DİZİ I

Minbic’te zafer ve özgürlüğe uzanan yol

Minbic’in özgürleşmesi Suriye’de demokratik güçler için büyük bir adım oldu. Peki Minbic’in konumu, önemi neydi? Hamle nasıl hazırlandı? Bugünlere nasıl gelindi?

Suriye’nin kuzeyinde yer alan Minbic, Halep’ 85, Cerablus’a 45, Kobané’ye 65, El Bab’a 40 km uzaklıkta bulunuyor.

Minbic’e bağlı 4 ilçe bulunuyor. Bunlar; Ebû Qelqel, Ebû Kehef, Meskene ve Xefsa. Minbic, Suriye’nin mozaik kentlerinden biri olma özelliği taşıyor. Kentte Çerkes, Arap, Türkmen ve Kürt’ler vb. halk toplulukları bulunmaktaydı.

Kentte % 68’lik bir oran ile Arap’lar, %25’lik bir oran ile Kürt’ler, % 5’lik bir oran ile Çerkes’ler ve % 2’lik bir oran ile diğer halk ve inanç toplulukları yaşamaktaydı.

Dünya’daki bir çok insan 2014 yılında DAİŞ çetelerinin işgali altına girmesinden sonra tanıdı. Minbic Fırat nehrinin 30 km batısında bulunan bir şehir.

2011 – 2014 dönemlerinde Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı çete gruplarının işgali altına giren Minbic’te, DAİŞ çeteleri 2014 yılı içerisinde SUK çetelerini kentten çıkarmış ve kenti işgali altına almıştı.

MINBİÇ’İN YAPISI

Minbic’te aşiret varlığı, yaşamı ve de aşiretlerin bağlantıları çok güçlü. Raqqa'da olduğu gibi Minbic’te de Sünni Arap nüfus yoğunlukta. Bu Sunni Arap nüfusun Irak'ın batısındaki Sunni Arap aşiretlerle de bağları ve ilişkileri var.

Minbic’te Eyn İsa'da olduğu gibi büyük bir Kürt nüfus vardı. Fakat bölgede Kürt nüfus tarihin her döneminde sistemli bir şekilde eritildi.

Suriye iç savaşının başlaması ardından da Minbic’te Kürt halkına yönelik sistemli saldırı ve göçertme politikaları katmerleşerek sürdü.

Minbic’te gerek 2011 – 2014 döneminde SUK çetelerinin işgalindeyken gerekse de 2014 yılında DAİŞ çetelerinin işgali altına girmesinden sonra Kürtlere yönelik katliamlar artarken, bölgenin tamamen Kürt’süzleştirimesi için saldırılar sürdü.

2011 SONRASI MINBİÇ

2011 yılında Suriye’de değişim isteyen halklar ayaklanmış ve mevcut Baas rejimine karşı eylemsellikler geliştirmişti. Ancak bu halk eylemselliklerine karşı Baas rejiminin geliştirdiği kanlı bastırma girişimleri Suriye’yi bir iç savaşa sürükledi.

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında toplanan yerli ve yabancı çete grupları Suriye halklarının değişim, dönüşüm, adalet ve özgürlük istemlerine ihanet ederek kendi çıkarları ve özellikle de uluslararası güçlerin çıkarlarına hizmet etmeye başladı.

ÖSO’nun dışında Suriye sahasına Cephet El Nusra, DAİŞ, Ehrar El Şam vb. El Kaide grupları da dahil oldu. Bu gruplarında Suriye iç savaşına dahil olması ile birlikte Suriye iç savaşı içinden çıkılmaz bir hal aldı.

DAİŞ, Cephet El Nusra, Ehrar El Şam ve ÖSO çatısı altındaki çete grupları Suriye kentlerini bir bir işgal ederek Suriye halklarının ülke içi ve ülke dışına göçe zorladı. Bu çete grupları işgal ettikleri kent, köy, kasaba ve mezralarda kendi dünya görüşlerini dayatarak halkı baskıya, sömürüye, işkence tabi tuttu.

Bu çete gruplarının işgaline uğrayan kentlerden biri de Minbic. Minbic, Suriye savaşının ilk dönemlerinde ÖSO ardından Cephet El Nusra ve Ehrar El Şam, son olarak ise DAİŞ çetelerinin işgali altına girdi.

2014 yılında DAİŞ çetelerinin Minbic kentini işgal altına alması ardından kentte herşey olumsuz seyretti.

