Ortakaya’nın son sözü gençlere: İsyanınızı ve öfkenizi büyütün

Ortakaya’nın son sözü gençlere: İsyanınızı ve öfkenizi büyütün

En son Stêrk TV’de katıldığı bir programda konuşan Türk askerinin hedef gözeterek katlettiği Kader Ortakaya, Kobanê direnişinin önemine dikkat çekerek, Kobanê’yi savunmanın bir insanlık mücadelesi olduğunu söyledi. Kobanê’de her gün destan yazıldığını ve direnişin kazanımla sonuçlanacağının altını çizen Ortakaya, tüm gençlere “özgürlük için isyanınızı ve öfkenizi büyütün” çağrısında bulundu. Ortakaya, Kobanê’yi kanlarının son damlasına kadar korumaya devam edeceklerini söyledi.

Türk askerinin açtığı ateş sonucu başından vurularak yaşamını yitiren Kader Ortakaya, en son iki gün önce gazeteci Hayri Demir’in sunduğu Stêrk TV’de yayımlanan programa katılmıştı. 20 gündür Miseynter köyünde direniş nöbeti tuttuğunu belirten Ortakaya, sınır nöbetinin birçok anlamının olduğuna dikkat çekti. Devletin savaştaki konumu doğrultusunda sınır hattında yapmak istediklerini engellemek için sınırda olduklarını belirten Ortakaya, sınırda bulunmalarının nedenini şöyle dile getirdi: “Devlet bu köyleri boşaltmak istiyor. Bu köyleri boşaltmak istemelerinin nedeni de bu alanları istediği gibi kullanması ve IŞİD’de istediği gibi destek sunmasıdır. Bizim burada oluşumuz hem bu köylerin boşaltılmasının engellenmesi aynı zamanda köylülere de destek olmak için buradayız. Burada olmamızın böylesi bir anlamı var. Bir diğer anlamı da, savaşan arkadaşlarımıza destek sunmaktır. Çünkü burada yaptığımız etkinliklerle sesimizi bir biçimde onlara ulaştırmaya çalışıyoruz. Onlara moral motivasyon vermeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımızı güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu bakımdan direniş çok anlamlı ve önemlidir. Bu yüzden bütün arkadaşları bu savaşa destek veren herkesi bir biçimde burada olmaya çağırıyorum. Sınırları, sınır köylerini boş bırakmamız gerekiyor. Burayı da savaşın bir cephesi olarak görmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

‘DİRENİŞ MEYDAN OKUMAYI BOŞA ÇIKARMIŞTIR’

Ortakaya, programda savaş ve direnişteki kadınların rolünü de değerlendirdi. Savaşta genç kadınların ön planda olduğunu söyleyen Ortakaya, şöyle devam etti: “Genç kadınlar savaşın en ön mevzilerindedir. Arîn Mîrkan yoldaşımızın fedai ruhuyla bu savaşta bütün genç kadınların aslında öfkesini ortaya koyuyor. Bugün Ortadoğu’da IŞİD’in kadına bakışına baktığımızda aslında bu kadınların mücadelesine bir meydan okumadır. Bu savaşta kadınlara köleliği dayatması, kadınları sadece köle olarak görmesi, şimdiye kadar kadınların verdiği mücadeleye bir meydan okumadır. Bu açıdan genç kadın gerillaların da bu savaşta bu kadar ön planda olması ve mücadele etmesi de bu meydan okumasına bir cevaptır. Direnişin kendisi de, bu meydan okumayı boşa çıkarmıştır. Genç kadınlar bu açıdan bütün toplumsal süreçte tüm toplumsal mücadelede de ne kadar etkin olduklarını bugün ortaya koymuşlardır.”

‘KOBANÊ’Yİ SAVUNMAK İNSANLIK MÜCADELESİDİR’

Kapitalizmin insanı yok ettiğine dikkat çeken Ortakaya, Kobanê savaşında bir insanlık mücadelesinin yürütüldüğünü söyledi. “Kobanê’yi savunmak, Kürt olmayı, Türk olmayı yani bu kimliklere sığan bir şey değildir. Bu bir insanlık mücadelesidir” diyen Ortakaya, “Bir insanlık mücadelesi olduğu için de insanlar hiçbir etnik kimliğe, hiçbir dine bu kimliklere sıkışmadan elleriyle, kollarıyla, bacaklarıyla tüm gövdeleriyle bugün bu savaşa karşı duruyorlar” dedi.

