PKK Yürütme Komitesi ‘Aralık ayı şehitlerini’ andı

PKK Yürütme Komitesi ‘Aralık ayı şehitlerini’ andı

PKK Yürütme Komitesi “Aralık ayı şehitlerini” andı. PKK Yürütme Komitesi “Bizler Kürtler ve Kürdistan için en önemli tarihi anlarından bir tanesinden geçiyoruz. Bu tarihi ana demokratik ve özgür bir Kürdistan sığdırmak hepimizin şehitlerimize olan bağlılığımız ve sözümüz olmalıdır” dedi.

Yazılı bir açıklama yayınlayan PKK Yürütme Komitesi, “Aralık ayı şehitlerini” andı. Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin bir “şehitler” partisi olarak her güne onlarca “şehit” yerleştirerek, bugünlere geldiğini belirten PKK Yürütme Komitesi, “Bunun için her zaman dedik ki: Özgürlük yürüyüşü şehitlerin yürüyüşüdür, büyük direnişçilerin yürüyüşüdür ve ayağa kalkmış bir halkın umut yürüyüşüdür. Bunun böyle olduğunu inanarak, PKK militanları toprağa düştüklerinde öldüklerine hiçbir zaman inanmadılar. Son nefeslerinde hemen hepsi yaşamla kucaklaştığını adı gibi bildikleri için hiçbir fedakârlıktan geri durmadan, mücadelenin en sertine çekinmeden canlarını ortaya koydular” dedi.

Yaz, kış, sıcak, soğuk demeden, kar demeden, yaş demeden bir halkı ve insanlığı ortaya çıkaran bu topraklar ve özgürlük uğruna bir saniye bile geride durmadan, kavganın en keskinine, yani devrimci olanına atılarak, umudun bitirildiği, bu topraklarda “şehitlerin” umut olmak için umut yaratmak için siper olduğunu belirtti.

PKK Yürütme Komitesi açıklamasında şunlara yer verildi: “Bunun böyle olduğunu aralık ayının ilk günlerinden başlayarak toprağa düşen PKK şehitleri bize PKK tarihi boyunca göstermişlerdir.

Bu ruh ve umutla:

Siverekli olan Selahattin Kurmuş yoldaşımız bir operasyon esnasında Aralık 1981’de sömürgeci güçlerle girdiği bir çatışmada şehitler kervanına katılmıştır.

Büyük inancın ve iradenin timsali yurtsever Urfa-Halfetili olan Aziz Büyükertaş arkadaşımız TC devletinin faşizan uygulamaları sonucu işkencede can vermiştir.”

Êzîdî halkının en güçlü kişilik sembollerinden biri olan Beşirili Ömer Abdullah Sevgat’ın 6 Aralık 1987’de faşist Türk askeri güçleriyle girdiği çatışmada büyük ve kahramanca bir direniş ardından “şehitler kervanına” uğurlandığı da ifade edilen açıklamada, “Özveri ve emeğin değerli bir temsilcisi Mardin-Ömerlili olan Süleyman-Mehmet İsa Yıldız yoldaşımız ile direnişçiliğin ve bilincin iyi bir temsili olan Mardin Derikli Hasan-Davut Ekinci yoldaşlarımızı 6 Aralık 1987 yılında bir gurup yoldaşıyla düşman güçleriyle, içine düştükleri bir pusu ardından, girdikleri çatışmadan sonra şehitler kervanına katıldılar.

Özgürlük mücadelemiz, insanlık tarihine en büyük imzasını kadın özgürlük mücadelesine sunduğu katkılarla atmıştır. Kadın özgürlük mücadelesinin seçkin militanlarından birisi olan Muş-Bulanıklı Berçem-Nuriye Demir 7 Aralık 1997’de Zağrosların eteklerinde, kadın çizgisine sonuna kadar saygılı olan Uludere-Mijinli Şerif-Mustafa Tali yoldaşla birlikte son nefesine kadar ihanet ve işbirlikçiliğe karşı direndikten sonra şehitler kervanına katılmışlardır” dedi.

