Mesut Özil ırkçılığın maskesi olmuştur

Mesut Özil bir ırkçılık arayacaksa bunu en başta Tayyip Erdoğan diktatörlüğü altındaki Türkiye’de aramalıdır.

AKP-MHP faşizmi şimdi de Mesut Özil’in Alman milli takımını bırakması açıklaması üzerinden şovenizmi kışkırtıyor; Almanlara, Avrupalılara hatta Türk’ten başka herkese düşmanlık körükleniyor.

Mesut Özil’i bu noktaya getiren olay faşist Tayyip Erdoğan’la fotoğraf çektirmesidir. İlkay Gündoğdu ve Mesut Özil Tayyip Erdoğan’ın en faşist uygulamaları yaptığı dönemde bir fotoğraf çektirdiler. Bunun üzerine Avrupa ve Almanya’nın demokratik kamuoyu haklı olarak iki futbolcuya faşist iktidarı meşrulaştırdıkları ve normalleştirdikleri için tepki duymuştur. Türkiye halkının yarısı da faşist uygulamalarından dolayı Tayyip Erdoğan’a tepki duymaktadır. Zaten Kürtler üzerinde uyguladığı baskı ve soykırım politikası Kürtlerde büyük bir öfke yaratmış bulunmaktadır. Bu açıdan Mesut Özil ve İlkay Gündoğdu’ya gösterilen tepki fazla değil azdır.

Futbol ve birçok spor dalının şöyle bir özelliği vardır. Siyasi görüşü ne olursa olsun birçok insan ve kesim aynı futbol takımının ya da başka bir spor dalındaki kulübün taraftarı olmaktadır. Bu açıdan Mesut Özil’i Alman ya da Türkiyeli birçok insan ve kesim izlemektedir. Mesut Özil’in futbolunu beğenenler vardır, beğenmeyenler vardır. Böyle bir futbolcunun Türkiye, Avrupa ve dünyada faşist, otoriter ve diktatör karakteriyle bilinen biriyle fotoğraf çektirmesi büyük tepki çekmiştir. Almanya ve Türkiye’de birçok taraftar kendilerine ihanet edildiği duygusuna kapılmışlardır. Popülerliğini ve ismini bir faşist lidere destek olarak kullanmak tabi ki demokratik kamuoyu ve insanlık tarafından kabul edilemez. Irkçı, şovenist bir lidere makyaj olan birisi tabi ki eleştirilere muhatap olacaktır. Almanların böyle bir futbolcuyu milli takımda görmek istememeleri çok haklıdır. Bu ne Türk karşıtlığıdır ne de ırkçılıktır. Aksine Mesut Özil ırkçılık yapmıştır; ırkçılığa destek vermiştir. Bu olay konusunda ırkçılıktan söz edecek son bir kişi varsa o da Mesut Özil’dir. Bu fotoğraftan dolayı özür dileyeceğine, Türkiye halklarını ve Almanya kamuoyunu dikkate almamakla yanlış yaptım diyeceğine yine aynı fotoğrafı veririm, demektedir.

Mesut Özil ya Erdoğan’ın nasıl bir ırkçı, faşist bir siyasetçi olduğunu bilmiyor ya da kendisi de aynı zihniyete sahiptir. Tayyip Erdoğan kadın da olsa çocuk da olsa gereğini yapın, diyen ve yüzlerce kadın ve çocuğu katleden bir siyasi liderdir. Uzun yıllar DAİŞ’le ortaklık yapan bir siyasi zihniyete sahiptir. DAİŞ de Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarını korumak için 2015 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesi yüzlerce genç, kadın ve çocuğu katletmiştir, birçoğunu sakat bırakmıştır. AKP-MHP iktidarı da sadece Efrîn’de 300’den fazla kadın, çocuk, genç ve yaşlı sivili katletmiştir. Kürdistan’da yaptığı katliamlar saymakla bitmez. Mesut Özil işte böyle bir despot liderin sponsoru olmuştur. Onu meşru kılmaya yönelik bir tutum içinde olmuştur. Hala da bu tutumunu terk etmemiştir.

Tayyip Erdoğan Türk ve İslam olmayan her etnik ve inanç topluluğunun düşmanıdır. Toplumda sürekli Hıristiyanlığa yönelik düşmanlı körüklenmektedir. Türkiye insan haklarını çiğnediği, faşist, despot ve diktatör olarak eleştirildiği halde biz Müslümanız ve Türk’üz, bundan dolayı bize böyle yaklaşıyorlar, diyerek Hıristiyan halklara düşmanlığı körüklemekte, böylece DAİŞ ve El Kaide’ye militan yetiştirecek bir zihni ve toplumsal zemin yaratmaya çalışmaktadır. Mesut Özil böyle bir faşist liderin sponsoru olmuştur. Seçimler öncesi Tayyip Erdoğan’a destek vermiştir. Bu durumda tabi ki Alman futbolseverler kendisine tepki gösterecekler ve bu zihniyette bir futbolcuyu milli takımlarında görmek istemeyeceklerdir. Mesut Özil’e Türk ya da Müslüman olduğu için değil, bir faşist lidere makyaj olduğu için tepki duymuşlardır. Bu tepkileri de yerden göğe haklıdır.

Almanlar şimdiye kadar Mesut Özil’e sahip çıkıyorlardı. Türk ve Müslüman olarak dışlamıyorlardı. Hatta Türk ve Müslüman birini 5 defa yılın futbolcusu seçtiler; sürekli el üstünde tuttular. Demek ki tepkiler Türk ve Müslüman olduğu için gelmiyor. Kaldı ki tepkilerin büyük çoğunluğu sol ve demokratlardan geliyor. Yani ırkçılığa ve mezhepçiliğe, dinciliğe karşı olanlardan geliyor. Solcular ve demokratların ırkçı, milliyetçi olmadığını herkes bilir. Aksine Mesut Özil ırkçılığa, milliyetçiliğe ve dinciliğe alet olduğu için tepki görmüştür. Eğer Mesut Özil bunu böyle anlamıyorsa demek ki faşist çevreler tarafından yönlendiriliyordur. Bazıları tarafından ırkçılığın, milliyetçiliğin ve şovenizmin kışkırtılmasında bir araç haline getirilmiş bulunmaktadır.

Mesut Özil bir ırkçılık arayacaksa bunu en başta Tayyip Erdoğan diktatörlüğü altındaki Türkiye’de aramalıdır. Çocuklar ölmesin, maça da gelebilsinler, diyen Deniz Naki, Amed sporcuları ve yöneticileri linç edildi. Deniz Naki Kürt olduğu için sürekli saldırıya uğradı. Cezalar aldı; sonunda Türkiye’de futbol oynayamayacak duruma geldi ve futbolu bırakmak zorunda kaldı. Mesut Özil işte böyle bir diktatörle yan yana olmuştur. Türkiye’de kim Kürtlerin haklarını savunuyorsa o ırkçı, şovenist saldırılarla karşı karşıya geliyor. Öyle bir ırkçılık var ki mezarlıklara saldırılıyor. Kürt adına ne varsa kökü kazınmak isteniyor. Eğer Mesut Özil bir ırkçılık arıyorsa ilk önce Türkiye’ye bakmalıdır. Kendi ülkesindeki ırkçılığı eleştiremeyen, tutum almayan birisi Avrupa ya da Almanya’da ırkçılık var, demeye ve eleştirmeye hakkı olmaz.

Kaynak: Yeni Özgür Politika