2016 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride ilişkin ANF’ye konuşan Kürdistan Özgür Kadın Partisi (PAJK) Koordinasyon üyesi Jiyan Lava, “Önder Apo üzerindeki tecrit ağırlaştırılıyor. Gittikçe de ağırlaşan bir konsept söz konusu. Kürdistan’da uygulanan soykırımlarla, göçertmelerle, katliamlarla Kürt halkı sessiz kılınarak, özgürlük mücadelesinden uzaklaştırılmak isteniyor” dedi.
Kapitalist sistem ve ulus devletin krizden çıkmak için savaşı öne çıkardıklarını belirten Lava, bu savaşta en çok kadınlar ve çocukların zarar gördüğünü dile getirdi. Yüzlerce kadın ve çocuğun aç kaldığını, göçertildiğini, öldürüldüğünü vurgulayan Lava, “Bu durumlar karşısında Önderlik çözüm geliştirmek istiyor. Önderlik Ortadoğu’da konfederalizm sistemini geliştirmek istedi. Nasıl ki bu sistem Rojava’da geliştiyse tüm Ortadoğu genelinde de geliştirip savaşın sonlanmasını istiyor. Bu savaş ki halklar üzerinde katliamlar getiriyor. Önderlik bu savaşa bir çözüm geliştirmek istedi. Bugün Önderlik demokratik uygarlığın, kadın özgürlüğünün demokratik ve eşitliğin temsiliyetini yapıyor. Bunun için de kapitalist sistem bunu kabul etmiyor. Büyük bir kin ve tepkiyle Önderliğe, Önderliğin projesine karşı duruyorlar.
Bugün de bir yıl bitmek üzere ve 15 Şubat komplosunun yıldönümüne de az bir zaman kaldı. Aradan 17 yıl geçti. Türkiye devleti ilk günden bugüne kadar tek kişilik hücrede, bütün ağır işkence sistemlerini Önderlik üzerinde uyguluyor. Her geçen yıl bu işkenceler ağırlaştırılıyor. İmralı’da bu sistem niye geliştirilmiş? Tecridin ağırlaştırılması, tek hücre ve tek tutuklu uygulamasıyla Önderliğin dış çevreyle hem halk hem hareketle bütün ilişkisini kesmek istiyorlar” dedi.
‘TECRİT ÖNDERLİĞİN FİKİRLERİNE SALDIRIDIR’
Türk devletinin bu uygulamalarının beraberinde ağır bir psikolojik savaş getirdiğini ve Öcalan’ı her yönden tecrit etmek istediğini de vurgulayan Lava şöyle konuştu: “İmralı sistemi bunun için geliştirilmiştir. Şimdi bu sistemi günden güne daha da ağırlaştırıyorlar. 5 Nisan’dan beri Önderlikle bir görüşme yapılmadı. Bu tecrit ile devletin amaçladığı Önderliğin fikrine bir saldırıdır. Sadece askeri bir saldırı değil siyasi bir saldırıdır. Önderliğe karşı ideolojik bir saldırı geliştiriyorlar.
Bu tecrit ile halkın iradesini teslim almak istiyorlar. Ancak Önderlik 17 yıldır tarihi bir direniş sergiliyor. Önderliğin ‘tarihi komplolar gelişmelerin önünü alamaz, tersine hızlandırır’ sözü var. Bu söz İmralı şahsında doğrulanıyor. Önderlik dört duvar sınırlarında nasıl ki düşünce gücünü, özgür iradesiyle değişim ve dönüşüm projesini geliştirdi. Rojava’da konfederal sistemi ilerletti. Ortadoğu’daki tüm sorunlara karşı çözümler üretti. Bu fikirlerini yaydığında Özgürlük Hareketini eskisinden daha fazla güçlendirdi. Kürt halkından mücadeleci bir kişilik yarattı. Kürt Halkının sorunları için büyük bir mücadele verdi.
Önderlik gücünü hem halk hem hareket için, her açıdan öylesi bir düzeye taşıdı ki siyasetini tüm Ortadoğu’da yaydı. Kürt halkının umut tohumlarını, aydınlıkları oluşturdu. Bugün bu aydınlık sadece Ortadoğu’nun değil bu aydınlık tüm insanlığa tüm dünyaya yayıldı. Önderlik, Türkiye devletinin istediğinin tam tersini yaptı. Tüm bu ilerlemeler bugün somut olarak gözer önünde diriliyor. Bunun için bu iktidarcı, tekelci, ulus-devlet sistemi kendi çıkarları doğrultusunda olmadığı için bu dirilişi kabul etmiyor.
