Kuzey Kürdistan Koordinasyonu: Kürtçe resmi dil olmalı!
Kuzey Kürdistan Koordinasyonu: Kürtçe resmi dil olmalı!
Kuzey Kürdistan Koordinasyonu: Kürtçe resmi dil olmalı!
Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Koordinasyonu, Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin taleplerine yanıt olmayan bir paketten barışçıl çözüme katkı sunmasını beklemenin "hayalcilik" olacağını söyledi. Koordinasyon, Kürtçe'nin resmi dil olması, seçim barajının kaldırılması ve düşünce özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gibi çok sayıda öneride bulundu.
Hükümetin 30 Eylül'de açılaması beklenen paketi öncesinde bir açıklama yapan, Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Koordinasyonu paketin demokratik olmayan yöntemlerle hazırlandığını kaydetti. Koordinasyon, DTK, BDP, DÖHK, KADEP, ÖSP, DDKD, Hereketa İslamiya Gel ve Azadi İnisiyatifi'nden oluşuyor.
Basın açıklaması yapan Koordinasyon, şunları ifade etti: "Tarihsel, toplumsal, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik ve demokratik boyutları olan Kürt meselesi, tekçi ve inkârcı zihniyet anlayışından kaynaklı Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar Türkiye’nin en temel sorunu haline gelmiştir. Cumhuriyetin asli kurucu üyesi olan Kürt halkına, egemen sistem tarafından inkâr ve imha politikaları dayatılmış, buna karşılıkta Kürt halkının serhildan ve direnişleri başlatmıştır. Bu isyan ve direnişler günümüze kadar kesintisiz devam ederek, inkâr ve imha politikalarını boşa çıkarmıştır.
SÜREÇ TIKANMA NOKTASINA GELDİ
Yaşanan bunca acı ve deneyimler sonucu tekçi zihniyet anlayışı ile inkar ve imha politikalarıyla, baskıcı, yasakçı, tekçi ve katı merkeziyetçi militarist anayasa ve yasalarla Kürt sorununun çözülemeyeceği gerçeği artık herkes tarafından görülmüştür. Son süreçte toplumun gündeminde olan demokratik, barışçıl çözüme verilen büyük toplumsal destekte bu gerçekliğin ifadesi olmaktadır.
Demokratik ve Barışçıl çözüm sürecinin gelişmesi için Kürt tarafının attığı adımlara rağmen, sorunun temel kaynağı olan Devlet tarafından gerekli hukuki ve demokratik adımların atılmaması süreci tıkanma noktasına getirmiştir."
DEMOKRATİK OLMAYAN YÖNTEMLERLE HAZIRLANAN PAKET
Açıklanması beklenen pakete dikkat çeken Koordinasyon, şöyle devam etti: "AKP Hükümeti tarafından gündeme getirilen 30 Eylül'de açıklanacağı belirtilen “Demokratikleşme Paketi” sorunun tarafı olan Kürt Halkı ve Kürt Siyasi çevrelerinin, demokrasi güçlerinin ve kamuoyunun hiçbir şekilde görüşü alınmadan tamamen demokratik olmayan bir yöntemle hazırlanması çözüme katkı sunmaktan uzak bir paket algısı oluşturmaktadır.
Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin taleplerine ve beklentilerine yanıt olmayan bir paketin, geçmişin çözümsüzlük paketleri gibi olmaktan öte bir anlam ifade etmeyecektir. Demokratik barışçıl çözüme katkı sunmasını beklemekte hayalcilik olacaktır."
SÜRECE İLİŞKİN TALEPLER
Bundan hareketle Kuzey Kürdistan’daki siyasi parti ve oluşum temsilcileri, STK temsilcileri, kanaat önderleri, değişik dini, mezhebi aidiyetlere mensup saygın kişilerin olduğu ve Kürt halkının büyük ekseriyetini temsil eden Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Koordinasyonu, demokratik çözüm sürecine ilişkin taleplerini şöyle sıraladı:
-PKK ile devletin başlatmış olduğu ateşkes sürecinin devamını, mutabık kalınan adımların atılmasını gerekli görüyoruz. Sorunun çözümünde Sayın Abdullah Öcalan ile başlayan; Kandil ve BDP ile devam eden görüşmelerin, Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansının temsilcilerinin de yer alacağı Kürt tarafıyla müzakereye dönüşmesi elzemdir.
Bu konuda “Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı”nı temsilen her türlü katkıyı sunmaya hazırız.
-Sürecin sağlıklı yürümesi, Demokratik ve güven verici bir ortamın sağlanması için acili yet arz eden kısa vadeli hukuki ve demokratik adımların atılması temelinde;
KÜRTÇE RESMİ OLARAK KABUL EDİLMELİ
-Anadilde eğitimin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, Kürtçe resmi dil olarak kabul edilmelidir.
-TMK ve TCK değiştirilerek tüm siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmaları sağlanmalıdır.
-Sayın Öcalan'ın çözüm sürecine daha etkin katılımı sağlanması için güvenlik,sağlık ve özgürlük koşulları sağlanmalı,PKK kadro ve gerillaların siyasal hayata sorunsuz bir şekilde katılabilmesi için demokratik siyasete katılım yasası hazırlanmalıdır.
KORUCULUK LAĞVEDİLMELİ
-Suç mekanizması haline gelen Koruculuk sistemi lağvedilmeli, Karakol yapımına son verilmeli, mayınlı araziler temizlenmeli, köye geri dönüşlerin koşulları sağlanmalıdır.
-Düşünce, ifade, örgütlenme ve inanç özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır.
SEÇİM BARAJI KALDIRILMALI
-Temsilliyette adaletin sağlanması için seçim barajı kaldırılmalı, siyasi partiler yasası değiştirilmelidir. Aidiyetimizi temsil eden Kürt ve Kürdistan isimlerinin siyasal,sosyal, kültürel vb yaşamın tüm alanlarında kullanılmasının önü açılmalıdır.
-Hakikatleri araştırma komisyonu kurularak, geçmişle yüzleşilmeli, Kürt halkına yönelik yapılan insanlık dışı uygulamalardan dolayı Kürt halkından özür dilenmelidir
KENDİ KENDİNİ YÖNETMEK İMKANLARI SAĞLANMALI
-Kürt sorununun temel kaynağı olma özelliği taşıyan militarist anayasa yerine zaman geçirmeden Çoğulcu, Demokratik, Eşitlikçi ve Özgürlükçü bir anayasa hazırlanarak, Kürt kimliği ve farklı kimlikler anayasal güvence altına alınmalıdır.
-Kürt halkının kendi kimliği ile kendi kendini yönetme imkânlarının sağlanması için Kürt halkının statüsü tanınmalıdır
-Türkiye devleti ve hükümeti Rojava ile olan sınırdan silahlı kişi ve gurupların geçişini engellemeli,sınır kapıları insani yardımın yanı sıra ticarete de açılmalıdır.
Tarihsel bir dönemin eşiğinde olduğumuz bu süreçte, Kürdistan halkı hak, adalet ve özgürlük temelli barışçıl bir çözüme, eşit ve kardeşçe birlikte yaşamaya hazırdır. Devletin ve hükümetin de bu anlayış ile hareket etmesi ve attığı adımların buna uygun olması gerekmektedir. Demokratik çözümün ve gönüllü birlikteliğin yolu da buradan geçmektedir."