Med Kültür Merkezi Dengbêj evi için kolları sıvadı

Med Kültür Merkezi Dengbêj evi için kolları sıvadı

Yaptıkları çalışmalarıyla Kürt kültürünü yaşatan Med-Kültür Merkezi büyük bir projeyi daha hayata geçiriyor. Diyarbakır’ da bulunan Dengbêj evine benzer bir Dengbêj evi açmaya hazırlanan Med-Kültür Merkezi bu projenin ilk adımını 22 Eylül 2013 tarihinde Bağcılar BDP Konferans salonunda Sewta Dengbêjên Mezopotamya ( Mezopotamya’nın Denbejleri Sesi ) isimli canlı performansla atacak. Canlı performansa Sebrî Agirî, Xeni Qarayazi, Mihamedê Beyro, Abdulezîzê Bêdlîsî, Metînê Mûşî ile genç dengbêjler Sewan, Murat ve Bawer gibi tanınan Denbêjler katılacak.

Performans öncesi ANF’ye konuşan Med-Kültür Merkezi çalışanı Kaniya Dengan Rêzan, amaçlarının Kürt tarihini ve kültürünü bugünlere taşınmasını sağlayan Dengbêjlik geleneğini yaşatmak olduğunu söyledi.

KÜRT KÜLTÜRÜNÜN CAN DAMARI: DENGBÊJLİK

“Deng” ’in Kürtçe ses,”bêj”’in ise söylemek anlamına geldiğini aktaran Rêzan, Dengbêj’in Kürt halk ozanlarına verilen bir isim olduğunu, kelime manası olarak da sese biçim, hayat ve renk veren anlamına geldiğini, dengbêjlerin yaptıkları eserlere de “Kılam” denildiğini söyledi. Rêzan, Kürt sözlü edebiyatının mihenk taşı olan dengbêjliğin Kürt kültürünü ve edebiyatını günümüze kadar yaşamasını sağladığı dile getirdi. Tarihe bakıldığında her halkın bir edebiyatı olduğunu belirten Rêzan, edebiyatsız bir toplumun her yönüyle ruhsuz kalacağını ifade etti. Edebi olarak Kürt halkının dil yapısının hem bükümlü hem de çok lehçeli ve şiveli olduğu için çok zengin bir dil yapısına sahip olduğunu dile getiren Rêzan, “Bugüne kadar Kürt halkının dilinin yasaklanmasının en temel nedenlerinden birisi de bu kadar güzel ve zengin oluşudur” diye konuştu. Bir halkı yok etmenin dilini ve kültürünü yok etmekten geçtiğini hatırlatan Rêzan, tarih boyunca egemen güçlerin Kürtleri hep asimile etmeye çalıştığını, bu asimilasyon çabalarının günümüze kadar sürdüğünü, ancak Kürt halkının hep kendi dilini kullanmakta ısrar ettiğini ve bu yok etme politikasına da dengbêjlik kültürüyle direndiğini aktardı.

‘KÜLTÜRÜMÜZ DENGBÊJLİK SAYESİNDE YAŞIYOR’

Dengbêjliğin temasını efsanelerin, yaşanmış hikayelerin, aşkların ve destanların oluşturduğuna vurgu yapan Rêzan, “ Bugün bir çok sanatsal ve kültürel zenginliklerimizden faydalanıyorsak bu dengbêjlik kültürünün sayesindedir. Bu nedenledir ki dengbejlik Kürtler tarafından bu kadar seviliyor ver önemseniyor “ dedi. Rêzan, Kürt tarihinde önemli bir aşk ve tarihi olayları destansı şekilde anlatan dengbêj Evdalê Zeynikê, Şakiro ,Miradê Kine, Eyşeşan ve Meyremxan gibi büyük dengbêjleri dinlemeyen bir insan sağlıklı herhangi bir edebi eser yaratamayacağına dikkat çekerek, “ Dengbêjlik geleneği Kürt dilini en iyi kullanan ve ölümsüzleştiren bir gerçeğimizdir ve aynı zamanda bir insan  bir şey kaybetmişse,kaybettiğini, kaybettiği yerde aramalıdır” şeklinde konuştu.

‘AMACIMIZ DENGBÊJLİĞİ YENİ NESİLLERE AKTARMAK’

İşte bu vesileyle MED-Kültür Merkezi olarak İstanbul’da bir dengbêj evi açma projesi fikri doğduğunu ifade eden Rêzan, “ Amacımız sözlü edebiyatımıza sahip çıkmak, İstanbul’da da bir dengbêj evi kurarak var olan dengbêjleri bir araya getirmek ve  güçlü bir dengbêj dinleti gösterisi ile birlikte bir bu mirası yaşlı dengbêjlerimizden genç nesillere aktararak ‘Dengbêj Kürt halkının kültürel kimliğidir’ sloganı ile bu değere hep birlikte sahip çıkmak” dedi.

Bu projenin ilk adımının 22 Eylül 2013 tarihinde saat 17.00 ile 20.00 arası Bağcılar BDP konferans salonunda canlı performansla atacaklarını duyuran Rêzan, Sebrî Agirî, Xeni Qarayazi, Mihamedê Beyro, Abdulezîzê Bêdlîsî, Metînê Mûşî ile genç dengbêjler Serwan, Murat ve Bawer gibi tanınan Denbêjlerin sahne alacağı bu performansa herkese katılma çağrısında bulundu.