Önder: Erdoğan ve hükümetin sözleri saldırının habercisiydi

HDP Ankara Adayı ve İmralı Heyeti Sözcüsü Önder, partilerine dönük saldırılara sert tepki göstererek, katliamın hedeflendiğine dikkat çekti.

HDP Ankara Adayı ve İmralı Heyeti Sözcüsü Önder, partilerine dönük saldırılara sert tepki göstererek, katliamın hedeflendiğine dikkat çekti. Hükümet yetkilileri ve Erdoğan'ın hedef gösteren söylemlerine işaret ederek, "Bu söylemler saldırıların habercisiydi. 'Devletin haberi yoktu' yalanına bizim inanmamızı kimse beklemesin" dedi. Önder, 'çözüm süreci'ne ilişkin ise "Hükümetle yaptığımız mutabakatta en fazla 15-20 gün içinde rutin bir şekilde ada ziyaretlerimizin gerçekleşmesi lazımdı" diye konuştu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Adayı ve İmralı Heyeti Sözcüsü Sırrı Süreyya Önder, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nde (TMMOB) HDP'nin Adana ve Mersin il binalarına dönük eş zamanlı gerçekleştirilen bombalı saldırılara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

'TÜM ADAYLARIMIZ KATLEDİLEBİLİRDİ'

Önder, Adana'da 3'ü ağır 6 yaralı, Mersin'de ise 1 kişinin  yaralandığını belirterek, "Patlayıcılar Mersin'de tüm adaylarmızın katılacağı bir toplantıya gönderildi. Arkadaşımız dinleme cihazı şüphesi ile çiçeği dışarı çıkardı, eğer çıkarmasaydı tüm adaylarımız katledilebilirdi" dedi.

Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başbakan Yardımcısı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partilerine yönelik kışkırtıcı, hedef gösterici açıklamalarını hatırlatan Önder, "Bu söylemler saldırıların habercisiydi. 'Devletin haberi yoktu' yalanına bizim inanmamızı kimse beklemesin" diyerek, saldırı ile aralarında HDP adaylarının da olduğu ölümlerin ve kaosun çıkmasının hedeflendiğini ifade etti.

'ALANI SOYTARILARA BIRAKMAYACAĞIZ'

Önder, şunları kaydetti: "Saldırıyı geçekleştirenler bizim soğukkanlı duvarımıza çarpıp tuzla buz olacak. Biz büyük bir coşku, büyük bir neşe, büyük bir kararlılıkla daha fazla barış daha fazla eşitlik daha fazla özgürlük diyeceğiz. Bu saldırıların bizi korkutacağını yıldıracağını seçim çalışmalarından; alanlardan çekileceğimizi öngörüyorlarsa bu hesap boşa çıkacak. Biz bu alanı bu soytarılara, bu kan emicilerine bu güvercin kasaplarına bırakmadık bırakmayacağız.

Buradan tüm partili yurttaşlarıma bir çağrıda bulunuyorum; alabildiğine soğukkanlı ve büyük bir demokratik coşku ile bugün Mersin'deki mitingi bu provokasyoncuların başına çalacak bir coşku ile gerçekleştirmelerini istiyorum. Biz sukünetimizi koruyacağız. Demokratik ısrarımızı asla geri çekmeyeceğiz. Tüm parti arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. 3'ü ağır 7 yaralı arkadaşlarımıza da ayrıca geçmiş olsun diyorum."

YSK'YE ÇAĞRI

Önder, "Yapılan saldırının bir suç olduğunu bilen savcıların harekete geçmesine ihtiyaç vardır. Orada insanlar katledilmeye çalışılırken 3'ü ağır 7 yaralımız vardır. Bunun için hangi yasal girişimde bulunalım sizce" dedi. YSK'ye çağrıda bulunan Önder, "Bizim işimiz değildir, demeyeceksiniz. Seçim meydanlarında nefret dilini körükleyen, insanları diğer partilere ve siyasi alanlara daraltan seçim kampanyasını imkansızlaştıranlara karşı bir çift sözünüz olsun" dedi. 

Adana ve Mersin illerinin halklar mozaiği olduğunu belirten Önder, "Bu iki kentimizde Kürt Türk, Alevi, Çerkez, Ermeniler bir arada yaşıyor. Bugüne kadar Diyadin, Mazıdağ, Uludere ve genel merkezimize yapılan saldırılarda olduğu gibi bu tür provokasyonları da boşa çıkaracağız" şeklinde konuştu.

'ZEHİRLİ DİLİNİZİ HAYRA ÇALIŞTIRIN'

Yalçın Akdoğan'ın Mersin ve Adana'da yapılan saldırılar sonrasında kendisini aradığını ve geçmiş olsun dileklerinde bulunduğunu belirten Önder, şöyle devam etti: "Arayıp geçmiş olsun demekle geçiştirecek bir şey değildir. Siz bu kadar nefret dilini körükleyeceksiniz, sonra 'geçmiş olsun' diyeceksiniz. Teşekkür ederiz ama ili gün önce 'Demokrasi için bir partinin sandık altında kalacağını süper olacağını' söylediniz. Saldırılara uğradığımızda geçmiş olsun dilekleri göndermek değil, kavramanız gereken şey; zehirli dilinizi, üstelik utanç verici bir şekilde dün söylediğinizi bugün yalayıp yutan dilinizi hayra çalıştırmanızdır."

Yasal olarak seçim çalışmalarını yürüten partililerine ilişkin saldırıları görmezlikten gelindiğini dile getiren Önder, "Hükümete sesleniyorum, 'Tabelasını indireceğiz bunlar buradan gidecekler' diyen kaymakamını görevden al. Sonra bende senin geçmiş olsun mesajına teşekkür edeyim. Bu kaymakam kimin kaymamı, bu adam kendini ne zannediyor. Kaymakam, 'Siz gidin biz bunları buradan göndereceğiz'. Siz kimi kimin memleketinden kovuyorsun. Sayın Davutoğlu, YSK bir kaymakam bunları diyebilir mi? YSK sen ne yapıyorsun, sen ne işe yararsın. Saray ilçesinde bu olay olalı 3 gün oldu. Ne yaptın?" diyerek YSK ve hükümete tepki gösterdi.

'HÜKÜMET MUTABAKATA UYMUYOR'

'Çözüm süreci'ne ilişkin de konuşan Önder, "Heyetimizin adaya gitmesi için müracaat etmesine gerek yok. Hükümetle yaptığımız mutabakatta en fazla 15-20 gün içinde rutin bir şekilde ada ziyaretlerimizin gerçekleşmesi lazımdı. Aynı şekilde KCK ile de görüşmelerimiz olacaktı. KCK ayağını arkadaşlarımız gerçekleştiriyor. Ama ada ile ilgili sorun var. Sorduğumuzda da seçimden sonra falan gibi cevaplarla geçiştiriyorlar" dedi.