Nöbet eylemi Avrupalıların Kürt algısını değiştiriyor
Nöbet eylemi Avrupalıların Kürt algısını değiştiriyor
Nöbet eylemi Avrupalıların Kürt algısını değiştiriyor
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a Özgürlük Kampanyası kapsamında 25 Haziran 2012’den bu yana Avrupa Konseyi (AK) önünde sürdürülen nöbet eylemi devam ediyor. Eylemde, şimdiye kadar yüzbinlerce Avrupalı ile diyalog kurularak, Kürtlerin özgürlük mücadelesi ve Kürt Halk Önderi Öcalan hakkında bilgilendirildi.
Bir buçuk yıldır Strasbourg’da devam eden nöbet eylemi Avrupalıların Kürtlerin ve önderliğinin mücadelesine olan bakışını değiştiriyor. Komite, eylemin aynı zamanda Avrupalıların Kürtler ve Öcalan hakkında sanıldığının aksine bilgi sahibi olmadığını ve ya yanlış bilgilendirildiğini göstermiş oldu.
Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’nin Kürt basın-yayın kuruluşları tarafından yeterince gündemleştirilmediği eleştirisini de yapan Tertip Komitesi, Avrupa’daki Kürtlerin de bulundukları alanlarda ‘halk diplomasisi’ne ağırlık vermesi çağrısı yapıyor. Komite, Öcalan’a ve mücadeleye bağlılığın gereğini yerine getirmek için özgürlük kampanyasının daha fazla sahiplenilmesinin şart olduğunu belirtiyor.
AK önünde devam eden nöbet eyleminin koordinasyonunu yürüten tertip komitesi üyesi Munzur Emekçi, 64 haftalık deneyimlerinin pratik sonuçlarının yanı sıra önümüzdeki dönemde yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi.
‘YÜZBİNLERCE KİŞİYE DİREKT ULAŞMA İMKÂNI SAĞLADI’
Emekçi, 25 Haziran’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve Kürt siyasi tutsakların özgürlüğü için başlatılan Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’nde şimdiye kadar yüzbinlerce kişiye ulaşıldığını söyledi. Eylemin başından bu yana kampanyanın amacı hakkında bilgilerin yer aldığı 105 bini aşkın bildiri dağıtıldığını da söyleyen Emekçi’nin verdiği bilgiye göre, ‘Öcalan Kimdir?’ başlıklı 20 bini aşkın broşür dağıtılırken, nöbet eyleminde Öcalan’ın özgürlüğünü talep eden 14 bine yakın imza toplandı.
450 gündür eylem yaptıklarını belirten Emekçi, “Başlangıç ile şimdi arasındaki fark nedir? diye sorulursa, çok şeyin olduğunu söyleyebiliriz. Başlangıçta Avrupa Parlamentosu (AP) ve AK çalışanları eyleme pek de sempati ile bakmıyorlardı. Aynı şekilde Strasbourg Valiliği ve polisin de tedirgin olduğunu gözlemliyorduk. Geçen zaman içinde yapılan bilgilendirmeler ve diyaloglar sayesinde, Kürtlerin haklı olduğunu, Öcalan’ın da kimliksiz, dilsiz bırakılmış bir halkın sorunlarını dile getirdiğini kabul ediyorlar. Ayrıca, Kürtlerin cesur ve inançlı olduklarını söylüyor birçok kesim. Bunu söyleyenler bizzat AP ve AK çalışanları” diye özetliyor eylemin 15 aylık sonuçlarını.
