'Neden insanlık koridoruna karşı çıktınız?'

'Neden insanlık koridoruna karşı çıktınız?'

Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Eş Başkan Adayı Ercan Kanar, İstanbul Barosu yönetiminin Kobanê'ye insanlık koridoru açmamasına tepki gösterdi, "Neden bu koridora karşı çıktınız? Oranın adı Ayn el Arap değilir. Kobanê'dir. Kobanê'deki öz yönetim, sadece Kürtlerin değil, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenlerin de öz yönetimidir" dedi.

İstanbul Barosu'nun genel kurulu, başkan adaylarının konuşmasıyla devam etti.

ÖDAV Eş Başkan Adayı Ercan Kanar, İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal'ın "Özel yetkili mahkemeleri kaldırttık" sözüne eleştirdi, "Toplumsal belleğimize aykırı bir saptama yaptı. 2002'den bu yana Önce İlke Grubu özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için hiç bir şey yapmadı, ta ki Ergenekon davasına kadar. 1996'dan sonra özel yetkili mahkemelere karşı sosyalistler, demokratlar, emekçiler mücadele verdi" dedi.

Özel yetkili mahkemelerin yetkisinin sulh ceza mahkemelerine verildiğini belirten Kanar "TMK kaldırılmadığı için ağır ceza mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler haline geldi" diye konuştu.

Kanar, Baro Başkanı'nın masumiyet karinesini ihlal ettiğini belirtti ve ekledi: "KCK avukatlar soruşturmasında ikinci gün ortada bir hüküm yokken, iddianame bile yokken, 'KCK hayır kurumu değildir, aynı karede yer alamayız' dedi. Baro yönetimi davalar arasında ayrım yapmamalıdır. İstanbul Barosu yönetimi, Hrant Dink cinayeti ile acaba ne kadar ilgilendi? Roboski katliamı ile ne kadar ilgilendi? Roboski, Amed ve Kobanê kelimesinden dahi ürken bir baro yönetimi ortada. Cumhuriyet ırkçılık, şovenistlik, milliyetçilik, yaparsanız bölünür, ulusalcılığın zincirlerine teslim olursanız bölünür. Tüm halklar eşit olursa, azınlık hakları çiğnenmezse, o zaman coğrafyamızda bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşcesine yaşarız"

BARO YÖNETİMİNE GEZİ ELEŞTİRİSİ

Gezi sürecinde baro yönetiminin tutumunu eleştiren Kanar, "Staj eğitim merkezinin bir katının revir olarak kullanılması istendi. Bunu bile kabul etmediler" dedi.

"Halkların kendi kaderini tayin hakkını savunamayan bir baro yönetimi olabilir mi?" diye soran Kanar, şöyle konuştu: "Baro Başkanı, 1930'lara dönülmesini istiyor. 1930'ların zihniyetinde Dersim katliamı, azınlıklar üzerindeki varlık vergisi baskısı vardır. Sosyalistlerin, emekçilerin yargılanması zihniyeti, Kürt halkı üzerinde inkar, zulüm, sürgün ve sansür zihniyeti vardır. 1930'ların zihniyetine asla dönmeyeceğiz. Demokratlar ve sosyalistler olarak buna müsaade etmeyeceğiz.

Türkiye, Tatar, Suudi Arabistan ve ABD tarafından desteklenen ve 21 ülkeden silah alan dinci faşist IŞİD çetelerine karşı topraklarını savunan Rojava halkına, yardım yapılması için koridor açılması talebine İstanbul Barosu ve Barolar Birliği 'Bölücülüktür' diyerek karşı çıktı. Oranın adı Ayn el Arap değilir. Kobanê'dir. Kobanê'deki öz yönetim, sadece Kürtlerin değil, Araplar, Süryaniler, Türkmenler ve Çeçenlerin de öz yönetimidir.

Barışı istememiz gerekir. Halkların eşit haklara sahip olmasını istemeliyiz. Azınlık haklarına ilişkin sözleşmelerin imzalanmasından neden korktunuz?

Bizler Türkiye'nin savaş suçları mahkemesinin tanınmasını dile getireceğiz.

Devletin mazisinde kalan ve halen devam eden insana karşı suçları gündeme getireceğiz.

Ermeni soykırımı tarihsel gerçeği ile devletin yüzleşmesini gündeme getireceğiz.

Yerel yönetimlerin özerkliğini gündeme getireceğiz. Bölge parlamentoları olmalı, her türlü yöneticiler halkın oyuyla seçilmeli ve geri alınabilmeli. 

Yargıçlar kurulu ve savcılar kurulu ayrı ve özerk olmalı. Adalet Bakanlığı'nın kaldırılmasını bile tartışmalıyız.

Halkın yargılama sürecine katılmasını savunuyoruz. 

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları kaldırılmalı. İnsani değildir. Müebbet hapis cezaları da beş yılda bir gözden geçirilmelidir. Hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır."

'NEDEN HEMEN SORUŞTURMA BAŞLATTINIZ?'

Kanar, yönetim kurulu adayları arasında yer alan Mehmet Sani Kızılkaya hakkında "KCK" davasının açılmasının hemen ardından soruşturma başlatıldığını hatırlattı, "O yüz kızartıcı bir suç işlemedi. Bir siyasi dava kapsamında tutuklandı. Ortada hüküm yokken neden hemen soruşturmayı başlattınız?" diye sordu. 

Baro üyesi avukat Tamer Doğan'ın polisin saldırısıyla yaralandığına dikkat çeken Kanar, "Biz baro yönetiminde olsaydık önce onu ziyaret eder, ardından onu vuranların yargı önüne çıkartılması için elimizden geleni yapardık" dedi.

ÖDAV Eş Başkan Adayı Kanar, son olarak, "Devletten, hükümetten, sermayeden ve siyasi partilerden bağımsız ve asla ayrım yapmayan bir politikayı yaşama geçireceğiz" diye konuştu.

Başkanların konuşmalarının ardından çalışma ve mali raporların ibrası ile genel kurul sona erecek.