Musul operasyonu için yapılan toplantının içeriği
Musul operasyonuyla ilgili son toplantı ABD’li ilgililer gözetiminde 16 Mart’ta Kerkük’te yapıldı.
Musul operasyonuyla ilgili son toplantı ABD’li ilgililer gözetiminde 16 Mart’ta Kerkük’te yapıldı.
Musul operasyonuyla ilgili son toplantı ABD’li ilgililer gözetiminde 16 Mart’ta Kerkük’te yapıldı. Toplantıya Irak Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Enver Hemedemin, Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Riyad Celal, Heşdi Şabi Sorumlusu Hadi Amiri, Bedir Tugayları Kürdistan Bölgesi Genel Sekreteri Muhammed Beyati, Peşmerge Güçleri Komutanı Cafer Şeyh Mustafa, Guyer-Maxmur Cephesi Komutanı Sirwan Barzani, Kerkük Batı Cephesi Komutanı Kemal Kerküki, Kerkük 4’üncü Cephe Komutanı Westa Resul ve YNK Kerkük Sorumlusu Aso Mamend katıldı.
Toplantıda yer alan tarafların, gerek operasyon plan ve detayları gerekse operasyona aktif ve pasif olarak katılacak güçler konusunda genel hatlarıyla itilaf yaşamadıkları belirtilmektedir.
Kerkük’te yapılan toplantıda üzerinde uzlaşılan hususlar ana hatlarıyla şunlardır:
1-Peşmerge, Maxmur-Guwer cephesinde bulunan güçlerine takviye yaparak yaklaşık 4 ila 5 bin kişilik güç ile operasyonda Irak ordusuyla birlikte ön cephede yer alacak.
2-ABD’nin İran destekli olması nedeniyle istememesine rağmen Heşdi Şahbi güçleri operasyonda yer alacak. Ancak Musul bölgesinin Sünni aşiret liderleri Şii Heşdi Şahbi’nin operasyona katılmasını istemiyor. Buna rağmen Heşdi Şahbi’nin operasyonda yer almasına kesin gözüyle bakılıyor. Sünni Heşdi Watani güçleri de operasyonda kesin olarak yer alacak. (Bilindiği üzere Heşdi Şahbi’yi İran destekliyor, Heşdi Watani’yi ise Suudi, Katar ve Türkiye destekliyor. Hatta sayıları 6 bin olan Heşdi Watani’nin maaşlarını Türkiye’nin bizzat ödediği basına yansımıştı.)
3-Heşdi Watani ve Musul’un Sünni aşiretleri Türkiye’nin operasyona katılmasını isteseler de, diğer güçler Türkiye’nin DAİŞ’le ilişkileri nedeniyle katılmasına karşı çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin operasyon sürecinde cephe gerisinde dahi askeri güç bulundurma olasılığının zayıf olduğu belirtiliyor.
Kara operasyonunun ağırlıklı olarak güney-güneydoğu yani Maxmur-Guyer hattından temizlik yapılarak yürütülmesi planlanıyor.
Operasyon sürecinde DAİŞ’in kaçarken saldırma ihtimali olan Hevice-Kerkük hattı ise müttefik güçlerin takviyesiyle sağlamlaştırılmaktadır.
OPERASYONUN HAZIRLIKLARI VE PLANLAMASI
Operasyona katılacak olan güçler konusunda hala tam olarak anlaşmaya varılabildiği söylenemez. Tartışmalar ve pazarlıklar halen sürmektedir. Genel kanaat olarak operasyona Irak ordusu, peşmerge, Heşdi Watani aktif olarak katılacak. Başika bölgesinde bulunan Türk askerlerinin topçu ve tank birlikleriyle peşmergeye destek verecekleri söyleniyor. Operasyona katılacağı tartışılan Heşdi Şahbi güçlerinin operasyona katılmamaları konusunda bütün güçler hemfikir durumda. Fakat hem Irak merkezi hükümeti hem de İran, Heşdi Şahbi’nin Musul operasyonuna katılması noktasında ısrarını koruyor. Operasyonun iki aşamalı olarak yapılması planlanıyor. Birinci aşamada Musul’un etrafını temizlenecek. İkinci aşama da ise Musul merkeze yönelik yapılacak. Operasyonun birinci aşamasının startı 24 Mart’ta Maxmur cephesinden verildi. Operasyona Irak ordusu ve Heşdi Watani öncülük ediyor. Peşmergeler ağır silahlarla cephe gerisinde destek veriyorlar. Irak ordusu ve Heşdi Watani gücünün DAİŞ’ten kurtardığı topraklarda peşmerge ilerlemiyor. Daha önce kazılmış olan hendeklerin ötesine ilerlemek operasyonun birinci aşamasında şimdilik öngörülmüyor.