MINBIC’İN ÖNEMİ

Minbic, Suriye'nin kuzeybatısında yer alan bir kent. Suriye'nin büyük şehirleri ile Irak'ın Musul, Bağdat gibi batı şehirleri arasındaki ticaret yollarının birbirine bağlayan stratejik bir nokta konumunda.

Minbic kenti Halep, Şehba bölgesi, Raqqa, Ezaz ve Cerablus’a açılan önemli bir geçiş noktası. Bu nedenle de kentin DAİŞ çeteleri için çok çok fazlaydı. Yani DAİŞ çeteleri Minbic üzerinden Suriye ve Irak bağlantısını bu merkez üzerinden sağlıyordu.

Yine DAİŞ çeteleri bu merkez üzerinden Halep, Şehba ve Ezaz hattına açılırken Bab El Selame sınır kapısı üzerinden dünya ile bağlantı sağlıyordu. DAİŞ çeteleri yine bu merkez üzerinden Cerablus – Türkiye hattından çete üyelerini Suriye ve Irak’a aktarırken, yine bu merkez üzerinden dünyaya açılarak saldırılar geliştiriyordu.

Ayrıca bölgede 2011 öncesi kentte büyük tarım projeleri, Suriye'nin diğer kentlerinden yeni iş fırsatları arayan on binlerce kişiyi Minbic’e çekiyordu.

Tabi bu durum kentin ve bölgenin demografisini değiştirmeye de yol açtı. Minbic, Suriye'nin her tarafına açılan büyük yolların da birbirleri ile kesiştiği noktada bulunuyor. Minbic, bu coğrafik konumu ve stratejikliği açısından DAİŞ çetelerinin şah damarı konumundaydı adeta.

DAİŞ ÖNCESİ VE SONRASI YAŞAM

Suriye’de iç savaş başlamadan önce yaşam diğer Arap ülkelerine görece farklıydı. Kent halkı yaz aylarında gece geç saatlere kadar sokaklarda kalır, parkları ziyaret eder, kafelere gider, insanlar akşam yemeklerini kadınlarla erkeklerin beraber gittiği restoranlarda yerlerdi. Eğlence mekanlarına kadın ve erkek beraber gidilirdi.

Hatta dikkat edildiyse Esad rejimine karşı gösterilere kadınlar ve erkekler beraber katılırdı. Ancak Minbic 2011 de başlayan iç savaş sonrasında Suriye Ulusal Koalisyonuna bağlı çete gruplarının işgali altına girmesi sonrası 2011 – 2014 dönemleri arasında kentteki bu durum giderek değişti ve şeriaat kanunların hakim olduğu bir kent konumuna geriledi.

2014 yılında faşist DAİŞ çetelerinin kentin kontrolünü ele geçirmesinden sonra kentteki durum giderek daha da değişti ve radikal islamcı bir karakter kazandı.

DAİŞ çeteleri kenti tamamen ele geçirip işgal ettikten sonra yerel halk ve hükümetin eski çalışanlarıyla kendince bir sistem oluşturdu. DAİŞ çeteleri kentte bu sistem çerçevesinde şeriat yasaları getirip şeriat mahkemeleri kurdu.

DAİŞ çetelerinin işgali altındaki Minbic’te çetelerin uygulamalarına direnmek ya da DAİŞ çetelerinin uygulamalarını protesto etmek imkânsızdı. Bu nedenle kentte kalanlar güvenlik, bir çeşit hukuk, hizmet ve gıdaya erişim olduğu için DAİŞ çetelerinin işgaline uyum sağladı.

DAİŞ İŞGALİ ALTINDA YAŞAM

DAİŞ çetelerinin işgali altında bulundurduğu alanlarda kadınlara yönelik yaklaşımları basına az da olsa yansıdı. Özellikle YPG/YPJ savaşçılarının, QSD güçlerinin özgürleştirdiği alanlarda halkın özellikle de kadınların anlatımları DAİŞ çetelerinin kadına nasıl yaklaştığını ortaya koymuştu.

Genç kızlar ve kadınların, yanlarında yetişkin bir erkek akrabaları (genellikle babaları, ağabeyleri veya eşleri) olmadıkça evlerinden çıkmalarına izin verilmiyor. Kadınlar, başlarından ayak bileklerine kadar tüm vücutlarını örten peçe ve siyah çarşaf kullanmak zorundaydı.

