Ortakaya’nın anısı direndiği sokaklarda yaşıyor

Ortakaya’nın anısı direndiği sokaklarda yaşıyor

Kobanê'ye gitmeden önce ailesi için kaleme aldığı mektupta, “İnsanlık için savaşmaya gidiyorum” diyen ve sınır hattında asker tarafından katledilen Kader Ortakaya’nın anısı 25 gün boyunca direniş nöbeti eylemine dahil olduğu Miseyntern köyünün sokaklarında yaşıyor.

“Bu savaş sadece Kobanê'de yaşayan insanların değil, hepimizin savaşı” diyerek Kobanê’de YPG/YPJ direnişine katılmak üzere Kobanê’ye geçmek isteyen ve 6 Kasım günü Boyde köyü civarında sınır hattında asker tarafından katledilen Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi Kader Ortakaya 25 gün boyunca Kobanê direnişi ile dayanışmak amacıyla direniş nöbetine dahil olduğu Miseyntern köyünde arkadaşları tarafından unutulmuyor. Arkadaşları köyün sokaklarına astıkları Ortakaya’nın fotoğrafı, Ortakaya için açtıkları çadır ve sokaklara yaptıkları yazılımlar ve direnişleriyle arkadaşlarının anısını yaşatmaya çalışıyor.

ORTAKAYA’NIN İSMİ ÖLÜMSÜZLEŞTİRİLDİ

Daha önce de Kobanê direnişinde yaşamını yitiren Suphi Nejat Ağırnaslı (Paramaz Kızılbaş) ve Arîn Mîrkan’ın isimlerinin sokaklara verildiği köyde Ortakaya’nın arkadaşları onun anısını yaşatmak amacıyla Ortakaya yaşamını yitirmeden önce katıldığı televizyon programının çekildiği alana PKK Lideri Öcalan ve Ortakaya’nın fotoğraflarının yer aldığı pankartı astı.  Aynı alana kurulan çadıra da Ortakaya’nın ismi verildi ve sınır hattındaki direnişte Ortakaya’nın ismi ölümsüzleştirildi.  Ortakaya’nın direnişe dahil olduğu sürece köy sokaklarındaki duvarlara “Apocu Gençlik Kobanê’ye” gibi yaptığı yazılımların üstüne de Ortakaya’nın fotoğrafları çerçevelenip asıldı.

‘KOBANÊ HEPİMİZİN SAVAŞI’

Ortakaya Kobanê’ye geçmeden önce ailesine yazdığı mektupta, “Bu savaş sadece Kobanê'de yaşayan insanların değil, hepimizin savaşı. Bende çok sevdiğim ailem ve tüm insanlık için bu savaşa katılıyorum. Eğer bu savaşı kendi savaşımız olarak görmezsek, yarın bombalar bizim evimize düştüğünde yalnız kalırız. Bu savaşın kazanılması bu yoksulların ve sömürülenlerin de kazanmasıdır. Ben bu savaşa katılarak aileme ve tüm insanlığa memur olmaktan daha çok fayda sağlayacağıma inanıyorum. Sizi üzdüğüm için bana belki kızacaksınız ama haklı olduğumu er ya da geç anlayacaksınız. Ben istiyorum ki bütün insanlar özgür ve eşit bir şekilde yaşasın. Hiç kimse bir lokma ekmek, başını sokacak bir ev için ömrü boyunca sömürülmesin. Bunların olabilmesi içinde savaşmak ve mücadele etmek gerekiyor” ifadelerini kullanmıştı.