Medya organları mı sosyal ağlar mı?

Medya organları mı sosyal ağlar mı?

Fransa’da yapılan bir araştırma, yazılı ve görsel büyük medya organlarının etkisi giderek artan sosyal ağlara oranla halen oldukça daha çok erişim gücü olduğunu ortaya çıkardı. Ancak sosyal ağlardaki hızlı paylaşımlar hem duyarsız medya organlarını hem de büyük şirketleri etkileme gücü de dikkat çekici boyutta.

Kantar Media adlı iletişim ve danışma şirketince yapılan bir araştırmada göre, sosyal ağlar ile medya organlarının toplum içindeki etkisi karşılaştırıldı.

Araştırmada, Fransa’da büyük medya organları bünyesinde yayınlanan 110 kadar radyo, televizyon, gazete ve internet haber sitesi ile Twitter başta olmak üzere diğer sosyal ağlar incelenirken, Batı Afrika’daki ebola virüsüne yönelik haber ve paylaşımlar konu alındı. Araştırma kapsamında Ekim ayı boyunca sosyal ağlarda ebola virüsü üzerine paylaşılan binlerce mesaj ile medya organlarında yayınlanan haberler irdelendi.

YÜZDE 85’LİK PAY İLE MEDYA ORGANLARI ÖNDE

Medya organlarının haberleri kitlelere ulaştırma konusunda sosyal ağlardan çok daha etkili olduğu tespit edilen araştırmaya göre, sosyal ağların toplumu bilgilendirmedeki payı yüzde 15’de kaldı. Ebola hakkındaki haberleri kitlelere ulaştırmada radyo ve televizyonlar yüzde 48 ile ilk sırada yer alırken, yazılı basın yüzde 17 ve internet medyası ise yüzde 20’lik paya sahip oldu.

Ebola konusundaki bilgilendirme payı Twitter için yüzde 13 olurken, diğer sosyal ağlar ise yüzde 2’de kaldılar.

SOSYAL AĞLAR DA MEDYADAN BESLENİYOR

Araştırmaya göre, sosyal ağların bilgi paylaşımı konusunda medya organlarına bağımlılığı dikkat çekiyor. Ekim ayında ebola üzerine Twitter üzerinden paylaşılan mesajların büyük bir kısmı da yine yazılı ve görsel medya organlarında yer alan haberlerden oluşuyordu.

Medya organları ve sosyal ağları karşılaştıran araştırmada varılan bir diğer sonuç ise, bazı durumlarda sosyal ağların medya organlarına göre daha hızlı bilgi paylaştığı. Buna göre, Avrupa ülkelerindeki ilk ebola vakası olarak da bilinen İspanyol bir hemşirenin virüse yakalandığına ilişkin bilgi medya organlarında yayınlanmadan bir gün önce Twitter üzerinden paylaşıldı.

Benzer şekilde ABD’deki ilk ebola vakası ile bir Birleşmiş Milletler (BM) çalışanının Almanya’da yaşamını yitirmesi sosyal ağlarda büyük yankı uyandırırken, büyük medya organlarında konuya ilgi oldukça düşük kaldı. Fransız medya organları aynı dönemde ebolaya karşı havaalanlarında sıkılaştırılan güvenlik önlemlerini konu alırken, Twitter’de bu konuya değinenlerin sayısı az oldu.

ETKİSİ AZ AMA KARAR ALDIRMA GÜCÜ YÜKSEK

Kantar Media araştırmasında sosyal ağların geniş kitlelere etki gücünün sınırlı olmasına rağmen, en ufak bir ‘fısıltıda’ dahi karar aldırma konusunda oldukça etkili olduğu tespitine yer verildi.

Eylül ayında Danette şirketi tarafından yayına konulan bir reklamda, siyahi bir ailenin üyeleri hayvan kılığında gösterilirken, beyaz bir aile ise tatillerini geçirirken görülüyordu. Irkçı reklam kampanyasının başlamasından sadece bir gün sonra Twitter üzerinden başlatılan protestolar sonucunda, o güne kadar sessiz kalan büyük medya organları da olaya yer vermek zorunda kaldı.

Danette şirketi ise, 3 Eylül’de başlattığı reklam kampanyasını 5 Eylül’de iptal etmek zorunda kaldı.