihli mektupta Kürtlerin 12 talebinin çoðuna olumsuz yanıtlar verilmişti. Ýlk kez 21 Kasım'da ANF'de yayınlanan belgede Kürtlerin göçmen grup olarak tanınmak istiyoruz" ısrarına raðmen bakanlık "Kürtler azınlık olmak istiyor ve bu kabul edilemez" yanıtını vermişti.

Kürtçe isim talebine ise bakanlık "Göçmenlerin vatandaş olduðu ülkelerin yasaları geçerlidir", Kürtçe danışmanlık ve uyum konusunda da "Bütçemiz yok, 'Almanca öðrenin' afişini Kürtçeye çevirdik yeter" yanıtı dikkat çekmişti. 19 yıldır ülkede uygulanan PKK yasaðının kaldırılması talebine ilişkin ise bakanlık "PKK iç güvenliðimizi tehdit ediyor ve dernekler yasası çerçevesinde bu yapılanmaya karşı mümkün olan her şey yapılacak" cevabını vermişti.