‘Öfkemiz zaman aşımına uğramayacak’
‘Öfkemiz zaman aşımına uğramayacak’
‘Öfkemiz zaman aşımına uğramayacak’
Gözaltına kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 499. Haftadır Galatasaray Meydanı’nda adalet nöbeti tutan Cumartesi Anneleri, belli olan failler cezalandırılmasını istedi. Bu hafta 27 Nisan 1991 sabahı komşularının gözünün önünde polis tarafından kaçırılan ve gözaltında kaybedilen 24 yaşındaki Hüseyin Toraman’ın akıbetinin sorulduğu eylemde söz alan Hüseyin Toraman’ın kardeşi Sakine Toraman, “Abimin dosyası zamanaşımına uğrasa da öfkemiz zamanaşımına uğrayamayacak” dedi.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri, her Cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri adalet nöbeti 499.haftasına girdi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun destek için katıldığı eylemde, ellerinde yakınlarının fotoğrafları ve kırmızı karanfillerle, “Failler Belli Kayıplar Nerede?” pankartının arkasında oturan Cumartesi Anneleri, bu hafta 27 Nisan 1991 tarihinde polis tarafından gözaltına alınıp kaybedilen Hüseyin Toraman’ın akıbetini sordu.
Öncesinde Hanife Yıldız’ın gözaltında kaybedilen oğlu Murat Yıldız’ın ağzıyla halka hitaben yazdığı mektubu okundu. Ardından da gözaltında kaybedilen sembol isimlerden Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak sözü aldı.
‘AKP KATİLLERİ AKLASA DA BİZİM İKİ ELİMİZ YAKALARINDA’
“JİTEM’i ben kurdum” diyen Arif Doğan ve Çiller’in en yakın adamı Doğan Güreş’in hiç hesap vermeden öldüklerini hatırlatan Ali Ocak, eli kanlı Doğan ile Güreş’in sorgusuz sualsiz göçmesinin sebebinin AKP hükümetinin katilleri aklama politikası olduğunu vurguladı. AKP’nin eli kanlı generaller ve askerleri işledikleri savaş suçlarından değil darbe teşebbüsü adı altında yargılayarak onların işledikleri katliamları örtbas ettiklerine dikkat çeken Ocak, “Siz istediğiniz kadar örtbas edin. Biz yaşadığımız sürece elimiz katillerin iki yakasında olacak” dedi.
Ali Ocak’tan sonra Cumartesi Anneler adına bu haftaki açıklamayı Düriye Sezgin okudu. 27 Nisan 1991 yılında devlet tarafından gözaltında kaybedilen Hüseyin Toraman’ın hikayesini anlatan Sezgin, Marmara Üniversitesi’nden yeni mezun olan 24 yaşındaki Hüseyin Toraman’ın sosyalist kimliğinden ötürü polisin hedefinde olduğunu söyledi. Polisler arasında çıkan çatışmada Gebze Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir polisin ölümü sonrası Toraman’ın hedef seçildiğini belirten Sezgin, polisin ölümünden Toraman’ın sorumlu tutan Gebze polisi ile İstanbul Terörle Mücadele Şubesi polislerinin 26 Nisan 1991 tarihinde Toraman’ın dışarıda olduğu sırada evini basarak duvarlarına intikam yeminleri yazdıklarını aktardı.
FAİLLİ DEVLET OLUNCA…
Bitmek bilmeyen bu tacizleri sonucunda Toraman’ın Kocamustafapaşa semtine taşındığını belirten Sezgin, Toraman’ın kaybedilme sürecini şöyle anlattı: “Hüseyin Toraman 27 Ekim 1991 sabahı Pazar kavatlısı için ekmek almak üzere evinden çıktıktan sonra, komşularının ve esnafın gözü önünde silahlı, telsizli, sivil giyimli kişiler tarafından 34 ATZ 56 plakalı beyaz bir araca zorla bindirilerek kaçırıldı. Olay üzerine çağrılan polis, kaçıranların da polis olduğunu anlayınca olaya müdahale etmedi. Baba Ali Rıza Toraman olaya müdahale etmeyen Kocamustafapaşa Çınar Karakolu polislerinin, kaçıranların da polis olduğu yönündeki açıklamalarını içeren ses kaydını dönemin İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e verdi. Ancak ses kaydı ve tanıklara rağmen Hüseyin Toraman’ın gözaltına alındı bu güne kadar inkar edildi.”
BU DOSYA BÖYLE KAPANMAZ
1991’de Fatih Cumhuriyet Savcısı Zafer Sercan Yetişir’in açtığı soruşturmanın bir sonuç vermediğini işaret eden Sezgin, İHD avukatların tüm itirazlarına rağmen, 20 yıl sürüngende bırakılan Toraman dosyasının zamanaşımına uğradığını belirti. 23 yıldır bilinen faillerin korunduğunu vurgulayan Sezgin, Hüseyin’in gözaltında kaybedilen bedeninin de ailesinden gizlendiğine dikkat çekti. Hüseyin Toraman’ın kaybedilmesinden başında Mehmet Ağar’ın bulunduğu İstanbul Emniyeti ve Süleyman Demirel başbakanlığındaki 49. hükümetinin, General Fikri Nezihi Çakır ile Genel Sekreteri olduğu Milli Güvenlik Kurulu’nun sorumlu olduğunu hatırlatan Sezgin, Toraman’ın akıbeti açıklanıncaya ve bedeni ailesine teslim edilinceye kadar bu dosyanın kapanmayacağını vurguladı.
Açıklamanın ardından söz alan Hüseyin Toraman’ın kardeşi Sakine Toraman, “Kardeşimin dosyası zamanaşımına uğrasa da öfkemiz zamanaşımına uğrayamayacak” dedi.