‘Kürtler tek vücut olarak devletle müzakere etmelidir’

‘Kürtler tek vücut olarak devletle müzakere etmelidir’

Kürt sorunun çözümüne ilişkin belirlenen ve ikincisi Amed’de gerçekleşecek olan “Birlik ve Çözüm”  konferansını değerlendiren İslami kesimler, 4 parça Kürdistan’ın özgürlüğü için her kesimden Kürtlerin birliktelik ağı örmesi gerektiğini ifade etti. Öze Dönüş Platformu yönetim kurulu üyesi Fikri Bozkurt, “Kürtler özellikle bu süreçte birleşerek tek vücut tek ses olarak devletle müzakere etmelidir. Sorunların çözümü için Kürtler arasındaki mutabakat önemlidir” dedi.

Kürt sorunun çözümüne ilişkin belirlenen 4 büyük konferansın ikincisi Avrupa’nın ardından 15-16 Haziran tarihlerinde Amed’de gerçekleşecek. Hazırlık çalışmalarının devam ettiği “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nın çağrıcıları arasında bulunan İslami kesimler ANF’ye yaptıkları değerlendirmede,  4 parça Kürdistan’ın ve Kürtlerin özgürlüğü için her kesimden Kürtlerin bir araya gelerek taleplerinde ortaklaşmaları gerektiğini ifade ettiler.

Öze Dönüş Platformu yönetim kurulu üyesi ve Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı hazırlık komisyonu üyesi Fikri Bozkurt,  “Kürtler arasında ortak bir görüşün ortaya çıkması ve birlik beraberliğin sağlanmasıyla beraber Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklı haklarının deklare edilmesi açısından bu konferansın önemi büyüktür” sözleriyle 15-16 Haziran’da Amed’de gerçekleşecek olan konferansın önemine dikkat çekti.

“Kürtlerin ulus olmaktan kaynaklı hakları anayasal güvence altına alınmalıdır. Kürdistan bir statüye kavuşturulmalıdır. Anadilde eğitim ve anadil önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Ve Kürdistan’daki tüm İslami faaliyetlerin Kürtçe olmasını, kurumların da Diyanetin denetiminden çıkarılarak Kürtlerin denetimine alınmasını istiyoruz” diyerek taleplerini dile getiren Bozkurt,  “Bu açıdan her kesimden Kürtlerin bir araya gelerek ortak bir çerçeve ekseninde buluşması ve taleplerini net bir şekilde deklare etmesi gerekiyor” dedi.

BOZKURT: KÜRTLER ARASINDAKİ MÜTABAKAT ÖNEMLİDİR

Kürdistan’da şimdiye kadar tüm Kürtleri bir araya toplayacak bir organisazyon olmadığını kaydeden Bozkurt, “Konferansımızın önemli gündem maddeleri arasında Kürtlerin birlik ve beraberliği yer alıyor. Yani biliyoruz ki bugüne kadar Kürtler kendi aralarındaki ideolojik farklardan, parçalanmışlıktan dolayı büyük acılar çektiler. 4 parça Kürdistan’da Kürtlerde birlik olmamasından dolayı dünya devletleri de ciddiye almadı Kürtleri. Ancak Kürtler artık birliğini sağlıyor. Kürtler özellikle bu süreçte birleşerek tek vücut tek ses olarak devlet karşısında müzakere etmelidir.  Şimdiye kadar Türk hükümeti görüşmeler yaptı. Ancak bu görüşmelere baktığımız zaman Kürtlerin haklarına yönelik bir gelişme olmadı. Süreç bu şekilde ilerledi” diye konuştu.

