Öndül: Kayaya damladıkça, kayayı eriteceðiz

Öndül: Kayaya damladıkça, kayayı eriteceðiz

Ýnsan Hakları Akademisinin bu haftaki derslerinde gerçekleştirdiði sunumla, Türkiye’de insan haklarının durumunu ilişkin deðerlendirmelerde bulunan Ýnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü Öndül “Bugün Kürtçe’nin kullanımına ilişkin engeller azalmışsa, bu verilen bir mücadele sürecinin ürünüdür. Kürtçe konuşmalardan ve yazılı pankartlardan dolayı geçmişte Vedat Aydın gibi bir çok insan hakları savunucusu hapis cezaları aldılar” dedi.



Yılda iki kez (güz-bahar dönemleri) eðitim devreleri düzenleyen Ýnsan Hakları Akademisi, bu hafta gerçekleştirdiði eðitim programı ile güz dönemini eðitim devresinin 3. haftasını tamamladı. Ýnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü Öndül, ÝHD Bölge Şube Başkan ve yöneticileri ile insan hakları aktivistlerinin katıldıðı eðitim programı iki ayrı sunumla gerçekleştirildi. ‘Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler Ýnsan Hakları Usul ve Mekanizmaları’ başlıðıyla ilk sunum Doç. Dr. Erdem Denk tarafından gerçekleştirilirken, ‘Türkiye’de Ýnsan Hakları Durumu’ başlık bir diðer sunum ise Ýnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü Öndül tarafından yapıldı.



‘Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler Ýnsan Hakları Usul ve Mekanizmaları’ sunumda Doç. Dr. Erdem Denk, Ýnsan Haklarının Devlet ile vatandaş arasında bir kavram olduðunu ve bunun da yasalarla şekillendiðini belirtti. Tarihsel aşamalarda kavramın şekilleniş biçimlerinden söz ederek, devlet biçimlerinde insan hakları kavramının algısal durumu ile ilgili deðerlendirmelerde bulundu.



‘Türkiye’de Ýnsan Hakları Durumu’ konulu sunumda ise Ýnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü öndül, geçmişten bugüne insan haklarının içersinde bulunduðu süreçlere, bu süreçlerde verilen insan hakları mücadelesi ile elde edilen kazanımlara deðindi. Öndül, akademi eðitim salonunda bulunan Kürtçe yazılı bir pankartı göstererek “ Bizim akademinin salonunda Kürtçe bir pankart yazılı. Bu hep burada yazılı deðildi. Bunu yazdıðı için ya da konuştuðu için 6 ay hapis yatan Vedat Aydın var. Bugün yazılı ise burada, bizim burada yaptıðımız toplantıya polis giremiyorsa ve videoya alamıyorsa, demek ki biz bir süreç yaşadık. Ve hala da o süreci yaşamaktayız. Hak ve özgürlüklerin kazanılması, daha hafif bir nitelemeyle tanınması için çalışıyoruz. Bu bir kazanımdır” dedi.



Ýnsan hakları mücadelesinin belli aşamaları olduðunu ama sürekli işleyen bir süreç olarak görülmesi gerektiðini belirten Öndül “Türkiye koşulları düzeltilebilir, bunun düzeltilmesine biz katkıda bulunabiliriz. Yasakların kaldırılması ve özgürlük ortamlarının kullanılabilir hale gelmesi için mücadele ediyoruz. Biz işimizi yapıyoruz. Bizim işimiz ihlalleri teşhis etmektedir. Gördüðümüzle, duyduðumuzla kayıt altına alıyoruz. Deklare ediyoruz bunu. Çeşitli yasa çalışmaları ile ilgili toplantılar yapılıyor, çaðırıyorlar bizi. Gidiyoruz, diyoruz ki; ‘yasa öyle deðil böyle olmalı’. Yasa çıktıktan sonra da uygulamasını izliyoruz. Bu sonsuz bir süreçtir. Ve bu mücadele biz istikrarlı olmalıyız. Biz sırdan insanlarız ve insan hakları mücadelesi de sıradan insanların işidir. Kayaya damladıkça, kayayı eriteceðiz” dedi.