Yapılacak olan operasyon iki cepheden yürütülecek fakat üçüncü cephe olan Şengal cephesi YBŞ-YPG ve HPG’den dolayı açık bir koridor olarak bırakılmış durumda. DAİŞ güçlerinin o koridoru kullanıp Suriye’ye kaçması durumunda Şengal’in riskli bir duruma girebileceği ifade ediliyor.
OPERASYONDAN SONRA MUSUL ÜZERİNE OLAN PLANLAMA
Güney Kürdistan idaresi, Musul şehir merkezinin hem idari hem de coğrafi olarak Kürdistan Bölgesi’ne dahil edilmesini istemiyor. Taraflar bu konuda anlaşmış durumda. Musul şehri Irak toprağı olarak Bağdat idaresinde olacak.
Ancak Musul şehir merkezinin kuzey, doğu ve güneydoğu yönlerinde şehrin dışında yer alan Kürt yerleşim birimleri ve buralara bağlı topraklar Kürdistan Bölgesi’ne verilecek. Musul şehir merkezine daha yakın olan kıyı bölgelerdeki Mesihiler de Kürdistan Bölgesi’ne dahil olmak istiyor. Ancak Bağdat ve Hewler bu konuda henüz bir karar vermiş değil.
OPERASYONA KATILMASI PLANLANAN GÜÇLERİN DURUMU
Irak Ordusu: 4.500 askeri güçle operasyona katılmayı hedefliyor. Uluslararası koalisyon güçleri Irak cephelerine 250 adet zırhlı Hemmer aracı gönderdi. Ayrıca tanklar, helikopterler ve zırhlı araçlar da Irak tarafından gönderilecek. Sevk edilen ve edilecek tüm askeri teçhizatların sadece Musul'un kurtarılmasında kullanılacağı belirtiliyor. Bunlara ek olarak Ninova Operasyonlar Komutanlığı Sorumlusu Necim El-Cuburi “Kent içerisindeki hücrelerimiz operasyonun yapılacağı günü bekliyor. Onlar da içeriden harekete geçecekler" açıklamasını yaptı.
Peşmerge Güçleri: KDP’nin 15 bin civarı peşmerge ile Musul operasyonuna katılması bekleniyor. KDP’nin en ağır silahı tank ve topçu bataryalarıdır. Onun dışında Hemmer ve Kirpi tipi zırhlı araçları bulunmaktadırlar. KDP’nin 40 civarı tank, 150 civarı Hemmer 100 civarı kirpi araç, 30 adet topçu bataryasıyla operasyona katılacağı belirtiliyor. Anlaşıldığı kadarıyla Türk askerlerinin Musul operasyonu esnasında peşmergeler arasında dağılıp stratejik noktaların alınması ve korunmasını sağlayacak. Alınan bilgilere göre, KDP Musul operasyonun da Musul’un içine girmeyecek. Operasyona katılmasındaki amaç; Musul dışında kalan Kürdistan topraklarını çembere almak ve özellikle Musul barajını tam korumaya almaktır.
