Merkel, Ankara'ya giderken çantasında ne olacak?

Merkel, Ankara'ya giderken çantasında ne olacak?

Almanya Başbakanı Angela Merkel, önümüzdeki Pazar günü Türkiye’ye gidecek. Temaslarına Maraş'ta konuşlandırılan Alman askerlerini ziyaret ederek başlayacak olan Merkel’in Ankara’da "AB üyelik müzakerelerini hızlandıralım" mesajını vermesi bekleniyor. Merkel'in ardından Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Türkiye'ye gidecek. Bu trafik, Brüksel'in Ankara politikasında 'eksen değişikliği' olarak değerlendiriliyor.

Alman başbakanlığı, Hıristiyan demokrat politikacı başbakan Angela Merkel'in 24-25 tarihleri arasında Türkiye'ye yapacağı ziyaretin programını açıkladı. Kalabalık bir işveren grubun eşlik edeceği Merkel gezisine NATO'nun kararıyla Maraş'ta konuşlandırılan Patriot füzelerinin güvenliğini sağlayan Alman askerlerini ziyaret ederek başlayacak.

Ardından Kapadokya'ya gidecek olan Merkel, Pazartesi günü ise Türk başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bir araya gelecek. Erdoğan ile birlikte Türk-Alman iş çevrelerinin düzenlediği foruma katılacak Merkel'in gündeminde ekonomi işbirliğinin yanında tıkanan Ankara'nın Avrupa Birliği üyelik süreci var.

Türk Başbakan Erdoğan geçtiğimiz Ekim ayında AB için ısrarını dile getirmiş ve batılı politikacılara "Avrupa Birliği üyeliğimiz için dürüst değilsiniz" gibi sert mesajlar vermişti.

Merkel, ilk kez başbakan olduğu 2005 yılına kadar Türkiye Avrupa topluluğuna tam üye yapma yerine "ayrıcalıklı ortaklık" tezini şiddetle savunuyordu. Ancak başbakan koltuğuna oturduktan sonra bu ısrarından geri adım attığını göstermeye çalıştı ve Türkiye ile yürütülen müzakereler için sık sık "ucu açık" vurgusunu yaptı.

MÜZAKERELER KALDIĞI YERDEN DEVAM MI?

Brüksel-Ankara hattında ise kıtayı sarsan ekonomi kriz ve Türkiye'den gelen insan hakları ve düşünce özgürlüğü ihlalleri AB rüyası neredeyse unutulmak üzeriydi. 2005 yılında başlayan üyelik maratonunda 35 müzakere başlığından sadece "bilim ve araştırma" başlığı tamamlandı. Türkiye, Kıbrıs'ı tanımadığı için açılan diğer başlıkları tıkatıyor.

Ancak Euro krizi, Arap ülkelerinde yaşanan değişimler ve buradan gelecek 'radikal İslam' korkusu nedeniyle bir süredir Avrupalı muhafazakar liderler Ankara'nın AB üyeliği için ılımlı mesajlar vermeye başladı. İlginç bir gelişme ise önceki gün Fransa'dan geldi. Davutoğlu ile Fransız mevkidaşı Fabius arasında yapılan görüşmede Paris, "bölgesel politika" faslının önündeki blokajı kaldırdı. Önümüzdeki aylarda Brüksel-Ankara arasında müzakere edilmesi beklenen bu fasıl, en önemli müzakere konularından biri.

Dün ise Avrupa Komisyonu'nun enerjiden sorumlu komiseri Günther Oettinger, AB'nin Ankara konusundaki kararsızlığını sert şekilde eleştirdi. Konrad-Adenauer Vakfı'nın Brüksel'de düzenlediği bir toplantıda konuşan Merkel'in liderliğindeki CDU'lu politikacı Oettinger "Önümüzdeki 10 yılda Alman başbakanlarının sürünerek Ankara'ya gidip 'arkadaşım bize gel' diyecekleri konusunda iddia girerim" dedi.

MERKEL'DEN SONRA HOLLANDE GİDECEK

Almanya'nın günlük gazetelerinden Frankfurter Rundschau ise Merkel'in ardından Fransa Cumhurbaşkanı Francois Hollande'nin Ankara'ya gideceğine dikkat çekerek, "Bu iki Avrupa Birliği lideri Türkiye- AB müzakere sürecinin yeniden canlanmasını istiyor" yorumunu yaptı. Türkiye'nin ekonomik canlılığından Alman şirketleri faydalanabileceğini yazan gazetenin yorumu özetle şöyle:

"Önümüzdeki dönemlerde Hollande'ın da Türkiye'yi ziyaret etmesi bekleniyor. Fransa, iyi niyet göstergesi olarak Türkiye-AB müzakerelerinde bir müzakere başlığının açılmasını istediğini açıkladı. Fransa Dışişleri Bakanı Fabius, Türkiye ile ilişkilerin olumlu olmasını istediklerini söyledi. Ardından Almanya da buna olumlu baktığını açıkladı.

Türkiye-AB müzakerelerinde uzun yıllardan beri tıkanmış durumda. Avrupa, Türkiye ile yeniden yakınlaşma arayışları içinde. Bilim ve Siyaset Vakfı uzmanlarından Günter Seufert'e göre ise AB ülkeleri, müzakerelerin aksamasından zarar görüyor, çünkü bu durumda Türkiye'ye etki edemiyor. Türk hükümeti, Brüksel'in, Türkiye'nin demokratik ve hukuk devleti olma konusunda yetersiz olduğu yönündeki eleştirilerine pek aldırış etmiyor."