Kürdistan’da süren savaşın büyük yıkımlara yol açtığını belirten Bozkurt, konferansın Kürtler arasında bir mutabakat sağlayacağını yönündeki beklentisini dile getirerek, “30 yıllık savaş Kürdistan’da sosyal dengenin sarsılmasına neden olmuştur. Göç tüm Kürtler için büyük bir acı ve trajedi yaşatmıştır. Milyonlarca insan kendi yerlerinden göç etmek zorunda kaldı. Bu da beraberinde sosyal yozlaşmayı, bozulmayı, Kürtlerin kendilerinden uzaklaşmasını meydana getirmiştir. Bu sorunların çözümü için Kürtler arasındaki mutabakat önemlidir” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amed Newroz’undaki çağrısıyla başlayan sürece tüm sadece Kürtlerin değil tüm halkların dahil edilmesi gerektiğini söyleyen Bozkurt, “Kürt sorunu sadece Kürtlerin sorunu değil, Kürdistan’daki tüm halkların, etnik azınlıkların, dini azınlıkların hatta cemaatlerin de sorunudur. Bu sürece tüm azınlıkların katılması gerekiyor. Biz konferansın Kürdistan’ın ve halkların özgürlüğü açısından hayırlara vesile olmasını umuyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

GEVERİ: ULUSAL MÜCADELENİN BAŞARISI İÇİN BİRLİK SAĞLANMALI

Azadi İnisiyatifi koordinatörü ve Kuzey Kürdistan konferansının çağrıcılarından Adem Geveri, “Kürtlerin demokratik bir çerçeve içerisinde somut olarak bir statüye kavuşturulması açısından önemli olan bu konferans, 30 yılı aşkın süredir büyük bedeller ödeyen Kürt halkının birliği içinde önemlidir” dedi.

Kemal Burkay’ın Lideri olduğu Hak-Par ile Hizbullah’a yakınlığı ile bilinen Hüda-Par’ın konferansa davet edilmelerine rağmen katılmamalarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Geveri, “İslami hassasiyeti olan yapılar da bu konferansta yer alıyor. Ulusal mücadelenin en başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için bir birliğin sağlanması çok önemli olsa da maalesef bu çok da mümkün olmamıştır. Yeni başlayan bu sürecin sahiplenilmesi anlamında örgütler, yapılar arasında ön yargılar var. Ve bu ön yargılar konferansa katılımı da etkiliyor. Aslında doğrudan konferansa karşı olmak değil. Kendi bakış açılarından kaynaklı katılmak istemediler” dedi.

Konferansın demokratik siyasete de paralel bir konferans olduğunu söyleyen Geveri,  “Bu konferans aşamalardan biridir, bunun daha büyük aşaması Güney Kürdistan’da gerçekleştirilecek olan konferanstır.  Ve Kuzey Kürdistan’daki bu konferans ülkenin geleceği için de bir zemin olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

ÇİÇEK: KONFERANSIN DOĞRU ANLAŞILMASI GEREKİYOR

Nûbihar Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Rauf Çiçek, Kürt sorunun yüzyıllardır devam eden bir sorun olduğunu ifade ettiği konuşmasında, Kuzey Kürdistan konferansının Ortadoğu halkları açısından önemine değindi.  Çiçek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte Kürtlere yönelik inkar ve imha devam etti.  Birinci dünya savaşından sonra şekillenen Ortadoğu’da Kürtler birlik olmadığı için haklarını elde edemediler. 21 yüzyılda Ortadoğu’da yeni bir şekillenme yaşanıyor. Bu yüzyılda Kürtler, evet biz de varız, haklarımızı istiyoruz düşüncesiyle hareket etmeye başladı. Kürtler konferansta, Kürdistan’da yaşayan diğer halklarla beraber kendi taleplerini dile getirerek çözümü tartışacaktır” diye konuştu.

Kürdistan’ın ve Kürtlerin bugün ki durumunun 21. yüzyılın Kürtlerin yüzyılı olacağına işaret ettiğini ifade eden Çiçek, 15-16 Haziran tarihlerinde Amed’de gerçekleşecek olan konferansın doğru anlaşılması gerektiğinin de altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı: “Konferansın diğer halklara karşı Kürtlerin bir birlik oluşturulması olarak algılanmaması gerekir. Tam tersine Ortadoğu’daki tüm halkların eşit bir yaşam kurması için yolu Kürtlerin birlikteliğinden geçiyor. Bu anlamda da konferansın doğru anlaşılması önemlidir.”