Heşdi Watani: Eski Musul valisi Esil Nuceyfi'nin oğlu Abdullah Nuceyfi’nin komutanlığını yaptığı Heşdi Watani, Sünni ittifakın oluşturduğu paramiliter bir birliktir. Nuceyfilerin askeri gücü olan Heşdi Watani şimdi KDP ve Türk devletinin denetiminde hareket eden, maaşlarını bunlardan alan bir konuma gelmiş durumdadırlar. Operasyona katılacak olan güçlerin Musul’un inşasında ve yönetiminde de söz sahibi olacağı göz önüne alınırsa Heşdi Watani, Türk devleti ve KDP’nin Musul’daki ayağını oluşturacaktır.
Sayıları 10 bin civarında olan Heşdi Watani milislerinin çoğunluğunu Musullu Sünniler oluşturuyor. Bir kısmı da Sünni Türkmenlerden oluşuyor. Heşdi Şahbi’nin İran tarafından kurulup geliştirilmesiyle, Türk devleti de KDP üzerinden Iraklı Sünni Türkmenleri silahlandırmıştır. Irak yönetimine karşı KDP’ye yakın duran Nuceyfiler bu gücün oluşturulmasında asıl rolü oynamaktalar. KDP ise bu gruplarla TC arasında köprü rolünü oynamaktadır.
Heşdi Watani güçleri Türk ve ABD askerleri tarafından eğitiliyor. Genel yoğunlaşma yerleri Başika cephesiyken Maxmur cephesinde de bulunuyorlar. Maxmur cephesindeki sayıları 300 civarındadır. Her ne kadar DAİŞ karşıtı bir güç olarak bilinse de, Heşdi Watani’den kaçıp DAİŞ’e katılanların olduğu hatta birçok DAİŞ çetesinin Heşdi Watani’ye katıldığı belirtiliyor. Bağdat hükümetinin maaşlarını vermeyi reddettiği Heşdi Watani güçlerinin maaşları Türk devleti tarafından karşılanıyor.
Türk Devleti: Türk devletinin Başika mıntıkasında 2500 civarında askeri bulunuyor fakat bu sayının 3500 olduğu da söyleniyor. Aralık 2015’te Türk askerleri Başika bölgesine gelmeden önce, Musul’un DAİŞ’e teslim etmesinden kısa bir süre sonra, önce 10 daha sonra 100 civarında Türk askeri peşmerge ve Heşdi Watani’ye eğitim vermek amacıyla Başika bölgesine geldi. Irak Merkezi hükümetinin tepki göstermesiyle Türk devleti askerlerini geriye çektiklerini açıklamış olsa da, askerler 50 civarında tank ve topçu bataryalarıyla hala burada bulunuyorlar. Aralık ayında gelen askerlerin içinde Suudi Arabistan askerlerinin de bulunduğu o dönemde yansıyan bilgiler arasındaydı. Şuan Başika’nın kendisine varmadan kurulan kamplarda kalan bu güçlere ait bazı tanklar Başika’daki KDP mevzilerine yerleştirilmiştir. Başika’da bulunan askerler, Antep 5.Tank taburu ve Isparta dağ komando tugayından gelen askerlerden oluşuyor.
Yabancı Kuvvetler: Peşmerge, Irak askeri ve milis grupları eğitmek amacıyla Irak ve Kürdistan’da 5 bin 600 yabancı asker bulunuyor. Bu askerler eğitim ve savaş koordinesi görevlerini yürütüyorlar. Yabancı askerlerin aktif olarak cephede yer alacakları konusunda herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Sonuç: Musul operasyonu Ortadoğu ve küresel güçlerin savaş arenasının merkezi haline dönüşmüş durumdadır. Taraflar savaşta rol alabilmek için şekilsel değişikliklere gitse de amaçlarında bir değişikliğin olmadığı söylenebilir. KDP, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın savaşa katılımlarındaki amaçları ortaktır. Dolayısıyla resmi katılım beyanları fiili katılımdan çok farklıdır. Yine resmi beyanatlar ve fiili katılım biçimine sığmayan hazırlıklar olduğunu düşünülüyor. Yani İran, Türkiye, Suudi ve hatta ABD bile asgari uzlaşmayla savaşın birinci aşamasına yaklaşsalar da herkes kendini bu savaşın ikinci aşamasına hazırlamaktadır.