KOBANÊ’YE SAHİP ÇIKMA ÇAĞRISI

Rojava Devrimi’nde yaşamını yitiren MLKP savaşçıları Serkan Tosun ve Suphi Nejat Ağırnaslı’nın (Paramaz Kızılbaş) mücadelesine vurgu yapan Ortakaya, şunları kaydetti: “Bugün Kürt özgürlük mücadelesinde olmayan komünistler, sosyalistler örneğin Paramaz yoldaşlar, Serkan yoldaşlar gibi yoldaşlarımız savaşın en ön cephelerinde yer alıyorlar. Ya da bugün Konya’dan olan, Trabzon’dan olan arkadaşlar bugün Kobanê’yi savunuyor. Çünkü bugün Kobanê’de verilen mücadele kapitalizmin bizi yıllardır köleleştirdiği, bizi insanlıktan çıkarmaya dönük yaptıklarına karşı bir isyandır, bir insanlık savaşıdır. İnsan olduğunu düşünen ve insani değerlere sahip çıkan herkesin bugün Kobanê’ye sahip çıkması gerekiyor.”

GENÇLERE İSYAN ÇAĞRINIZI BÜYÜTÜN ÇAĞRISI

Ortakaya, konuşmasında gençliğin rol ve misyonuna da vurgu yaptı. Ortakaya, “Gençlik toplumun yarınıdır, yarını yaratacak olandır” dedi ve ekledi: “Bu yüzden gençlik gerek metropollerde gerek Kobanê’de, mevzilerde bu savaşı sahipleniyor ve bu savaşın temel dinamiğini oluşturuyor. Bugün Kobanê’yi sahipleniş aynı zamanda gençliğin öfkesini de gösteriyor. Çünkü kapitalizmin en önemli araçlarından biri gençliği köleleştirmektir. Çünkü gençliği köleleştirdiği zaman istediklerini yaptırabilir. Bugün gençliğin Kobanê’yi savunuşu, ortaya çıkan öfkenin kendisi gençliği ve kadını pasifleştirmeye dönük bir isyanın cevabıdır. Bizler gençlik olarak öfkemizi, isyanla dile getirmeliyiz ve gençliğin bu isyanı büyütmesi gerekiyor. Gençliğin isyanının her yerde olması gerekiyor. Buradan da tüm genç arkadaşlara özellikle genç kadın arkadaşlara isyanımızı ve öfkemizi büyütmeye ve özgürleşmeye çağırıyoruz.”

‘ROJAVA SİSTEMİ ALTERNATİF OLABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ’

Ortakaya, programın devamında şunlara dikkat çekti: “Kobanê’de simgeleşen ve Rojava’da kurulan sistemin kendisi yıllar sonra ezilenlerin sömrülenlerin hiçbir emperyalist ülkeyi ya da gücü arkasına almadan alternatif bir düzen kurulabileceğini gösterdi. Bugün IŞİD’in ve ona destek veren ülkelerin Rojava’ya saldırıları korkularındandır. Çünkü onlar Ortadoğu’yu hep bir savaş alanı olarak görmek isterler. Ortadoğu üzerinde kendi çıkarlarını çatıştırırlar. O sebeple Rojava’daki sistemin Ortadoğu’da olmasını istemiyorlar. Çünkü Rojava’da kurulan sistemin kendisi yıllar sonra ezilenlerin, sömürülenlerin hiçbir emperyalist ülkenin ya da hiçbir gücün arkasına sığınmadan bir düzen kurulabileceğini alternatif bir sistemin kurulabileceğini gösterdi. Bugün IŞİD’e destek veren ülkelerin Rojava’ya yönelik bu tür saldırıları korkularındandır. Çünkü onlar Ortadoğu’yu hep bir savaş alanı olarak görmek isterler. Ortadoğu üzerinde kendi çıkarlarını çatıştırırlar. O sebeple Rojava’daki sistemin Ortadoğu’da olmasını istemiyorlar. Rojava’da kurulan sistemin kendisi ne sadece Türklerin, ne sadece Kürtlerin, ne sadece Araplarındır. Etnik kimliğe ait birilerinin değildir Rojava. Rojava’da kurulan sistemin kendisi orada kurulan sistem bütün unsurları kaplayan bütün unsurların kendisini istediği gibi ifade etmesini sağlayan bir düzendir. Kanton sistemi bunu anlatıyor bize zaten. Neden bir Kürt devleti değil, neden özerk bir yapı, neden kanton, aslında bu soruların cevabını burada bulmak önemli. Egemen güçler baktığımızda Ortadoğu bu. Sürekli savaş konsepti içerisinde kimlikleri çatıştırarak bunu yapabiliyorlar. Hele son zamanlarda Türkiye’nin politikasına baktığımızda Suriye’de Alevileri ikiye bölüp onları bile birbirine karşı kışkırtmaya çalışıyor. Ortadoğu’daki savaş konsepti sürekli bunun üzerinde yürütülüyor. Rojava’da kurulan sistemin şuan savaşılan sistemin egemenlerin çıkarlarını boşa çıkaracak bir sistemdir. Bu yüzden egemen güçler, bu kadar yoğun bir şekilde Kobanê’ye saldırması, IŞİD’in desteklenerek Kobanê’ye saldırtılması hem onların genel itibariyle Ortadoğu’ya yönelik politikalarını boşa düşürecek bir yapıya sahiptir ve bununla beraber özelikle Sovyet yıkıldıktan sonra ezilenlerin ve sömürülenlerin hiçbir yerden güç almadan insanların kendi özgürlüğü temelinde bir sistem kurulabileceğin göstergesidir.”

