Mahkeme Öcalan’ın avukatlarının beraat talebini reddetti
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 43 avukatı hakkında açılan davanın duruşmasında, avukatların beraat talebi reddedildi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 43 avukatı hakkında açılan davanın duruşmasında, avukatların beraat talebi reddedildi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 43 avukatı hakkında açılan davanın duruşmasında, avukatların beraat talebi reddedildi.
22 Kasım 2011 tarihinde "KCK" adı altında yapılan ve Türkiye tarihinde toplu bir şekilde en çok avukatın gözaltına alınarak tutuklandığı operasyonun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 43 avukatı hakkında açılan davanın duruşması İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya avukatlar, Fransa'dan gelen hukukçulardan oluşan heyet, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar katıldı. Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada yargılanan meslektaşlarının savunmasını ÖHD üyesi avukatlar Mustafa Rüzgar, Baran Doğan ve Fırat Epözdemir yaptı.
Av. Mustafa Rüzgar, avukatların yargılanma gerekçesinin mesleki faaliyetleri olduğunu söyledi. Soruşturmanın hukukun temel kurallarına aykırı olduğunu dile getiren Rüzgar, soruşturmanın "düşmanla savaş" hukuku mantığı ile yürütüldüğünü belirtti. Avukatlara yönelik başlatılan soruşturmanın, toplumsal açıdan önemli siyasal süreçten geçilen süreçte başlatıldığını ve bu yöntemle Kürt muhalefetinin etkisiz kılınmaya çalışıldığını vurgulayan Rüzgar, soruşturma ile savunma mesleği ve savunma hakkının da sanık kürsüsüne çıkarıldığını söyledi. Soruşturmanın hukuk ihlalleriyle yürütüldüğünü ve hukuk ihlalleri yapılarak yargılama usulüne uyulmadığını vurgulayarak, "Hazırlanan iddianame hukuka aykırı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu soruşturma mükerrer bir soruşturmadır" dedi. Rüzgar, avukatların beraatını istedi.
Avukat Baran Doğan ise, yargılamanın siyasi bir proje olduğunu söyledi. Soruşturmanın amacının maddi gerçeği aramak olmadığını belirten Doğan, avukatlara dokunulmasının mahiyetinin hukuk düzeneğinin yok olması anlamına geldiğini vurguladı. Yargının mevcut haliyle dört sac ayağının bulunduğunu belirten Doğan, "Birincisi sıradan hakimler, ikincisi cemaatin hakimleri, üçüncüsü iktidarın hakimleri, dördüncüsü de eski rejimin hakimleridir. Sadece avukatların değil, toplumun da algısı bu yöndedir" ifadelerini kullandı. Soruşturma sürecinde avukatlar hakkında teknik ve fiziki takibin yapıldığını belirten Doğan, "Müvekkillerimiz hakkında, maddi yansıması olmayan, tamamen zihni yansımanın olarak notlar tutulmuş ve bu notlar soruşturma dosyasına delil olarak girmiştir. Dosyaya Ali Fuat Yılmazer'in imzaladığı ve delil değeri olmadığı belirtilen onlarca tutanak girmiştir" dedi. Soruşturma tutanaklarında adı geçen Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in "örgüt üyeliği" suçlamasıyla şu an da tutuklu bulunduğunu hatırlatan Doğan, "Soruşturma notlarını tutanlar şimdi örgüt üyeliği iddiasından yargılanıyor. Bu durumda bu tutanakların maddi değeri olamaz" diye konuştu.
Avukat Fırat Epözdemir de, yargının yürütmenin etkisi altında olduğunu belirterek, yargılamanın siyasal proje olduğunu belirtti. Aralarında Yurt Atayün ve Ali Fuat Yılmazer'in de bulunduğu örgüt üyeliği iddiasıyla açığa alınan, tutuklanan polislerin, dosyayı oluşturan kişiler olduğunu belirten Epözdemir, "Paralel iddiaları ile ilgili soruşturmalar bitmeden bu yargılamaya devam edilmemelidir. Bu aşamadan itibaren bu yargılamaya devam edilemez" diyerek, beraat istedi. Avukatların beyanlarının ve taleplerinin ardından mahkeme heyeti, beraat taleplerini reddetti. Kararın ardından konuşan ÖHD İstanbul Eş Başkanı Avukat Sinan Zincir, avukatların tutuklanmasıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın savunmasız bırakılmak istendiğini vurguladı. Soruşturmaya konu olan delillerin tamamının Öcalan ile avukatları arasındaki avukat müvekkil görüşmeleri olduğunu belirten Zincir, "İmralı'dan çıkan fikirler bugün parlamentoda, sokakta, mecliste" dedi. Avukat Bahri Belen de, daha önceki duruşmalarda belirtilen Anayasa'ya aykırılık iddialarının bekletici mesele yapılmasını talep etti.
Savunmaların ardından avukatların tüm taleplerini reddeden mahkeme heyeti, Anayasa Mahkemesi'ne gönderilen KCK dosyalarının durumunun sorulması kararını vererek, duruşmayı 22 Ekim'e erteledi.