Kürtlüğü inkar için Türklüğü inkar edenler - Veysi Sarısözen

Kürtlüğü inkar için Türklüğü inkar edenler - Veysi Sarısözen

Bana sorarsanız, Türkiye’nin en büyük milliyetçisi kimdir diye, ben size Prof. Mümtazer Türköne’dir derim. Bir insanın adının ve soyadının bile bu kimliğine bu kadar yakışması o kadar sık görülmez. Hem “mümtaz”, yani “seçkin” bir “er”, hem de müthiş bir emir kipli soyadı: Türk öneÖ Her şeyin önüne... Her şeyden üstün... Yani faşizm dönemini anımsatıyor diye Alman devlet marşından çıkarılan “Deutchland, Deutchland über alles”ten de beter. Bizimki ülkeyi değil, “milleti” “öne” sürüyor.

Elbette Prof. kardeşimiz, ne ismini, ne de soy ismini kendisi seçmedi. Ama seçmediği isme bu kadar uygunluk için ne denebilir? Olursa bu kadar olsun!..

İşin aslına bakarsanız, bütün “milletler” için de geçerli bir durumdur bu. Kendilerine “Türk” denmeden önce bu topraklarda Türkmenler, Boşnaklar, Lazlar, Çerkezler, Pomaklar, Gürcüler, Arnavutlar, Araplar ve Kürtler Osmanlı teb’ası olarak “Müslüman” “ortak paydası” altında yaşıyorlardı. “Ata”, her çocuğun babası gibi,  bütün bu “Müslüman ahaliye”, “Türk” ismini koyuverdi. Kendisi de “Atatürk” soyadını aldı. O günden beri Kürtler hariç, bu ahaliye “adın ne” diye sorulduğunda “Türk” yanıtını almaktasınız. Bir istisna ile:

Kürtler, biz Türk değil, Kürdüz demekte...

Asimilasyon yöntemiyle “Türkleştirme”, Fırat’ın Batısında ve Kürdistan’ın “kenar” kentlerinde büyük ölçüde “başarıya” ulaştı. Ama Kürtlerin ezici çoğunluğunu Türkleştirmek mümkün olmadı. Bırakalım mümkün olmamasını, Öcalan önderliğinde PKK’nin ortaya çıkışıyla ve son savaş koşullarında meydana gelen “devlet olmayan devlet ölçeğindeki” kitlesel örgütlenmeyle birlikte Kürtler “milliyet” evresinden “millet” evresine doğru yeniden “inşa edildi.”

Şu anda Türk ne kadar Türkse, Kürt de o kadar Kürt. Ne Türk’ü Kürt yapmak, ne de Kürt’ü Türk yapmak artık mümkün değil. Şimdi tartışılan bu ikisi bir arada mı yaşayacak, yoksa ayrı ayrı mı yaşayacak sorusu... Bir arada yaşama şıkkı da artık eskisi gibi değil. Güney Kürdistan’da Kürt hangi haklara sahipse, en az o kadar hakkın Kuzey Kürdistan’a tanınması da tarihi bir zaruret. Ya Güney Kürdistan’da Kürt kazanımlarını yok edip, Kuzey’le Güney’i “eşitleyeceksiniz”, ya da Güney’deki bütün hakları Kuzey’e de tanıyarak, eşitliği sağlayacaksınız.

İşte bu gerçeği anlayan en büyük milliyetçi Prof. Mümtazer Türköne’dir... CNN’de şöyle dedi:

“Ulus vurgusunu yapalım, millet vurgusunu yapalım. Ulus devlet vurgusunu yapalım. Ama Türk kelimesi etrafındaki bulunacak çözümlerin artık çözüm olmadığını bütün cumhuriyet tarihi boyunca tecrübe ederek öğrenmiş olmamız lazım.”

Onun bu sözleri, PKK önderi Öcalan’ın “demokratik ulus” görüşüne yakındır. Özdeş değildir, elbette. Öcalan “ulus” denilen kategoriye temelinden karşıdır. Türköne ise “hem bölünmeyi önlemek, hem de Türklüğü kurtarmak” için “demokratik ulus” öğretisine yaklaşmaktadır.

Böyle olduğu için, Türköne, “herkes Türktür” saçmalığına “milliyetçi” açıdan itiraz etmektedir. O şunu anladı: “Bütün milletler, milliyetler ve kültürler tek bir demokratik ulusu oluşturur” dendiğinde, “demokratik ulus”un bileşeni olan “Türklük” de kurtulacaktır. Çünkü böyle bir tanım yapıldığında, kişi, hem “demokratik ulusun” bir yurttaşı olabilecek, hem de “Türklüğü” ile “gurur” duyabilecektir. Bir “Türk tarihinden, Türk kültüründen, Türk gelenek ve göreneklerinden” söz edebilecektir.

Ama bir de şu “keskin Türkçü” MHP’lilerin ve “Atatürkçü Türkçü” CHP’lilerin haline bakın. Neredeyse “Türk” denilen şeyin yalnızca bir “isim” olduğunu söyleyecek hallere düştüler. Türk herkesin “ortak ismi” olunca, Türk’ün “cisminin” ortadan kalkacağını bile anlayamıyorlar. Örneğin “dağ” bütün dağların ortak adıdır. O nedenle “dağ” yoktur, Ağrı vardır, Cudi vardır. Herkesin adı “Türk” olunca bu demektir ki, Türk yoktur, ama Türkleri oluşturan “somut milletler” vardır. Kürt vardır, Çerkez vardır v.s

“Ortak payda” masalı, Anayasa’daki “Türk” sözcüğünü “korumaya” yarasa bile, “Türklüğün” kendisini “korumaya” yetmez.

Evet, şimdiki aşama şu: Ya anayasadan “Türk” sözünü çıkarıp, hem “Türklüğü”, hem de “demokratik ulusun devletini” kurtaracaksınız; ya da Anayasa’daki Türk sözünü koruyacak ve “ulus devleti” kurtaramayacaksınız... Türköne bunu anlamış, siz de anlasanıza...

O nedenle ben ona en büyük Türk milliyetçisi diyorum...

Kaynak: Özgür Gündem