‘KOBANÊ HER GÜN DESTAN YAZIYOR’

“Bugün Rojava’nın varoluş amacının kendisi ve neden düşmemesi gerektiğinin sebebi aslında buralarda gizlidir” diyen Ortakaya, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bugün eğer ki Kobanê düşerse Kobanê yenilirse bütün insanlık kaybedecek. Aynı zamanda Kobanê düşerse insanlığın bu kadar zamandır biriktirerek, bunca zamandır mücadele ederek kazandığı şeyler, kazandığı güçte biz geriye düşeceğiz. Belki şimdiye kadar egemenlerin yürüttüğü politikalar doğrultusunda bize şimdi ki mücadelemizin seviyesinden geri düşürecek. Kobanê bugün düşmüyorsa bizim bunu anladığımızı gösteriyor. Kobanê’deki hayatın özgür bir hayat olacağına her anlamda insanı özgürleştireceğine bir cevaptır bu. Bizler ezilenler sömürülenler biz düzen inşa ettiysek bir düzen kurduysak bu sisteme karşı biz onu kendi gücümüzle savaşabileceğimizi koruyabileceğimizi göstererek savaşın her gününde destan yazılıyor tarihe.”

‘KOBANÊ KAZANIMLA SONUÇLANACAKTIR’

Kobanê destanlaşana kadar Kobanê’nin adının kimse bilmediğini belirten Ortakaya, şunları kaydetti: “Küba’da küçük bir adaydı. Emperyalist güçlere karşı, ABD’ye karşı mücadele etti ve kazandı. Onun mücadelesi Latin Amerika’ya yayıldı. Bütün mücadelelere rağmen hala Latin Amerika’yı ele geçirmemiş durumda. İnanıyorum Kobanê bizim kazanmamızla sonuçlanacaktır. Bunun da Ortadoğu devrimleri için böylesi bir anlamı var Kobanê’nin. Kobanê’deki kazanımın kendisi bütün Ortadoğu coğrafyasının kazanımı demek. Ortadoğu’nun dünya konjonktürüne baktığımızda bütün ezilenlerin, sömürülenlerin yeridir ve mücadelelerinin önünü açacaktır. Bu destanın kendisi Ortadoğu’ya büyük etki yaratacaktır. İşte egemenler bundan korkuyor. Bu yüzden Kobanê’nin düşmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.”

‘ÖZGÜRLEŞTİRENE KADAR…’

Ortakaya’nın, son sözleri şöyle: “Onlar nasıl ki özgürlük tohumlarını ektiğimiz bir yere saldırıyorlarsa biz de aynı şekilde özgürlük tohumlarını ektiğimiz yeri kanımızın son damlasına kadar korumaya, orada savaşmaya ve orayı özgürleştirene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Onlar da bunu görsün.”