Bunun için de bu süreçte Türk devleti gündemlerine idamı koydular. Kürt Özgürlük Hareketi, Kadın Özgürlük Hareketi nasıl ki çok büyük ilerlemeler yarattılar, nasıl ki tarihi adımlar attılar, bu adımları nasıl ki en üst seviyelere yetiştirdiler bu duruşları Türk devletini bugün çok büyük bir darlığa katmıştır. O nedenledir ki Türk devleti idamı gündeme koyuyor. Bu idamı gündeme katmanın tek sorumlusu Türk devleti değildir çünkü Önderlik uluslararası bir komployla yakalandı ve Türkiye’ye teslim edildi. Bunun için bu idam sadece Türkiye devleti tarafından gündeme gelmemiştir. Uluslararası güçler tarafından da gündeme konulmuştur.
Önderliği tehdit ediyorlar. Önderliğin kendisi de söylüyor ben bir savaş tutsağıyım diyor. Türk devleti neden idamı bu kadar gündemleştiriyor? Bunu harekete karşı da kullanıyor. Bu Türk devletinin ne kadar sıkıştığını da göstermektedir. Özelde de bu süreçte AKP, MHP, CHP hepsi birleşerek çok güçlü bir milliyetçiliği öne çıkarıyor ve bu şekliyle de Kürt halkına saldırıyorlar. Tecridi ağırlaştırıyorlar.”
‘SAVAŞ HALKA KARŞI YÜRÜTÜLÜYOR’
AKP’nin geçmişte din ile kendisini öne çıkardığını, din-İslam kılıfı altında siyaset yürüttüğünü ve kendini ortaya çıkardığını söyleyen Lava, “Ama şimdi ortaya çıkıyor ki sadece din ve İslam ile değil milliyetçi zihniyetiyle daha çok ortaya çıkıyor. Bugün de nasıl Kuzey Kürdistan’da demokratik özerklik adımları atıldı o an itibariyle tüm faşizmiyle, tüm vahşiliği ile halka saldırdı. Halkı katliamlardan geçirip, göç ettirdiler. Bu savaşı tüm yönüyle halka karşı yürüttüler.
O kadar basın-yayın organı kapatıldı, o kadar insan yakalandı. Yine siyasetçi insanlar tutuklandı. Böyle yaparak bir yönden halkın iradesini kırmak istiyorlar bir yandan da idamı gündeme katarak Önderlik şahsında halkın iradesini kırmak istiyorlar. Tecridi öncesinden iki kat daha da ağırlaştırdılar. Yani bu ulusçuluk zihniyeti ile devam ederse günden güne Türk devleti yenilecektir. Başarılı olamayacaktır. Bu, Türk devletinin ne kadar sıkıştığını göstermektedir.
Türk devleti tüm imkanı, tüm gücü ile İmralı sistemini oluşturdu. Öndeliğin gücünün olmadığını, dayanamayacağını dile getirdiler. Önderliğin gücünü etkisiz kılacaklarını söylediler ve günden güne daha farklı sistemler geliştirdiler. Bundan sonuç alamadılar. Şimdi de idamı gündeme koyuyorlar. Kürt halkına karşı kullanmak istiyorlar. Tehlike yok demiyoruz tehlike de var. Önderlik karşısında istedikleri kadar uygulama geliştirsinler Önderliğin gücünü daraltamaz, bu uygulamalardan sonuç alamazlar” diye konuştu.
Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin bugün Ortadoğu’da önemli gelişmeler yarattığını söyleyen Lava, İmralı sisteminin Öcalan’ın fikir gücüyle, özgür iradesiyle, Türk devletinin uygulamalarını etkisiz kıldığını da belirtti.
“Hiç kimse Önderliğin fikirlerini engelleyemez. Şu an Önderlik üzerinde yürütülen ağır tecridin kalkması için hareket olarak bu durumu sıradan bir duru olarak ele almayacağız. Nasıl ki Önderlik fikir derinliği ve özgür düşüncesiyle İmralı sistemini etkisiz kıldıysa halk olarak hem de hareket olarak hem gündemde olan idamı hem de Önderlik üzerindeki bu ağırlaştırılmış tecridi, bu psikolojik savaşı etkisiz kılmamız gerekmektedir. Etkisiz kılabilmemiz için Özgürlük Hareketi olarak, Kadın Özgürlük Hareketi olarak her zamankinden daha fazla mücadelemizi yükseltmemiz gerekmektedir. Başarıyı ne kadar elde edersek Önderlik üzerindeki tecridi de o kadar hafifletmiş olacağız” diyen Lava, Kürt halkının komplo gününden bu yana kadar sessiz kalmadığını da söyledi.
