‘Meşru müdafaa pozisyonumuzu koruyacağız’
‘Meşru müdafaa pozisyonumuzu koruyacağız’
‘Meşru müdafaa pozisyonumuzu koruyacağız’
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) Koordinasyon üyesi Evindar Renas, İran’ın gerilla güçlerine operasyonları ve iki Kürt’ü idam ederek katletmesinin ardından gelişmeleri yakından izleyeceklerini bununla birlikte meşru müdafaa pozisyonlarını koruyacaklarını söyledi.
ANF’ye değerlendirmelerde bulunan PJAK Koordinasyon üyesi Evindar Renas yapılan ateşkesin sürmesi için yüksek hassasiyet göstermelerine rağmen İran tavrının son dört aydı değiştiğini gerilla güçlerine karşı operasyonlar geliştirip cezaevlerindeki tutsak arkadaşlarını idam ettiğini belirtti.
Renas İran’ın son dönemlerde Kürtlere yönelik politikalarını şöyle yorumladı: “Bilindiği gibi 2 yıl öne yani kandil savaşından sonra bölgede yaşanan gelişmeler de göz önünde bulundurularak İran ile bir ateşkes anlaşması imzaladık. Biz bu süre içinde son derece hassas yaklaştık. Sürecin bölgedeki gelişmelere kurban edilmemesi ve Kürtler ile İran halkı arasında bir çatışmanın yaşanmaması için özen gösterdik.
Ama son 4 aydır (Ruhani’den önce de) İran’ın tutumlarında değişiklikler var. Gerilla güçlerimize yönelik operasyonlar geliştirildi, zindanlarındaki siyasi tuturuklara ağır işkence ve baskı uygulandı, halka yönelik baskılar arttı. İran ateşkesi bozmaya başladı. Ama biz yine do son derece hassas yaklaştık. Biz Doğu Kürdistan halkını Ortadoğu’da yürütülen içi savaşlara benzer bir çatışma içine çekilmemesi önlemeye çalıştık.
Ortadoğu’daki gelişmeler İran’ı endişelendiriyor. İran hem ambargo ve yaptırımlardan dolayı hem de Ortadoğu’daki gelişmelerden dolayı sıkışık bir durumdaydı. Kendisine yönelik müdahale endişeleri taşıyordu. Belki de Kürtler ile İran arasında bir ateşkes olmasaydı Suriye’ye yapılan müdahalenin bir benzeri İran’a yapılacaktı. Ama biz Kürtler ile İran halklarının çatıştırılarak zayıf düşürülmesini istemiyorduk.
Ancak İran devleti başta siyasi tutsaklar olmak üzere yönelimlerini artırdı. Bahoz Arkadaşın (Hebibullah Gulperipur) idamı İran’ın tutumlarını göstermesi açısından önemlidir.”
Kürtlere yönelik politika değişikliğinin İran’ın dış politikasında değişiklikler paralellikler taşıdığını belirten Renas sözlerini şöyle sürdürdü: “Başta Rusya olmak üzere uluslararası güçler İran ile ilişkilerini aktifleştirdiler. ABD ile ilişkileri düzelmeye ve uzlaşmaya doğru gidiyor. Türkiye ile Suriye problemiyle birlikte pozitif ve negatif ilişkileri arttı.
Yine KCK’nin Kuzey Kürdistan’da ilan ettiği bir ateşkes süreci vardı. Bütün bunlarla birlikte İran’ın Kürtlere yönelik yaklaşımları da değişti. Tahran, ateşkesi bozmaya yönelik çabalar içine girdi.
İran, bizi bazı alanlardaki çatışmalarla ilişkilendirmek istedi. Örneğin Bane Alanında yaşanan çatışmalarla bir ilgimiz yoktu. O süreçte sadece Bane değil Doğu Kürdistan’ın bazı bölgelerinde bazı çatışmalar yaşandığı iddia edildi. Ancak güçlerimizin bununla bir ilgisi yoktu.”
İDAMA KAHRAMANCA YÜRÜYÜP KÜRT HALKININ ONURUNU TEMSİL ETTİLER
Bölgedeki gelişmelerle birlikte Kürt halkı aktifleşmesi ve başta Batı Kürdistan olmak üzere diğer parçalarda varlıklarını belirginleşmesi bazı güçleri korkuttuğunu belirten Renas bölge ülkelerinin Kürlerdeki canlılıktan çekindiklerini belirtiyor. Doğu Kürdistan da özellikle İran Cezaevlerinde bulunan arkadaşlarımızda yüksek bir duyarlılık oluştuğunu ifade eden Renas şu değerlendirmelerde bulundu: “İran Devleti halkın ve zindanlardaki arkadaşlarımızın duyarlılıklarının farkındaydı ve sürekli olarak bunu kontrol etmek için saldırılarda bulunuyordu.
Zahap (Riza Îsmaîlî Mamed) ve Bahoz (Hebibullah Gulperipur) arkadaşın şehadeti yaşandı. Bu arkadaşlarımızdan haberimiz vardı. En zor koşullarda bile mücadele karşısında gösterdikleri duyarlılık ve bağlılık gurur vericidir. Bu iki arkadaşımızın yaklaşımları onurlu ve mücadeleye yakışır bir duruştu. Onlara İran Orta Çağ zindanlarında korkunç işkenceler dayatıldı. Amaçları bu devrimcilerin şahsında Kürt halkını teslim almak ve bitirilmiş bir Kürt yaratmaktı. İran devleti tarih boyunca da Kürt halkını bu şekilde teslim almaya çalışmıştı.
