Le Figaro analizi: Kobanê (DAİŞ’in) stratejik yenilgisi olabilir

Le Figaro analizi: Kobanê (DAİŞ’in) stratejik yenilgisi olabilir

Fransa’nın önde gelen gazetelerinden Le Figaro’da yayınlanan bir analizde, Kobanê’yi kuşatan DAİŞ’in şehir savaşında büyük risk ve kayıplarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. DAİŞ’in tüm dünyanın odaklandığı Kobanê’deki kuşatma için güçlerini yığdığı hatırlatılan analiz yazıda, Avrupa, Türkiye ve Kürdistan’daki eylemler ile ABD’nin baskılarının AKP’yi Suriye politikasında değişime zorlayabileceği savunuldu.

Hadrien Desuin imzalı analizde, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin dünya kamuoyu nezdinde giderek daha fazla itibar kazandığı kaydedilirken, “Kobanê düşse de, Suriye’deki Kürtler bu savaştan muzaffer çıkabilirler” denildi.

Fransız diplomasisini yakından takip eden Ortadoğu üzerine uluslararası ilişkiler uzmanı Hadrien Desuin’in ‘Kobanê Savaşı neden sadece bir başlangıç?’ başlıklı yazısı şöyle:

“Kürdistan üzerinde bir panik havası esiyor. Sıkıntıyla Kobanê’nin düşüşünün yakın olduğu yineleniyor. Ancak, şehrin (Kobanê) ‘İslam Devleti’ tarafından aşama aşama kemirilmesi Kürt milislerinin direnişini maskeliyor.

Kobanê kuşatması sürüyor ve daha da sürecek. Öyle ki, İslam Devleti başkenti Rakka’dan takviye güç getirerek, tüm gözleri üzerine çeviren bu savaşa bir son vermek istiyor. Bir aydır şehri almaya çalışıyor, nafile. Bu ise, El Bağdadi’nin adamlarını düşüncesizce riskler almaya itiyor.

Koalisyon bombardımanı altındaki İslam Devleti, güçlerini karada dağıtabilmişti. Kobanê direnişi, onları bir araya gelmeye zorluyor. Elbette, bir sokak savaşında yüzlerce kiloluk bombalarla vurmak zordur, ancak bir düzine hava saldırısı bazı hedeflerin tespit edilebileceğini gösterdi. Bu da DAİŞ’in ağır silahlarını (top, tank ve lojistik) azaltma ve ‘cihatçıları’ PKK’nin Suriye kolu ile neredeyse eşit bir savaşa mecbur kılmaya yol açtı.

ŞEHİR DIŞI VE İÇİ SAVAŞINDA GÜÇ DENGELERİ FARKLI

Bu kuşatma ebedileşiyor, çünkü ‘şehir savaşı’nda saldırı çok üstün imkanlarla da olsa büyük oranda riske giriyor. Geleneksel olarak, açık alanda avantaj elde edilmesi için güç dengesinin üçe bir olması gerektiği düşünülür. Şehirde ise, güçler dengesinin saldıran taraf lehine daha yüksek olması gerekir. Birlikleri en az iki katına çıkarmak gerekir: yani 6 ila 10’a karşı 1. Örneğin pusuya yatmış bir keskin nişancı çıkarma yapan piyadelere karşı uzun süre direnebilir. Beşar Esad’ın Suriye şehirlerini yeniden ele geçirmedeki en büyük zorluk da buydu. Savunmanın yapması gereken, düşmanı içeriye girmeye müsade ederek, geriye çekilen bir manevra ile zayıflatmaktır. DAİŞ, Amerikan bombaları nedeniyle şehir dışında savunmasız; alanı iyi bilen Kürt militanlarla karşı karşıya kaldığı şehir içine girdiğinde de savunmasız kalıyor.

