'O anayasa suç ise bu dava düşmeli'

'O anayasa suç ise bu dava düşmeli'

10 Eylül davasında yargılanan Atılım Gazetesi yazarı Arif Çelebi, "12 Eylül darbesi suç olduðu için generaller yargılanıyor. Bu durumda 12 Eylül ürünü olan anayasa da suçtur. O anayasayı kaldırma suçlamasıyla yargılanıyoruz. O anayasa suç ise bu dava da aslında düşmüştür" dedi.

10 Eylül 2006 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan aralarında gazetecilerin de olduðu sosyalistlerin, yargılanmasına bugün devam edildi. Mahkeme, 6 yıldır tutuklu yargılanan 10 sosyalisti yine tahliye etmedi.

Ýstanbul 10. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, tutuklu sosyalistler ile avukatları hazır bulundu. Duruşmayı BDP Ýstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, CHP Ýstanbul Milletvekili Melda Onur, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan Ýpekçi ile gazeteci-yazar Ayşe Düzkan da izledi.

'BU DAVA DÜŞMELÝDÝR'

Atılım Gazetesi yazarı Arif Çelebi, Roboskî Katliamı ile ilgili tartışmaları hatırlattı, hala katliamın sorumlularının açıða çıkarılmadıðını belirtti, "BU ülkede Kürtsen ikinci sınıf insandan bile sayılmıyorsun. Her gün iş cinayetleri oluyor. Bu ülkede işçiysen ikinci sınıf insandan bile sayılmıyorsun. Ama bir gün Kürdün eliyle işçinin eli birleşerek yaraları saðaltacak. Buna sonsuz inanıyorum" dedi.

Ankara'da devam eden 12 Eylül darbesi davasına dikkat çeken Çelebi, "12 Eylül darbesi suç olduðu için generaller yargılanıyor. Bu durumda 12 Eylül ürünü olan anayasa da suçtur. Biz ise burada o anayasal düzeni deðiştirme, anayası kaldırma suçlamasıyla yargılanıyoruz. O anayasa suç ise bu dava da aslında düşmüştür. Davanın durdurulmasını talep ediyorum" dedi.

Polis fezlekelerinin dosyalarda yer almasının 12 Eylül uygulaması olduðuna dikkat çeken Çelebi, bugün 12 Eylül uygulamalarının yargılama konusu yapıldıðını belirterek, "Dolasıyla polis fezlekesi dosyadan çıkarılmalıdır" dedi.

Çelebi, 2005 yılında TCK'da yapılan düzenleme ile "avukatsız alınan ifadeler delil deðildir" hükmünün yasa haline getirildiðini söyledi, "Bu durumda 2005 öncesine ait tüm kaðıt yıðını dosyadan çıkarılmalıdır. Bunlar delil deðildir" dedi.

'BU DAVADA SÖZ BÝTTÝ'

Atılım Gazetesi yazarlarından Bayram Namaz, "Bu davada söz bitmiştir" diyerek başladıðı savunmasında şunları söyledi: "Burada yapılanın siyasi bir yargılama olduðunu sürekli anlattık. Dünya görüşümüz hedeflenmiştir. Polisin bu dünya görüşümüzle ilişkisi düşmanlık ilişkisidir. Dolayısıyla akıllari ziyan 'delil'lerle tutuklanıyoruz."

Kürt gazeteciler hakkında hazırlanan "3. KCK Ýddianamesi"ne hatırlatan Namaz, "Artık en sıradan ilişki bile örgüt ilişkisi kapsamına alınıyor. Bu pervasızlıðın son bulması gerekiyor. Halklarımızın geleceði için bu komploların önü kesilmelidir" diye konuştu.

Atılım Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Sedat Şenoðlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın geçtiðimiz günlerde yaptıðı "Hukuk gerçeðe ulaşma sanatıdır" açıklamasını hatırlattı, "6 yıldır avukatlarımız ve biz gerçeðe ulaşmak için çok çaba gösterdik ancak iddia makamı ve mahkeme heyetinde böyle bir çabayı göremedik" dedi. Ýddianamede çalıştıðı gazetenin "örgüt yayını" olarak gösterildiðini söyleyen Şenoðlu, "Atılım Gazetesi, bu ülkenin yasalarına göre kurulan ve 18 yıldır yayınlanan bir gazete. Ben de, 15 yıldır, 24 saat fiili olarak gazetecilik yapan biriyim. Bu yaşadıðımız tam bir işkence. 6 yıldır gerçeði arıyoruz ama sonuç alamıyoruz. Bu bir işkencedir" diye konuştu.

'GERÇEKLERÝ ASLA KARARTAMAZSINIZ'

10 Eylül Davası'nda siyasi savunma yapan Seyfi Polat, Ergenekon davasında "Gurbet" kod adını kullanan "gizli tanıðın" Hasan Ocak ve MLKP ile ilgili gündeme getirdiði iddialara yanıt verdi, "Bu bir karalama kampanyasıdır" dedi. Hasan Ocak'ın işkence yapılarak öldürüldüðünün altını çizen Polat, "Failleri de bellidir" diye konuştu. Söz konusu iddialar ile kayıplar mücadelesinin de karartılmak istendiðine dikkat çeken Polat, gerçeklerin asla karartılamayacaðını söyledi. Polat son olarak, "Tarih asla unutmaz ve affetmez. Bu karalamaların hesabı bir gün sorulacaktır" diye konuştu.

Özgür Radyo eski Genel Yayın Koordinatörü Füsun Erdoðan da, tutuklu gazeteci sayısının Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduðu günden bu yana hiç bu kadar çok olmadıðını belirterek, "1990'lı yıllarda gazeteciler kaçırılıp kaybediliyor ya da köprü altlarına cesetleri atılıyordu. Bugün belki bizi öldürmüyorlar ancak kaðıt parçaları ile yıllarca hapiste tutabiliyorlar. Bizim üzerimizden hem muhalif basına hem de gerçekten gazetecilik yapmak isteyenlere gözdaðı veriliyor" dedi. Erdoðan, Başbakan'ın kürtajı Roboskî Katliamı'na benzeten açıklamalarına da "Bu benzetme korkunçtur. Başbakan, Roboskî halkının ayaklarına kapanıp özür dilemesi gerekirken, bu açıklamaları ile gündem saptırıyor" dedi.

Tutuklu sosyalistlerden Erkan Özdemir, mahkemelerde "anadilde savunma hakkı" talebinin karşılanmasını istedi.

TAHLÝYE YOK

Mahkeme, 6 yıldır tutuklu yargılanan 10 sosyalisttin tahliye talebini reddetti. Duruşma 6 Eylül 2012 tarihine ertelendi.

ANF NEWS AGENCY