Onlara pişmanlık çağrısı da yapıldı. Eğer pişmanlık duyduklarını söyleselerdi idam edilmeyebilirlerdi. İran bu arkadaşlarımızın teslim olması için çok saba sarf etti. Arkadaşlar bunun bilincindeydiler, korkuya yenilmediler ve rejime karşı son anlarına karşı dik durup halkını onurlu bir biçimde temsil etmişlerdir. Duruşları, direnişleri ve darağaçlarına yürüyüşleri halkımızın onurunu temsil etmeye layık kahramanca bir yürüyüştür.”
HERKES KÜRTLERİN KENDİ POLİTİKALARINA HİZMET ETMESİNİ İSTİYOR
Tüm tahrik ve teşviklere rağmen Kürt halkının bölge halklarıyla çatışmaktan kaçındığını belirten PJAK Koordinasyon üyesi Evindar Renas İran’ın ideolojik prensiplerini bir tarafa bırakıp ABD ve İsrail ile iyi ilişkiler geliştirirken Kürtlere yönelik saldırılarını arttırdığını ifade etti.
Renas Ruhani’nin son politikalarının yeni idamlar konusundaki kaygılarını artırdığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “İran son 30 yıldır savunduğunu iddia ettiği ideolojik prensiplerinden çok uzak hareket ediyor. Örneğin ABD ile geliştirdiği ilişkilerin yanında İsrail ile gizli ilişki ve işbirliği içinde. Üzerindeki ambargodan ve uluslararası yaptırımlardan kurtulmak için son derece tutarsız yaklaşımlar içine giriyor.
Bunun yanında Kürtlerden kaygı duymaya endişelenmeye başladı. Buna karşı onurlu ve prensipli bir duruş içine olan Kürt halkıdır. Tüm tahrik ve teşviklere rağmen İran halkıyla bir çatışmadan kaçındı.
Tabii ki bölgede Arap ayaklanmalarıyla başlayan iç savaş ve müdahalelere karşı Kürt halkı son derece özgür ve bağımsız bir iradeyle üçüncü yolu ortaya koymuştur.
Bu yaşanan politik gelişmeler karşısında iradesini esas alacağının ifadesidir. Hem uluslararası güçler hem bölge ülkeleri Kürtlerin ulusal bilinç ve pratiklerindeki yükselişi, politika ve strateji oluşturma yeteneklerinden çekiniyor. Kürtleri bağımsız bir çizgi izlemelerinden rahatsız oluyorlar. Örneğin Suriye’de oyunlara gelmeyerek bağımsız politikalarını hayata geçirdi. Herkes yapmak istedikleri için Kürtleri kullanmak istiyor. Kürtler buna gelmeyince yapmak istediklerine engel olarak görüyorlar. İran’da Kürtlerin güçlenmesinden çekiniyor. Kürtleri idamlar ve baskılarla korkutup sindirmek istiyor.
Uluslararası Güçler de Kürdistan üzerinde egemenlik kuran bölge ülkeleri ve İran, Kürtlerin bu farklı bir taraf olarak duruşlarını kırmaya çalışıyor.”
PJAK MEŞRU SAVUNMA POZİSYONU KORUYACAK
İran’ın tüm negatif girişimlerine rağmen yapıcı bir diyalog içinde olmaya özen gösterdiklerini ve meşru savunma pozisyonlarını değiştirmediklerini belirten Renas, İran’ı yakından izlediklerini belirtti. Renas görüşlerini şöyle ortaya koydu: “Ateşkes sürecini bir barış sürecine çevirmeye çalıştık. Ama Tahran buna gelmedi. Biz bunu İran’ın güçsüzlüğüne yorumluyoruz, eğer güçlü olsaydı sorunlarını demokratik yollarla çözmeye çalışırdı.
Oysa uluslararası güçlerdi Kürtler ile İran arasında bir çatışma yaşanmasını istiyor. Bunu hem Kürtlerin zayıflaması hem de İran’ın zayıflaması için istiyorlar. İran uygulamalarıyla bu oyunlara geliyor. Son dönemlerde Kürtler, Belucilere ve Araplara yönelik idam uygulamaları kaygı verici düzeye ulaştı. Bu idamlar halklara yönelik bir katliam girişimi olarak değerlendiriyoruz.
İran bölgedeki gelişmeleri kendisine ve halklara yönelik girişimleri doğru anlayıp tahlil etmezse bu yaklaşımlarıyla kendine zarar verecek ve ciddi zorlanmalar yaşayacak. Kendisi kendi yanlış politikalarının kurbanı olacaktır.
Doğu Kürdistan halkı İdamlar ve saldırılarla karşı karşıya bulunduğu sürece PJAK askeri varlığını ve meşru savunma pozisyonunu koruyacaktır. Doğu Kürdistan Halkı da ciddi bir inkar ve saldırı altında tutuluyor. Askeri Güçlerimiz dağlarda meşru savunma pozisyonunda bekliyor. İran’ın yaklaşımlarını yakından izliyoruz. Bahoz Arkadaşımızın İdam edilmesi duyarlılıklarımızı artırtırmıştır. Buna bazı cevaplarımız oldu ama hassasiyetlerimiz devam ediyor. Siyasi, Diplomatik ve meşru savunma çalışmalarımızın düzeyini yükselteceğiz.
Yine her dört parçadaki halkımızın ve biçim İran’a yönelik çağrılarımız bir uyarı niteliğindedir. İran zaman veriyoruz, elinde tutsak bulunan arkadaşlarımıza, Kürt halkının çocuklarına yaklaşımları değişmezse meşru savunma pozisyonumuzu gözden geçirmek zorunda kalacağız. Askeri pozisyonumuzu değiştirmedik ama İran’ın atacağı adımları yakından izliyoruz.”