‘Ortadoğu’yu Suriye’deki savaşın sonucu şekillendirecek’
‘Ortadoğu’yu Suriye’deki savaşın sonucu şekillendirecek’
‘Ortadoğu’yu Suriye’deki savaşın sonucu şekillendirecek’
‘Yeniden Kurulurken Ortadoğu’ konferansında konuşan gazeteci Mete Çubukçu Ortadoğu'nun Suriye'deki savaşın sonuçlarından sonra şekilleneceğini söyledi. Çubukçu, Ortadoğu'da, Suriye, Irak ve Türkiye'deki Kürtlerin yeniden bir özne olarak ortaya çıktığını ve Suriye'de yaşananların ele alındığında Ortadoğu'nun şekillenmesinde Kürt öznesinin çok büyük bir rol oynayacağının altını çizdi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP) tarafından düzenlenen "Yeniden Kurulurken Ortadoğu" adlı konferans ilk oturumunun ardından ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı, Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Mesut Yeğen ve gazeteci Mete Çubukçu'nun konuşmacı olarak katıldığı ikinci oturumla devam etti. Moderatörlüğünü Süleyman Şah Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Maya Arakon'un yaptığı ikinci oturumda ilk olarak, "Arap baharı sonrası İslamcılık: Moderasyon mu, radikalleşme mi?" adlı sunumuyla ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İhsan Dağı söz aldı.
DAĞI: ARAP MİLLİYETÇİLİĞİ KRİZE GİRİNCE SİYASAL İSLAM HAREKETLERİ GÜNDEME GELDİ
Ortadoğu coğrafyasının uzun yıllar Arap milliyetçiliğin krize girmesinin ardından siyasal İslami hareketlerin gündeme geldiğini ifade eden Dağı, "Dolayısıyla bir siyasal İslam ülküsüyle karşı karşıyayız. Siyasal İslam hareketleri, 1970'lerde otoriter rejimlere karşı ayaklandılar. Bunu 1979'daki İran devriminde görmek mümkün. Arap baharına baktığımızda da daha farklı toplumsal kesimlerin değişim talebini dışa vuruyordu. Örneğin, Mısır ve Tunus'ta devrimi yapanlar İslamcı değildi. Her durumda 'Arap Baharı'nda Ortadoğu toplumları için İslamcılar yeni dönemde demokrasi, katılımcı gibi değerleri benimser bir rol aldılar" dedi. "Arap Baharı"ndan sonra, İslamcıların katılımcı siyasal süreçlerin içinde yer alamaya başlamasıyla İslam ile demokrasinin yan yana gelmesi tartışmalarının başladığını kaydeden Dağı, "İslamcılar demokrasi ile iktidarda ne yapacaklar sorularını akılara getirdi. İslamcı hareketlerin ılımlaşması büyük ölçüde İslamcı hareketlerin muhalefette olduğu dönemde geliştirdiği bir dildi. Ancak, bu İslamcı hareketler, halkın toplumsal değerleri üzerinden hegemonik bir İslam kurmayı ve post-modern otoriteleşme süreci başlattı" diye konuştu.
ÇUBUKÇU: ORTADOĞ’NUN ŞEKİLLENMESİNDE KÜRT ÖZNESİ ÇOK BÜYÜK BİR ROL OYNAYACAK
Gazeteci Mete Çubukçu ise, "Irak, Suriye ve Türkiye Kürtleri: Bölgede yeniden özne olmak" başlıklı sunum yaptı. Arap baharının henüz sonlanmamış bir süreç olduğunu ve "Arap baharı"ndan sonra Mısır özelinde iktidarların eski yöntemleri uygulanmaya çalıştığını ifade eden Çubukçu, Ortadoğu'nun Suriye'deki savaşın sonuçlarından sonra şekilleneceğini söyledi. Ortadoğu'da Suriye, Irak ve Türkiye'deki Kürtlerin yeniden bir özne olarak ortaya çıktığını söyleyen Çubukçu, Suriye'de yaşananlar ele alındığında Ortadoğu'nun şekillenmesinde Kürt öznesinin çok büyük bir rol oynayacağının altını çizdi. Çubukçu, Kürtlerle Arapların birlikte yaşamalarının çok kolay olmadığını ve Türkiye'deki Kürt meselesinin de kendi meselesiyken artık bölgenin sorunu haline geldiğini söyleyerek, bu gelişmelerin seyrinin Ortadoğu'yu şekillendireceğini söyledi.
YEĞEN: PKK GERİLLASI GÜNEY KÜRDİSTAN ÜZERİNDEN KOBANÊ’YE GEÇEBİLİR
Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Mesut Yeğen, "Kürdistan sancısı" başlıklı sunum yaptı. Kürtlere bakanlar açısından Kürdistan sancısının söz konusu olduğunu ifade eden Yeğen, Kürdistan sancısının Ortadoğu'nun diğer sancılarıyla bağımsız bir sancı olarak düşünülemeyeceğine işaret etti. Ortadoğu'da birçok sancının olduğunu ve bu sancıların üstesinden gelen bazı vaatler verildiğini ve öneriler sunulduğuna dikkat çeken Yeğen, ancak bölgedeki aktörlere bakıldığında hiçbirinin sancılara çözüm olarak görülmediğini ve bu yüzden meselenin çok karmaşıklaştığını belirtti. "Sancılardan çıkış olarak neler yapılabilir?" diye soran Yeğen, "Kürdistan'da birkaç senede neler yaşandığına baktığımızda Irak Kürdistanı'ndan bağımsızlık teklifi, Suriye Kürdistanı'nda PYD'nin kanton teklifi ve Türkiye'de de demokratik çözüm süreci vardı. PYD'nin ve Güney Kürdistan'ın teklifine 'olmaz' dendi. Irak Kürdistan'ında Hewler neredeyse düşecekti IŞİD eliyle. Kantonel çözüm de kabul edilmiş değil. Bu teklifin müellifleri KDP, Rojava'da yer istedi, PYD ise ulus-devlete karşı olup demokratik özerkliği inşa etmek istedi" dedi.
Türkiye'de Kobanê için yapılan protestolarda çıkan olayları değerlendiren Yeğen, olayları, "cinnet hali" olarak niteledi. Kobanê'ye yönelik saldırılarda Türkiye'deki Kürtler ile Suriyeli Kürtleri ayrı düşünülmemesini Türkiye'deki siyasi otoritelerin anlamaları gerektiğinin altını çizen Yeğen, "Türkiye, 'Biz bu ulus devletin onlar da o ulus devletin yurttaşları' anlayışı olmamalı. Yani burada Kürtlere 'sen orayı unut orası Suriye'nin meselesi' denilemez" dedi. Dolayısıyla Kobanê ile çözüm sürecini beraber düşünülmesi gerektiğini kaydeden Yeğen, "O zaman çözüm sürecindeysek Güney Kürdistan üzerinden PKK gerillası ağır silahlarla Kobanê'ye geçebilir. Türkiye devleti, ilgisiz davrandığı müddetçe Kürtlerin önemli bir kısmı 'bu devlet bizim devletimiz değildir' der. O zaman ciddiysek Kürtlere 'bu devlet benim de devletim' hissini hissettirmektir" şeklinde konuştu.