‘Lice Davası’na Tahir başkanın bıraktığı yerden devam’
Lice Davası müdahil ve mağduru olan Avukat Yunus Muratakan, bugün yaşanan yoğun hak ihlallerinin durdurulabilmesi için bu tür davaların çok kritik ve önemli olduğuna dikkat çekti.
Lice Davası müdahil ve mağduru olan Avukat Yunus Muratakan, bugün yaşanan yoğun hak ihlallerinin durdurulabilmesi için bu tür davaların çok kritik ve önemli olduğuna dikkat çekti.
Lice Davası müdahil ve mağduru olan Avukat Yunus Muratakan, bugün yaşanan yoğun hak ihlallerinin durdurulabilmesi için bu tür davaların çok kritik ve önemli olduğuna dikkat çekerek, “Katillerin cezalandırılması için Tahir başkanın bıraktığı yerden dosyaları devam ettirmekte kararlıyız” dedi.
Amed’in Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te çıkan olaylarda dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişi yaşamını yitirdi. İlçede çok sayıda ev ve işyeri yakıldı.
Olayı soruşturan savcı, iddianameyi zaman aşımına bir gün kala tamamlayarak Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianamede dönemin Diyarbakır Jandarma alay komutanı Emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında ‘taammüden öldürme’, ‘halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik’, ‘cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası istendi.
Daha önce güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’e nakledilen dosya, bu kentte TMK ile görevli mahkeme olmaması nedeniyle Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yargıtay 5’inci Ceza Dairesi’ne gönderildi. Yargıtay, yine güvenlik gerekçesiyle davanın İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdi. İlk üç duruşmasına katledilen Amed Baro Başkanı Tahir Elçi’nin de katıldığı Lice Davası’nın 4’üncü duruşması 24 Aralık 2015’te görülecek.
Lice Davası müdahil ve mağduru olan avukat Yunus Muratakan, davanın seyrine ilişkin ANF’ye konuştu.
Muratakan, mahkemenin kendilerinden sanığı kaçırdığını ve duruşma esnasında hiç bir müdahil avukata haber vermeden sanığın dinlediğini kaydetti. Muratakan, Mahkemenin kanuna aykırı hareket ettiğini belirterek, “Bizim doğrudan soru sorma hakkımız var. Ne tür ifade verdiğine yönelik denetleye bilme imkanımızın elimizden alınmaması gerekiyor. Gizli bir şekilde ifade alınmasıyla biz reddi hakim talebinde bulunduk. Çünkü mahkeme bu davada kanunsuzluk yaptı” diye konuştu.
‘NAAŞI GÖRMEDEN İNANMAYIZ’
Dava içerisinde sanık olan Tünay Yanardağ’ın yurt dışında öldüğünün iddia edildiğini hatırlatan Muratakan, halen kendilerine gelen resmi bir evrakın bulunmadığını ve sanığın naaşını da görmeden öldüğüne inanmadıklarını vurgulayarak, “Bunlar Türkiye’de yaşanan vakalar. Şu aşamada mahkemenin dördüncü celsesi başlayacak. Ama çok umutlu bir seyir beklemiyoruz” dedi.
‘TAHİR ELÇİ’NİN BIRAKTIĞI YERDEN DEVAM’
Katledilen Amed Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin de bu davayla ilgilendiğini hatırlatan Muratakan, Elçi’nin Türkiye’de yoğun cezasızlık nedeniyle ileride yaşanacak insan hakları ihlallerinin önüne geçmek için bu dosyalar üzerinde müthiş bir emek gösterdiğini belirtti. Muratakan şunları kaydetti: “Tahir Başkan’ın öldürülme şekli bu güne kadar tek bir kolluk birinin dahi soruşturma da şüpheli sıfatıyla soruşturmada ifadesinin alınmaması 90’lı yıllardaki kirli savaşın bugünde devam ettiğini gösteriyor. 90’lı yıllardaki faili meçhul, köy yakma davaları etkin soruşturulup failleri soruşturulsaydı bugün Tahir Elçi’nin başına böyle bir vaka gelmezdi. Bugün yaşanan Cizre, Sur ve Silopi’deki katliamlarda yaşanmazdı. Biz bu tür davaların çözüm süreçlerinin bir ayağı olabileceğini düşünüyoruz. Bu davalarda gerçek bir yargılama yapılırsa toplumda adalete olan güven yükselecekti. Ama biz 2009 yılından bu yana görüyoruz ki bu davalar çok rahat bir şekilde kapanıyor. Tahir Elçi bizim için bir modeldi, bu dosyalardaki faillerin cezalandırılması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Katillerin arkasına düşmüştü ama maalesef faili meçhul bir kurşuna hedef oldu. Biz onun bıraktığı yerden dosyaları devam ettirmekte kararlıyız.”
‘ÇOK KRİTİK DAVA; KAMUOYU BASKISI ŞART’
Lice Davası’nın müdahili ve bir mağduru olarak bugün yaşanan yoğun hak ihlallerinin durdurulabilmesi için bu tür davaların çok kritik ve önemli olduğuna dikkat çeken Muratkan, “Eğer bu tür davalar üzerinden toplumsal bir kamuoyu oluşturulup yargı üzerinde bir baskı oluşturulursa. Ve gerçekten adalet mekanizması çalıştırılıp, sanıklar yargılanır ve cezalandırılırsa, bu gün fütursuzca suç işleyen kamu görevlileri yargılanacaklarını düşünerek hukuk içerisinde hareket etmek zorunda kalırlar. Kamuoyundan bu tür dosyalara destek vermesini ve gündemleştirmesini talep ediyoruz” diye konuştu.