DAİŞ çeteleri 2014 yılında işgal ettiği Minbic’te yine Raqqa’da olduğu gibi kadınları denetleyen sözde İslami asayiş birimleri kurarak kadınları fiziki ve psikolojik şiddet uyguluyordu.

Sokaklarda, erkeklerin de kılık kıyafetlerini denetleyen ve Şeriat kanunlarının uygulanmasını sağlayan özel bir devriye asayiş ekibi dolaşıyordu. Örneğin kentte sigara içmek yasaktı.

Sigara içenler, DAİŞ çetelerinin sözde güvenlik birimi tarafından yakalanırsa kırbaç cezası ile karşı karşıya kalıyordu. Ayrıca tüm erkekler gün içinde namaz saatlerinde camiye gitmek zorundaydı.

MINBIC ASKERİ MECLİSİNİN KURULUŞU

İşte tam da böylesi bir süreçte Minbic Askeri Meclisinin kurulması kararlaştırıldı.

* Şems El Şemal * Suwar El Minbic (Minbic Devrimcileri) * Firat Tugayları İttifakı * Cind El Heramên Tugayları * Fırat Şehitleri Taburları Birliği * Liwa El Qewsî * Tirkman El Minbic (Minbic Türkmenleri Taburu) arasında yapılan birçok görüşme ardından Minbic Askeri Meclisi, 2 Nisan 2016 günü Tişrîn Barajı üzerinde yapılan açıklamayla kuruluşu ilan etti.

Minbic Askeri Meclisi Suriye’de halk hareketinin beş yılı geriden bıraktığını, ancak kentleri Minbic’in de Halep’in diğer birçok yeri gibi halen karanlık güçlerle DAIŞ terörünün işgali altında bulunduğunu belirtmişti.

Minbic Askeri Meclisi komutanı Ebu Emced, Minbic Askeri Meclisi olarak DAIŞ çetelerinin vahşetine ve dayatmalarına boyun eğmeyenlerin, Suriye’nin diğer halklarına karşı savaşmayanları yanlarında görmek istediğini söylemişti.

Ebu Emced, DAİŞ çetelerine karşı savaşlarında Kürt, Arap, Türkmen, Çerkes ve diğer tüm halklarıyla birlikte kadim bir kent olan Minbic’i DAİŞ çetelerinden kurtaracaklarını dile getirmişti.

1 HAZİRAN 2016 GÜNÜ ÖZGÜRLEŞTİRME HAMLESİNİN STARTI VERİLDİ

Minbic Askeri Meclisi 1 Haziran günü yaptığı açıklama ile Minbic ve köylerinin kendilerine sözde “ devrimci ” sıfatı takınan kimi silahlı gruplarca 22 ocak 2014’te terk edilmesinden bu yana Minbic halkının DAIŞ zulmü altında kıvrandığını, işgal altında her türlü baskı, zulüm ve şiddete maruz kaldığını söylemişti.

Geçen tüm bu süreç içinde Suriye halkı ve tüm dünya Minbic’in çocuklarının, gençlerinin ve gerçek savaşçılarının Qereqozaq, Sirrîn ve Tişrîn barajı bölgesindeki amansız direnişine tanık olunduğuna dikkat çeken Minbic Askeri Meclisi, kente yaşayan halkın da DAIŞ çetelerinin her türlü irade kırma ve teslim alma girişimlerine boyun eğmeyi hiçbir zaman kabul etmediğine dikkat çekmişti.

Direnişçi Minbic kentinin 2 bine yakın en yetenekli ve yürekli gencini tereddütsüz feda etmekten çekinmediğini vurgulayan Minbic Askeri Meclisi, Minbic’in Suriye genelinde DAIŞ cellatlarına karşı gösteri ve yürüyüş düzenleyen yegane kent olma onuru ve şerefine eriştiğini söylemişti.

Minbic Askeri Meclisi kamuoyuna ve tüm halklara artık DAIŞ işgaline son verme, Minbic topraklarını DAİŞ çetelerinden temizleme ve kenti saran tüm kara paçavraların kaldırılıp karabulutların dağıtılmasının günü ve zamanın geldiğini kaydetmişti.

Ve tarih 1 Haziran 2016 gününü gösterdiğinde Minbic Askeri Meclisi, Minbic’i ve çevresini DAIŞ çetelerinden temizlemek amacıyla Minbic’i özgürleştirme hamlesi başlattı.