‘AVRUPALILAR KÜRTLERİ VE ÖCALAN’I YETERİNCE TANIMIYOR’
Nöbet eyleminin başından bu yana kendisinin ve nöbete katılan eylemcilerin on binlerce Avrupalı ile birebir diyalog imkanı yakaladığını kaydeden Emekçi, Avrupalıların önemli bir kesiminin Kürtleri ve Öcalan’ı ya yanlış tanıdığı ya da bilgi sahibi olmadığına dikkat çekiyor: “Her ne kadar Avrupa devletleri Sayın Öcalan’ı ve Kürtleri bilseler de, Avrupa toplumunun önemli bir kesimi bu konuda bilgiye sahip değil. Çünkü Kürtler ve mücadeleleri sadece ‘çatışma ve terörizm’ başlıkları altında Avrupalılara tanıtıldı. Kürtlerin kadim bir halk olduğu, tüm insani, kültürel ve kimliksel haklarından yoksun olduğu ve bunun için de bir mücadele yürüttüğü gerçeğini çok bilmiyorlar. Sayın Öcalan’ın yürüttüğü mücadeleyi, insanlık için, Ortadoğu’da yaşayan halkların geleceği için ürettiği düşünceleri ve esaret koşulları hakkında da çok az bilgileri var.
Ve tabii, hem Kürtlerin içerisinde bulunduğu durumu, hem de Sayın Öcalan’ın esaret koşullarını anlattığımızda şaşkınlık içerisinde kalanlar var. Böyle bir şey nasıl olur? Bir halkın hakları nasıl bu şekilde gasp edilir, diye de soruyorlar. Bu anlamıyla şunu söylememizde sakınca yok: Kürtlerin ve liderlerinin mücadelesinin Avrupalılara daha iyi anlatılması gerekiyor ve Öcalan’a Özgürlük Nöbeti bu anlamda rolünü oynuyor.”
‘KAMPANYA HALK DİPLOMASİSİ ŞEKLİNDE TÜM ALANLARA YAYILMALI’
Kürtlerin uluslararası alanda yürüttüğü hukuk mücadelesinin muhatabının Avrupa Konseyi ve diğer Avrupa kurumları olduğunu hatırlatan Emekçi, “Bizler haklılığımızı daha fazla anlatır, faaliyetlerimizi hem kurumsal hem de geniş bir halk diplomasisi çerçevesinde yürütmeye devam edersek, Avrupalıların duyarlılığını arttırmamız hiç de zor olmayacak. Avrupa devletleri ve kurumları da bu konuda daha fazla diretemezler. Şimdiye kadar hep Türkiye’nin yaptığı bilgilendirmeler ile karşılıklı çıkar ilişkileri çerçevesinde Kürtlere karşı duyarsız bir tutum sergilediler. Türk hükümetinin desteklediği başta Fethullah Gülen’e bağlı dernekler ve kurumlar olmak üzere bir çok Türk derneğinin söylemlerini ve antipropagandalarını dinlediler” dedi.
Kürt halkının Avrupa’da ‘halk diplomasisini’ geliştirerek, kendi kabuğundan çıkması gerektiğine vurgu yapan Munzur Emekçi, Avrupa’daki sivil toplum örgütleri ve bürokrasiye daha fazla ilişki geliştirilmesi ve bilgilendirme yapılmasının bu döngüyü değiştireceğine dikkat çekiyor: “Böyle yaparsak, Avrupalılar da bu politikalarında daha fazla ısrarcı olamaz. Yani, kendi halkları için kabullenmedikleri bir siyaseti biz Kürtlere uzun süre dayatamazlar. Öte yandan, Öcalan’a Özgürlük Nöbeti Avrupa’daki Kürtlerin alışılagelmiş eylemliliklerinden farklı bir eylem. Hem sembolik olarak Avrupai kurumlar olan Avrupa Konseyi, Parlamento, İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) gibi oluşumların bulunduğu bir semtte.
