GÖRÜNTÜLÜ

On Gözlü Köprü’ye beton kuşatması

Amed’in kutsal mekanı Kırklar Dağı eteklerinde, yüzlerce yıllık On Gözlü Köprü dibine taşlardan ek basamaklar yapılırken, tarihi dokuya uygun olmayan kafe ve cami inşasına da başlandı.

 

Amed’in simgelerinden On Gözlü Köprü ile hemen kenarındaki kutsal sayılan Kırklar Dağı beton yapılaşmalara kurban ediliyor. DBP’li Sur Belediyesi’ne atanan kayyum tarafından “Dicle Vadisi Projesi” adı altında tarihi ve doğal güzellikteki bu alan talana açıldı. Geçmiş yıllarda inşa edilen ve halen tartışılır vaziyetteki Kırklar Dağı Yaşam Konutları’nın gölgelediği kutsal mekanın eteklerine bu kez de kafe ve cami yapılıyor. Hemen Ongözlü Köprü’nün başına inşa edilen ve tarihi dokuya zarar veren yapılar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onaylı. Yakınında yerleşim yeri bulunmamasına rağmen dağın eteklerine cami inşa edilmesi bölge sakinleri tarafından rant ve göz boyama olarak yorumlanırken, UNESCO koruması altındaki sit alanına yapılan müdahaleye kimse dur demiyor.

KÖPRÜYE EK YAPTILAR!

Bir başka skandal ise inşa edildiği 6’ncı yüzyıldan bu yana tüm ihtişamı ile ayakta duran köprüye, ek setlerin yapılması. Köprünün ucuna eklemlenen bazalt taşlardan oluşturulan setler, sanki köprünün bir parçasıymış gibi inşa edilmiş. Kafe işletmeleri de bu setlere masa sandalye atarak müşteri topluyor. Tarihi köprüye bu müdahalenin kimler tarafından ve hangi izinlerle yapıldığı bilinmiyor. Köprünün 2 gözü de geçen aylarda toprakla doldurulmuş, gelen tepkiler üzerine buradaki setler açılmıştı.

‘ÇİVİ BİLE ÇAKILMAMALI’

Konuyu değerlendiren Amed Mimarlar Odası üyesi Yüksek Mimar Şehnaz Elçi, tarihi alanlara yaklaşırken büyük bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Elçi, “Her herhangi bir tarihi yeri restore ederken yasal dayanağı olmalıdır. Tarihi alanlara iş makinalarının girmemesi gerekir. Devlet kendi başına hiçbir yere dayandırmadan ve herhangi bir izahı olmadan yapı çalışması yapılmaktadır. Tarihi On Gözlü Köprüsü’nün hemen yanında basamaklar oluşturulmuş. UNESCO’nun koruma bölgesi ilan ettiği Hevsel bahçeleri ve Dicle nehri havzasına tek bir çivinin çakılmaması gerekir” vurgusu yaptı.

Proje kapsamında yapılan çevre düzenlemesini de eleştiren Elçi, bölgenin dokusuna uygun olmayan çam ağaçlarının dikildiğini, köprü ve dağın siluetinin bozulduğunu, bunun da insanlık mirasına saldırı olduğunu sözlerine ekledi.