Pedallar Kobanê için sınıra çevrildi

Pedallar Kobanê için sınıra çevrildi

 Kobanê’de IŞİD çetelerinin saldırılarına karşı YPG/YPJ savaşçılarının tarihi direnişi 50’nci gününe girerken, Kobanê direnişiyle dayanışmak amacıyla yapılan eylemlere de toplumun birçok kesiminden destek geliyor. Sınır hattında bulunan ve Kobanê’yle dayanışmak amacıyla direniş nöbetlerinin tutulduğu Mehser ve Miseynter köyleri de, her gün dayanışma eylemine katılmak amacıyla gelenlere ev sahipliği yapıyor. İstanbul’dan farklı mutfakları tanımak için bisikletiyle yola çıkan, Ege ve Akdeniz’de birçok yeri gezdiği sırada Kobanê direnişine kayıtsız kalamayarak pedalını sınır hattına çeviren aşçı Burak Çifçi de bu simalardan biri.

İstanbul’dan farklı kültürlerin mutfaklarını incelemek amacıyla yola çıkan aşçı Burak Çifçi, Ege ve Akdeniz’de yaptığı turda rotasını Suruç’a çevirdi ve 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’nde sınır hattındaki köylerden Mehser’deki eyleme katıldı. 50 gün pedal çevirip birçok merkezi dolaştıktan sonra pedalını Kobanê’ye destek eylemlerinin düzenlendiği sınır hattına doğru çevirmeye karar verdiğini belirten Çifçi, “İstanbul’da çıkış nedenim mutfakları tanımaktı. Ama gönlüm buradaydı. Kobanê’deki direniş rotamı buraya çevirdi. Sınır direnişine katılacağım, konaklayacağım. Kobanê direnişin insanlığın direnişi olduğunu görmek gerekiyor” diye konuştu.

 

BATI KOBANÊ'DEN BİHABER

Turu sırasında Ege ve Akdeniz’de birçok ili dolaştığını ve insanların büyük çoğunluğunun Kobanê’de yaşananlara kayıtsız olduğunu gözlemlediğini dile getiren Çifçi, dolaştığı illerde insanlarla sohbetlerinde direnişi de insanların gündemine sokmaya çalıştığını söyledi. Çifçi, turu sırasında uğradığı duraklarda gözlemlediği durumu, “Ege’de, Akdeniz’de hâlâ burada her gün insanların öldüğü kabul edilmiyor. Belki oralarda hâlâ denize giriliyor, turizm canlı ama sınıra yaklaştığımdan bu yana kadınların ve yaşlıların gözünde üzüntü hâkim, savaşın kokusu var” diye anlattı.

 

‘BURADA BİR MÜCADELE VAR’

Türkiye’nin batısındaki insanların Kobanê’de yaşananlara kayıtsız kalmasında medyanın payının olduğunun altını çizen Çifçi, “Buralar farklı yansıtılıyor.  Kürtlerin, PKK’nin mücadelesinin sadece Türk ordusuna karşı olduğu söyleniyor. Ve bu algıyla, burada insanların ölümleri hak ettiği düşünülüyor. Burada bir mücadele var, buradaki insanlar savaşın çocukları. Savaşın çocuklarının gözleri dolu. Kürtler hiçbir zaman ırklarını inkâr etmedi, başka bir kimlik kabul etmediler. Yüzyıllarca katliamlara maruz kaldılar. Roboski’de, Halepçe’de hep öldürüldüler. Ama Kürtler hâlâ biz Kürdüz diyebiliyorlar” dedi.