Yine insanlarla birebir diyalog, bildiri, imza gibi olanaklar tanıdığı için de, Kürtlerin Avrupa’daki diğer eylemliliklerinden değişik ve daha fazla önem arz eden bir eylem. Bu anlamıyla işte ‘4 kişi gidip nöbet tutuyor’ gibi yaklaşılmamalı. Tabii, elimizde Kürtlerin haklı davasını anlatabilecek bir çok materyal var ve tüm bu yükümlülükler sadece bir eyleme yüklenmemeli ve tüm Avrupa’ya yayılmalı”
AVRUPA’DAKİ KÜRT HALKI VE KURUMLARINA EYLEMİ SAHİPLENME ÇAĞRISI
Avrupa’daki Kürt halkı ve kurumlarının Öcalan’a Özgürlük Nöbeti’ni daha fazla sahiplenmesini isteyen tertip komitesi üyesi şu çağrıda bulundu: “Nöbet eylemi bizzat Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın özgürlüğü ile alakalı ve biz Kürtler bunu kendi özgürlüğümüz bütünleştirdiğimizi söylüyoruz. Tabii, bunu pratikte de uygulamak gerekiyor. “Bi can bi xhin em bi tere ne” sözünün gereği de ancak Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için çaba sarf etmekle olur. Zira hem Türkiye hem de Batılı müttefikleri Kürtleri Önderliğinden kopararak, mücadelelerine darbe vurmak istiyor. Biz Kürtlerin de bu gerçeğin bilincinde olarak Sayın Öcalan’a ve tabii diğer tüm tutsaklara sahip çıkmamız gerekiyor. “
Strasbourg gibi dar bir alanda yapılan eylemin bugüne kadarki sonuçları dikkate alındığında, kampanyanın daha da güçlendirilmesi ve Avrupa çapında sahiplenilmesinin diplomatik bir başarı olacağından kuşku duymadığını da Munzur Emekçi sözlerine ekledi.
Kürt halkının 40 yıldır mücadele verdiği ve bu mücadele tarihinde görüldüğü gibi rehavet ve gevşemenin bazen bir bütün emeğin boşa çıkarılmasını beraberinde getirdiğini de kaydeden Emekçi, “Özellikle Avrupa’daki halkımız ve kurumlarımız yıllardır emek verdiğimiz şeylerin tüketilmesine ve riske atılmasına göz yummamalı.
Bizler tertip komitesi olarak halkımızın, kurumların ve medyanın Öcalan’a Özgürlük Nöbeti ve kampanyasına sahip çıkmasını ve onu daha da geliştirerek, Kürdistan’daki mücadeleye güç katmalarını bekliyoruz. Bu da aslında tüm Kürtlerin tarihi sorumluluğudur. Genel olarak nöbet eylemine katılacak kişileri belirlemede bazı sorunlar olduğu ve biraz da yüzeysel yaklaşıldığını görebiliyoruz” dedi.
Eylemcilerin dil bilmemesi, sağlık sorunları vb. gibi durumlarla karşılaştıklarını ve bunun da eylemi olumsuz etkilediğini de belirten Munzur şöyle devam etti: “Yine eylemcilerin bazılarının ön bilgi sahibi olmadan gelmesi, kadınların ve gençlerin katılımının eksik olması sorunu var. Eylemin daha başarılı olabilmesi, daha fazla insana ulaşılabilmesi için dil bilen, Kürt sorunu konusunda bilgilendirme yapabilecek kişilerin katılımı da önemlidir. Yine Avrupa’daki Kürt kurumları nöbet eylemine gereken önemi vermeli ve bizzat temsilci ile katılarak destek vermelidir.”
KÜRT BASIN-YAYIN KURULUŞLARINA ELEŞTİRİ
Kürt basın yayın kuruluşlarının Öcalan’a Özgürlük Nöbeti eylemine yaklaşımıyla ilgili de Emekçi, “Kürt basını nöbet eylemini yeterince işlemiyor maalesef. Eyleme rutin haber gözüyle bakılıyor. Özellikle yazılı basında bu dikkat çekiyor. Ayrıca, güncel gelişmelere kurban edilmeyecek bir eylem ve kalıcıdır. Öcalan’a Özgürlük Nöbeti rutin bir eylem değil, tersine iyi düşünülmüş ve rafine bir eylem tarzı olduğunu unutmamak gerekiyor. Kürdistan’daki güncel gelişmeler ne kadar önemli ise, Özgürlük Nöbeti de paralel olarak yürütülen önemli bir eylemdir. Bu anlamıyla da eylemin daha görünür kılınması gerekiyor. Hem Kürtlerin ve Öcalan’ın özgürlüğünden yana olup, hem de bu eylemi yetersiz düzeyde yansıtmak olmaz” eleştirisinde bulundu.