Komployu boşa çıkarmak için onlarca – yüzlerce insanın büyük direniş ruhu ile “Güneşimizi karartamazsınız” sloganlarıyla alanlara aktıklarını ve tarihi mücadele ruhu ile Öcalan için bedenlerini ateşe verdiğini de hatırlatan Lava, “Bir daha Kürt halkı ‘kimse güneşimizi karartamaz’ ruhuyla iki kat daha fazla sokaklara akmalı, Önderliklerine sahip çıkmalıdır. Mücadelelerini her yönüyle büyütmeli, kendilerini Önderliğin felsefesiyle daha da derinleştirmelidir. Fikirde, felsefede, ideolojide, Önderlik bilincinde kendilerini derinleştirmelidir, kendilerini eğitmelidir ki düşmanın bütün planlarını boşa çıksın.
Önderliğin özgürlüğü çalışmalarımızın esası olmalıdır. Yürüttüğümüz çalışmalarda yakaladığımız başarılar Önderliğimizin özgürlüğüne hizmet edecektir. Bu hareketin tüm militanları ve yurtsever Kürt halkımızla birlikte harekete geçerek Önderliğimize sahip çıkabiliriz.
Çalışmalar yürütülmüyor değil yürütülüyor. Geçen sürede Önderlik için, Önderliğin özgürlüğü için bir konferans gerçekleştirildi. Yine Türkiye’de açlık grevi eylemleri, bazı aydınların da eylemleri oldu. Avrupa’da Kürdistan’ın dört parçasında eylemler oldu fakat bunlar yetmiyor. Var olan bu süreçte faşizm kirli planlarını, Önderliğe karşı kirli savaş konseptini en üst düzeyde yürütmektedir. Gerçekleştirilen bu eylemler yeterli olmamaktadır. Gerçekleştirilen bu eylemler Önderliğimizin özgürlüğü için iki kat daha fazla olmak durumundadır. Biz rahat uyuyamayız” diye konuştu.
Bu eylemlere, direnişlere kadınların öncülük edeceğini de vurgulayan Lava şöyle konuştu: “Eylemler ve başkaldırılarda kadın ve geçler öncülük etmelidir. Biz kadınlar her zamankinden daha fazla Önderliğin özgürlüğüne sahip çıkmamız gerekmektedir. İmralı sistemini yerle bir edelim, tecridi kaldıralım. Şimdi Önderliğin sağlık durumu iyi değil ve güvenliği yok. Eğer Türkiye’de faşizm bu kadar harekette ise, çok sıkışık durumda ise o halde Önderliğin güvenliği garantide değildir. Bunun için bütün çalışmalarımız, bütün mücadelemiz Önderliğin özgürlüğüne hizmet edecek temelde olmalıdır. Sadece biz Kürt kadınları değil insanlık için çağrıda bulunan, mücadele eden bütün demokrat insanlar, kapitalizme karşı olan insanlar, ulus-devlete karşı olanların, herkesin çabasının olması gerekmektedir. Çünkü demokrasi mücadelesinin yükseltilmesi, insanlığa hizmetin yükseltilmesi, Önderliğin özgürlüğüne hizmet edecektir.
Eğer tüm Ortadoğu kadınları kadın özgürlüğü için, toplumun özgürlüğü için, demokrasinin olduğu bir sistemin Ortadoğu’da ilerletilebilmesi için, artık bu savaşın sonlanması için, kadın ve çocukların artık ölmemesi için, katliamların olmaması için her zamandan daha fazla gücümüzü birleştirmeliyiz. Bütün Kürt halkı, bütün bölge halkları; Asuri, Ermeni, Arap, Fars, Türk bütün Ortadoğu halkı her zamankinden daha fazla demokrasi için demokratik ulus mücadelesi için gücümüzü birleştirmemiz bu mücadeleyi daha da yükseltmemiz gerekmektedir.
Sömürgeci, hegemonik güçlerin bugün Ortadoğu halklarının iradesini kırmasına, halklar üzerinde katliamlar yapmasına fırsat vermeyelim. Ortadoğu da var olan bu savaşın durdurulması için Önderliğin projelerini yaşamak için Önderliğin özgürlüğü ve tecridin kaldırılması için mücadeleyi yükseltmek bizim esas görevimizdir.
2017 yılında Önderliğin durumunu güvenceye almamız için, sağlığı için, Önderlik üzerinde olan tecridin kaldırılması için büyük mücadele etmek yerinde olacaktır. Kadının özgürlüğü Önderliğimizin özgürlüğü, mücadelenin yükseltilmesi tecridin kaldırılması demektir.
2017 yılı mücadelenin yükseleceği, Önderliğin özgürlük yılı olacağını belirtiyor bütün kadınları mücadeleye çağırıyoruz.”