O mahur beste çalıyor halen…
O mahur beste çalıyor halen…
O mahur beste çalıyor halen…
Acılara tutunup başkaldıran o mahur beste çalıyor halen. Eskise de yaşam, eskimiyor, yıllandıkça güzelleşiyor “ölümüne Kürt kalan” Ahmet Kaya ve şarkıları…
Unutulmaz şarkılarla geçti aramızdan ve bu topraklardan Ahmet Kaya. “Başını kuma gömenlerden tiksindim” diyerek asi duruşuyla adalet ve özgürlük mücadelesinde doldurulamayacak bir yere sahip yaşamının her anına sirayet etmişti yaptığı müziğin toplumsal karakteri. Halktan yana ve ezilenden yana tavrı.
Protest müzik geleneğinde kendine has yorumu, ezgilere ve ezgilerle hayata kattığı rengin kökleri öylesine derinleşen isimlerden biridir. Acılara tutunup, dosta düşmana karşı an geldi başkaldırdı, an geldi dağlara sundu şarkılarını.
Kâh başı belalarda kâh tedirgin zamanların direngen tınıları arasına serpilen dizelerini yıldızlara, yakamozlara işledi, bir damla olduğu halk denizinde.
O Ahmet Kaya, 14 yıl önce Magazin Gazetecileri Derneği’nin ödül töreninde “Kürtçe bir şarkı yapacağım. O şarkıya da klip çekeceğim. Yayınlayacak yürekli insanların da olduğunu biliyorum” sözlerinin akabinde maruz kaldığı linç ve hakkında açılan davalar nedeniyle 16 Haziran 1999’da ülkeyi terk etmek zorunda kalırken, yurt dışına çıktıktan tam 17 ay sonra Paris’te yumdu gözlerini hayata.
Ölümünün ardından geçen 14 yılda 20 sanatçının ve grubun yer aldığı “Dinle sevgili ülkem”, “Hoşçakalın gözüm”, “Biraz da sen ağla”, “Kalsın benim davam”, “Gözlerim bin yaşında” adlı 5 albümü daha yayınlandı. Halen film ve dizi müziklerinde Ahmet Kaya imzası var…
Bugün birileri Ahmet Kaya’yı öve öve bitiremezken, O’na yapılanların utancını “özür dilemekle” kapatmaya çalışmakla kefaretlerini ödediklerini sanarken, birileri politik çıkarları minvalinde O’nun adını, sanatını zikretmekten zerrece sakınca görmezken, bir gerçeği vurgulamakta fayda var. O da bu topraklarda kendisine asıl hak ettiği değeri samimiyetiyle harmanlayıp sunanlara, giderken bıraktığı şu unutulmaz dizeleri oldu: “Kürdüz sonuna kadar, Kürdüz ölene kadar…”
Bu dizeler yalnızca şarkı sözleri olmaktan öte anlamlar taşıyor. Bir tarihi, bir kimliği, bir ısrarı anlatıyor. Salt Kürtleri de içermemekle insan olmaktan gelen haklara, özgürlüklere bir göndermedir aynı zamanda. O tarih ve kimlik içindir ki, hayatına mal olsa bile ısrarından taviz vermeyişidir Ahmet Kaya’nın soluğunun bugünlere uzanması.
Bir başka deyişle halktan, haklıdan, ezilenden yana duruşu ve tavrıyla Ahmet Kaya; unutulmuşların sureti, sessizlerin avazıdır.
Bundandır ki, zaman her ne kadar soluksuz bıraksa da O, bu toprakların asi şafağındaki umudun renklerinde ilk günkü diriliğini ve direngenliğini koruyor…