Kürt televizyonlarının yayınlarının durdurulmak istenmesini kınayan News Channel, "Kürt medyasına karşı bu tehlikeli saldırıya tepki vermeye çağırıyoruz" dedi.

News Channel, AKP'nin Eutelsat aracılığıyla Kürt televizyonlarının yayınını durdurmak istemesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

"Avrupa uydu şirketi Eutelsat bir kez daha, baskıcı Türk rejiminin talimatlarına boyun eğerek Kürt televizyonlarının yayınlarını durdurmak istiyor.  Fransız grup, bu tutumu ile kamuoyunun gözünde kendisini ifade özgürlüğü düşmanları arasına koymuş oldu" diye başlayan açıklamada, şunlar kaydedildi:

'BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KARNESİ'NE DİKKAT ÇEKİLDİ

"Avrupa’nın birinci operatörü 14 Nisan günü dağıtıcı şirketler aracılığı ile , News Channel, Stêrk TV ve Ronahi TV’nin yayınlarının durdurulması talimatını verdi. Bu televizyonlardan birincisi, Türkçe diliyle programlar sunuyor, ikincisi Kürtçenin birçok lehçesinde yayın yaparken, Ronahi TV ise Kürtçe, Arapça ve Fransızca programları ile daha çok Rojava Kürtlerine yönelik yayın yapıyor.  Stêrk TV’nin Norveç’te, News Channel’in İtalya’da, Ronahi TV’nin İsveç’te lisansı bulunuyor.

Eutelsat’ın kabul edilemez bir saldırı olarak değerlendirdiğimiz bu kararı, Türkiye’de basın özgürlüğünün hiç olmadığı kadar hassas olduğu bir döneme denk geldi. Söz konusu olan, tüm iktidar aygıtlarını elinde bulunduran ve tüm muhalefet biçimlerini bastıran bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyor. Türkiye bugün, 160’ı aşkın tutuklu gazeteci ile tartışmasız bir şekilde gazeteciler açısından dünyanın en büyük cezaevi durumunda. Uluslararası Af Örgütü’ne göre Temmuz 2016’daki darbe girişiminden  bu yana 156 medya kuruluşu kapatıldı, 2.500 dolayında gazeteci işini kaybetti. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü RSF, dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye’ye 180 ülke arasında 155’inci sırada yer verdi. Türkiye bu haliyle basın özgürlüğünü en fazla ayaklar altına alan ülkeler arasında yer alıyor.  İnsan Hakları Derneği İHD, 2016 yılının insan hakları açısından AB ile müzakerelerin başladığı 1999 yılından bu yana en kötü yıl olduğunu rapor etti.

'AFFEDİLEMEZ BİR SUÇ ORTAKLIĞI!'

Bu rejimin her tarafta tepki gördüğü bir dönemde, Eutelsat’ın haber alma hakkına, düşünce özgürlüğüne karşı baskıdan yana aldığı tutumu son derece endişe vericidir. Bu tutum her şeyden önce, şiddetle kınanması gereken affedilemez bir suç ortaklığını ortaya koyuyor.  Fransız grup Eutelsat, sadece medya özgürlüğüne yönelik baskıya katkıda bulunmuyor, aynı zamanda kendisini suç ortağı durumuna düşürüyor ve Türk rejiminin elinde bir baskı enstrümanı haline getiriyor. Türkiye’de icra edilen baskılar, bugün artık Avrupa’ya da ihraç edilmiş durumda. Bu sadece Kürt medyası için tehdit oluşturmuyor, aynı zamanda  tüm Avrupa demokrasisini ve Avrupa Birliği’nin üzerine kurulu olduğu değerleri de tehdit ediyor."

'TEMEL HAKLARIN PAZARLIĞI OLMAZ'

Açıklamada, "Kasım 2016’da Eutelsat, Paris Ticaret Mahkemesi tarafından zaten mahkum edilmişti. Mahkeme, Kürt televizyonları Med Nuçe ve Newroz TV’nin yayınlarının yeniden başlatılması talimatını vererek, Eutelsat’ı tazminata mahkum etmişti" hatırlatması yapılarak, şöyle devam edildi:

"Her iki televizyonun yayını Ekim 2016’da Türk makamlarının talebi üzerine durdurulmuştu. Bu saldırı da, Türkiye’de 20’yi aşkın televizyon kanalı ve radyo istasyonunun kapatıldığı bir sırada gerçekleşmişti.  Eutelsat, mahkum edilmesine rağmen suç tekrarında bulunmaktan çekinmiyor.  Baskıcı rejimlerle işbirliği yapan, basın ve ifade özgürlüğünü tehlikeye atanları caydırmak için daha güçlü bir hukuki mahkumiyet ve daha güçlü bir siyasi tepkiye ihtiyaç var. Zira bu temel haklar pazarlık konusu yapılamaz."

ÇAĞRI

News Channel, açıklamasını şöyle bitirdi: "Kürt medyası ve genel anlamda basın özgürlüğüne karşı yapılan saldırıları şiddetle kınıyoruz. Uluslararası basın-yayın organlarını, basın özgürlüğü savunucusu örgütleri ve hükümetleri Kürt medyasına karşı bu tehlikeli saldırıya tepki vermeye çağırıyoruz."