Paris’te Maraş ve Roboski katliamı konulu panel
Paris’te Maraş ve Roboski katliamı konulu panel
Paris’te Maraş ve Roboski katliamı konulu panel
Paris Demokratik Kitle Örgütleri Platformu ve FEDA ortak bir panel yaparak Maraş, Roboski ve 19 Aralık Cezaevi Katliamı’nı andı.
Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde yapılan etkinlik saat 14.30’da başladı. “Maraş’tan Roboski’ye ve 19 Aralık Ceaevi katliamı” başlıklı etkinlikte, PDKÖP adına Esra Demir, FEDA üyesi Pir Sultan Abdal Dergahı adına İsmail Göksungur ve gazeteci yazar Fuat Kav konuşmacı olarak katılım sağladı.
İsmail Göksungur aynı zamanda Maraş katliamının tanığı olarak etkinlikte yer aldı. Dönemin siyasal ve sosyal ortamı konusunda bilgilendirmede bulunan Göksungur, “Maraş Katliamı ne bir tesadüftü ne de o anki politikanın güncel ihtiyacını karşılama için yapıldı” ifadesini kullandı. Katliamın kökeninde özellikle Türkiye cumhuriyeti devletinin oluşum süreciyle birlikte Kürdistan’a ilişkin izlemiş olduğu politikaları var olduğunun altını çizen Göksungur, “Bu politikaların özünde ise tek pazar, tek ulus yaratma stratejisinin” yattığını belirtti. Bölgede eğitimden iş alanına kendini var etmeye çalışan Kürtlerin Türkleştirilmesi, yani bu inkar ve asimilasyon, bunun gerçekleşmesi için de ne gerekiyorsa onun yapılması anlamını taşıyan katliamın yaşandığını ifade eden Göksungur, katliam sırasında yaşamını yitirenler arasında bir direniş sembolü olarak Saatçi Mehmet’in özel olarak andı.
Göksungur’un ardından sözü Kitle Örgütleri Platformu adına Esra Demir aldı. Demir Aralık ayının katliamların artarda sıralandığı bir ay olduğunu hatırlatarak sözlerine başladı. 19 Aralık 2000 tarihinde gerçekleşen katliamın daha önce yaşanmış Buca, Ulucanlar, Ümraniye vb. zindan katliamlarından bağımsız düşünülemeyeceğini bütünüyle bir yok etme politikası izlendiğinin altını çizen Demir, 19 Aralık önceki toplumsal sürece bakmakta fayda olduğunu ifade etti.
“F tipi cezaevi modeli sadece politik tutsaklara dönük değil toplumun direnen ve mücadele eden bütün kesimlerini hedef alan bir projeydi. Toplumun zapturap altına alınmasını hedefleyen bu sürecin sonucu olarak 19 Aralık katliamı yaşandı” diyen Demir, devrimcilerin bütün bu baskı ve zor politikasına bedenleriyle direniş gerçekleştirdiğini ifade etti.
19 Aralık tarihinin yıl dönümünde cezaevlerinde baskı ve zulüm politikasının devam ettiğini belirten Demir, “Görüş yasakları, mektup, havalandırma vb. süreçler halen yaşanıyor. Sağlık sorunu olan birçok arkadaş tedavi edilmiyor. Yok etme politikası sürekli bir biçimde sürerken tutsaklar direnmeye ve kendi devrimci iradelerini korumaya devam ediyor. Buna dışarıdan da destek sunmak gerekiyor” diyerek cezaevlerindeki direnişe dışarının da ses katması gerektiğinin altını çizdi.
Demir’den sonra sözü gazeteci yazar Fuat Kav aldı. “Aralık ayı denince onlarca katliam sayabiliyoruz. Cezaevi dediğimizde yüzlerce ölümden, işkenceden, yok etmeden söz ediyoruz. Maraş, Roboski tüm katliamlar aslında TC’yi ifade ediyor. Devletin kendisini görüyoruz burada. Devletin özünün ifadesi olan bu olayların toplamı TC’yi inşaa eden olay ve olguların toplamıdır” diyen Kav, TC’nin inkar politikası üzerinden kendini ifade ettiğinin altını çizdi.
Roboski’nin neden yaşandığını sormanın yanlış bir soru olduğunu belirten Kav, “devletin inkar politikasında alevi, Kürt, başka dil, kültür, yoktur. Zora dayalı bir sistem vardır. Katliamlar, komplolar tarihidir. Roboski’de katliam yapıldı çünkü onların Kürt olması yeterliydi” diyerek Kürdistan tarihinde yaşanan katliamlarla Roboski sürecine nasıl gelindiğine dikkat çekti.
Roboski katliamının bir tesadüf olmadığının başbakanın genelkurmay başkanına yapmış olduğu teşekkürden anlaşıldığını belirten Kav, Rojava, Şengal, Kobane şahsında aynı katliamcı ve yok edici zihniyetin değişik araçlarla sürdürüldüğünü belirtti. Kav’ın son siyasal gelişmeler içerisinde Ortadoğu, Rojava ve Türkiye’deki gelişmeleri değerlendiren konuşmasının ardından panelin soru cevap kısmına geçildi.
Salonda bulunan birçok konuk kısa konuşma ve sorularla etkinliğe katılım sağladı.