Maraş’ın failini Dersim’den tanıyoruz

PSAKD Genel Sekreteri Özgür Kaplan, 19 Aralık 1978’de başlayan ve 7 gün süren Maraş Katliam’ın failini Dersim Katliamı’ndan tanıdıklarını belirterek, devleti işaret etti.

Herkesi Sünni-Türk olarak gören devletin, kendi iktidarına tehdit olarak gördüğü herkese kendi ‘hassasiyeti’ üzerinden saldırdığını belirten PSAKD Genel Sekreteri Özgür Kaplan, “Bu kafa yapısına sahip olduğu sürece ne Aleviler, ne Kürtler ne de diğer inançtaki insanların can güvenliği olur” dedi.

 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Sekreteri Özgür Kaplan, Maraş Katliamı’nın 43. yıl dönümü vesilesiyle ANF'ye konuştu. Bu topraklardaki tüm katliamların failinin belli; Maraş Katliamı’nı yapan zihniyetle Dersim Katliamı’nı yapanın aynı olduğunu belirten Kaplan, “Çorum, Madımak, Malatya’da çeşitli tarihlerde bize yaşatılan katliamların zihniyeti aynıdır. Maraş’ta da camilerden provokasyon anonsları yapılarak insanlar katliama uğratıldı, keza Madımak’ta da öyle oldu. İnanç hassasiyeti üzerinden devletin, Alevilere yönelik katliamı söz konusu” dedi.

ONLARCA YILDIR KOMŞU OLANLAR

Maraş Katliamı'nın, diğerlerinden biraz daha farklı olduğunu kaydeden Kaplan, şunları söyledi: “30, 40, 50 yıldır komşuluk yapmış insanlar, Alevi olduğu için komşularının çocuklarını katledebildi. Maraş Katliamı’nda yaşatılanların Suriye savaşında gördüklerimizden hiçbir farkı yok. İnsanların nasıl katledildiğinin, kadınlara nasıl tecavüz edildiğinin görüntülerini bize izlettiler. Maraş’ta da aynısını bize yaşattılar.”

IRKÇI VE DİNCİ KOALİSYONU

Maraş’ta saldırıyı geri püskürten, bir noktadan sonra ilerlemesini durduranın devrimciler olduğunu anımsatan Kaplan, “Biz Maraş Katliamı’nı ve diğer katliamları unutmuyoruz, unutmayacağız ve affetmiyoruz. Faillerin kesinlikle yargı önüne çıkmasını istiyoruz. Halkın vicdanında yargılandılar. Bu katliama karışanlardan hiçbir şekilde pişmanlık duyulmaması, pişmanlığın belirtisinin, emaresinin görülmemesi aslında nereden beslenildiğini, cesaret alındığını da gösteriyor. Bu kafa yapısına karşıyız. Bu ülkeyi onlarca yıldır ırkçılar ve dinciler yönetiyor. Ekonomik buhrandan tutalım da katliamlara kadar sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir" şeklinde konuştu.

SİYASAL İSLAMIN DEVLET TAPINAKLARI

Katliamların sebebinin inançlı insanların "hassasiyeti" değil, devletin "hassasiyeti" olduğunun altını çizen Kaplan, şunları söyledi: “Kimin neye nasıl inandığıyla biz ilgilenmiyoruz. Şöyle bir gerçek var; siyasal İslam bu ülkede camileri ve ibadethaneleri devlet tapınağı haline dönüştürmüş. Bir hassasiyet var, o hassasiyeti de devlet temsil ediyor. Herhangi bir bölgede farklı bir inançla yaşayan insan, kendi ritüellerini yerine getirerek yaşayan bir insanın hassasiyetinden bahsetmiyoruz. Devletin kendi hassasiyeti var ve kendi iktidarına tehdit olarak gördüğü herkese bu hassasiyet üzerinden saldırıyor. Devlet, herkesi Sünni, herkesi Türk olarak gören bir kafa yapısına sahip olduğu sürece ne Aleviler ne Kürtler ne de diğer inançtaki insanların can güvenliği olur. 12 Eylül faşist darbesi de bir biçimiyle Alevilerin katliamları üzerinden kendilerine bir zemin hazırlatılarak yapıldı. Devlet aklını en son canlı yayında, 8 saat boyunca insanların yakıldığını izlerken gördük."

AKP’NİN ALEVİLERE AÇILIMI OLAMAZ

Kurum yöneticileri olarak tehdit almaya devam ettiklerini söyleyen Kaplan, tehditlerin kendileri için bağlayıcı olmadığını kaydetti.

Kaplan, iktidar partisinin söylemlerini ciddi bulmadıklarını da şu sözlerle ifade etti: "Sadece partiyi yönetenler değil, partiyi oluşturan tüm omurgayı da görmek lazım. Bir kere Erdoğan, önce ‘Karacaahmet’i yıkamadım, içimde kaldı’ söylemini açıklasın. Tescilli Madımak katili, Ahmet Turan Kılıç serbest bırakılırken, Aysel Tuğluk serbest bırakılmıyor. Aysel Tuğluk, Alevi bir kadındır her şeyden önce. Sadece siyaset yapmıştır. Ne bir cana kıymış ne de katillerden yana olmuştur. Burada çok net görülüyor; AKP Alevilere açılamaz. Açılırsalar da bizim derinliğimizde boğulur. Madımak Katliamı zaman aşımına uğratıldığında ‘hayırlı olsun’ diyen birinin samimiyetine asla inanmıyoruz. Bir siyasi partinin lideri Alevi olduğu için meydanlarda yuhalatılırken, zorla çocuklarımıza Sünnilik dersi öğretilirken; tek din, tek bayrak, tek dil denilirken biz bunu nasıl savunacağız? Bütün katliamlardan resmi bir özür istiyoruz. Sadece Aleviler için değil, tüm katliamlar için. Bugün devleti temsil eden kişinin devlet adına özür dilemesi lazım."

IRKÇI OLMAYANLARLA YÜRÜMEYE DEVAM EDECEĞİZ

“Halkı vergilere mahkum eden, köle gibi gören Osmanlı İmparatorluğu’nu titretmiş bir halkın torunlarıyız. Şah Kalender’den Pir Sultan Abdal’a kadar” diyen PSAKD Genel Sekreteri Özgür Kaplan, şunları ekledi: “Dizlere kapananlar ile dizleri titretenlerin arasındaki fark kadar netiz. Ezilenden ötekileştirilenden yana olan tüm çağdaş, devrimci, demokrat insanlarla birlikte yol yürüdük, yürümeye devam edeceğiz. Biz Alevilerin örgütlüğünü, eşitliğini isterken tüm halklar için istiyoruz. Sadece Alevilerin özgür yaşadığı bir ülke bizim düşlerimizde yok. 73 millete bir nazarla bakma kültüründen geliyoruz. Şiddetten yana olmayan, ırkçı ve dinci olmayan herkesle yan yana yürümeye devam edeceğiz."