Çok çetin bir savaş ki, Kobanê’deki savaşçılar, DAİŞ’in Irak’taki saldırısının başlarında görülen Peşmergeler değiller. Peşmergeler, (DAİŞ tarafından) hazırlıksız yakalanmadan önce yıllarca Kürt proto-devletinin sınırlarını rahatlıkla korumuşlardı ve sonrasında Amerikan hava güçleri sayesinde üstün gelebilmişlerdi. Suriye’deki ‘peşmergeler’ (YPG) ise, ‘cihatçılara’ karşı üç yıldan bu yana savaşıyorlar. Onlar Irak’taki kuzenlerine göre bir başka savaşkanlar.

Türk balkonundan izlenen bu ‘savaş gösterimi’ tarihsel birçok karşılaştırmayı tetikliyor. Stalingrad, Verdun, Varşova, Srebrenica, Guernica; savaş filmi ile ARTE dokümanteri arasında seçme hakkınız var. Kobanê kuşatması gerçekte stratejik olmaktan çok sembolik.

KOBANÊ DAİŞ İÇİN STRATEJİK BİR YENİLGİYE DÖNÜŞEBİLİR

Sınıra kurulmuş olan Kobanê aslında tümüyle izole bir kent. Topraklarını savunan Kürtlerin aksine,  ne DAİŞ’in, ne Türklerin ve ne de Amerikalıların bu kenti zapt etmeye aslında gerçek manada ihtiyaçları yok. Ve buna rağmen, DAİŞ bu savaşa birçok imkanlarını angaje ediyor ve de onları kaybediyor. Oldukça mediatize olan bu savaş, (DAİŞ’in) propagandası ve birliklerinin morali için oldukça önemli. Kobanê kuşatmasının sonu ne olursa olsun (her ne kadar savaşın dumanları sürprizlerle dolu olsa da büyük ihtimalle berabere bir maç) DAİŞ’in birliklerini sabit tutuyor. Başlangıçta basit bir taktik aksilik iken, Kobanê giderek stratejik bir yenilgiye dönüşebilir.

AKP REJİMİ SURİYE’DEKİ DURUŞUNU DEĞİŞTİRMEYE ZORLANIYOR

Cihatçılar bu savaş ile birlikte komşu Türkiye’yi Suriye’deki ikili oyununu açık açık ifşa etmeye zorladılar. Kürt diasporası Avrupa’da baskı yapıyor. Fransa, ‘DAİŞ’i Suriye’de bombalamama’ şeklindeki seçimini gözden geçirebilir. Türkiye’nin bizzat kalbindeki şiddet sahneleri ABD’nin baskısıyla birleştiğinde, AKP rejiminin Suriye’deki duruşunu değiştirmeye zorlayabilir. NATO’da, Brüksel’de ve şimdi de Washington’daki tecritten çıkmak isteyen, Ortadoğu’da çoktan yalnız kalan Ankara, kendi toprakları üzerindeki bir destabilizasyonu önlemek istiyorsa bazı şeyleri netleştirmek zorunda kalacak.

KOBANÊ DÜŞSE BİLE SAVAŞIN KAZANANI KÜRTLER OLACAK

Modern savaşlarda, kamuoyu önemli bir silahtır; kredileri serbest bırakan, askeri birlikleri harekete geçiren ve karar almaya zorlayan O’dur. Medya aracılığıyla çok basit bir hedef, sahada temel bir öneme ulaşabilir. Türkiye tarafından yalnız bırakılmalarına rağmen Kürtler Kobanê’de dünya kamuoyunun sempatisini kazandılar. (Kürtlerin) bağımsızlık mücadelesi her gün biraz daha tanınıyor. Kobanê düşecek olsa bile, Suriye Kürtleri bu savaştan muzaffer olarak çıkabilirler.”

HADRIEN DESUIN KİMDİR?

Askeri okuldan sonra, Fransız jandarmasında subaylık eğitimi alan Hadrien Desuin, uluslararası ilişkilerde yaptığı yüksek lisans tezinde Doğu Hıristiyanları sorununa eğildi. Hristiyan diasporasının yanı sıra Mısır üzerine uzmanlaşan Desuin, halen Causeur et Conflits adlı dergide Fransa’nın dünya genelindeki diplomasisi üzerine yazı ve makaleleri ile tanınıyor.