Kürt özgürlük mücadelesinin ilk gününden başlayarak fedai bir çizgiyle çalışmalarına yüklendiğini de vurgulayan PKK Yürütme Komitesi, şunları belirtti: “PKK’nin fedai çizgisinde yürüyen bir militanı ise Binevş-Hüsniye Oruç yoldaşımız olmuştur. 1 Aralık 1998’de Lice’de üzerindeki bombaları patlatarak fedai eylem yapan Binevş yoldaş, isyan bayrağını zafere götürmenin kararlılık gücü olmuştur.

2000 yılında uluslararası güçler ile bölgesel sömürgeci güçlerin oyunları sonucu özgürlük hareketini tasfiye etmek amaçlı Kürt yerel güçlerin başlattıkları saldırılara karşı, özgürlük tarihinin en büyük direnişlerinden bir tanesi de Kandil’de verilmiştir. Bu direnişte Hakkarili Rüstem-Yücel Zeydan ve Sabri-Erkan Demir yoldaşların öncülüğünde, Kazakistan’dan Kürdistan dağlarına ulaşan büyük insan Sabri-Tahir Aliyev, Doğu Kürdistan’ın Mahabat’ından Hozan-Murat Resulpur, Hewlerli Zagros-Soran İsmail, Uludereli Diyar-Cemil Yaman, Sosin Gabar-Zeliha Budak, Kayseri Sarızlı Gulaber- Gülistan Deniz, Başkaleli Serdar- Haşim durmuş, Kajin-Davut Yıldız ile onlarca yoldaş özgürlüğe ve Kürdistan topraklarına sevdalanmaya inat sonuna kadar direnerek şahadetleriyle destanlar yazmışlardır.

Almanya’da yetişen ve özgürlük saflarına katılıp 9 Aralık 2002 yılında Xınere ’de bir gurup yoldaşıyla dağların zor koşullarında çığ altında kalıp şehitler kervanına katılan bir yoldaşımız ise, Sarya- Neriman Bozak yoldaşımız olmuştur.

Aksaraylı olan Zınar – İbrahim Kılıç yoldaşımız ise 3 Aralık 2003 yılında Amed merkezde faşist devlet güçleriyle girdiği bir çatışmada PKK militanlığının her şart altında direnişçiliğini kendi şahadetiyle göstermiştir.

Rojava Kürdistan’ın direnişçi ve savaşçı kişiliğinin bir sembolü olmasının yanı sıra, ihanetçi-işbirlikçi çizgiye karşı duruşta da sarsılmaz inancın güçlü temsilcilerinden olan Sabri Gulo- Dara Reşit Gulo yoldaşımız 9 Aralık 2005 yılında Gabar’da gerçekleştirilen bir eylem ardından şehitler kervanına katılmıştır.

Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin yetiştirdiği en büyük askeri ve gerilla komutanlarından, devrimci halk savaşının güçlü isimlerinden ve de atılımcı militan ve devrimciliğin en keskin komutanlarından olan Adıl-Ramazan Aybi yoldaşımızı, yine Kurtalan’ın sarsılmaz direngen bahar gülü, PKK ve PAJK kadın ordulaşmasının yeri doldurulamaz emsalsiz komutanı Gulbahar-Selma Kaya yoldaşımızla birlikte, değerli PKK savaşçı ve militanları olan Rozerin- Ceyda Yetkin, Serdem- Hasan Kaya, Xwinda- Medine Gül, Harun Tori-Niyazi Akgül yoldaşlarımız büyük bir direniş ardından şehitler kervanına katılmışlardır.”

Gabar ve Botan’ın Kürdistan özgürlük mücadelesinde her zaman önemli bir yer tuttuğunu da vurgulayan PKK Yürütme Komitesi, “Bu yerini aynı zamanda verdiği büyük şehitlerle de göstermiştir. 1 Aralık 2007 Botan Gabar Çırav alanında çatışmada Amedli Gabar- Mehmet Reşit Erdoğan, 4 Aralık 2009 yılında Cudi’de Maku’lu Harun- Yakup Dellayimilan, 7 Aralık 2010 yılında Mardinli Fikri- Kerim Karatay yoldaşımızla birlikte Hollanda’da özgürlük saflarına katılan Palulu Fırat- Mahmut Kılıçaslan ile düşmanın eline geçmemek için kendini uçurumlarda fırlatarak şehitler kervanına katılan Silopili genç gerillamızı Herekol- Halef Kuday yoldaşlarımız şahsında öncelikli olarak aralık ayında Cudi’de şehit düşen yoldaşlarımız ile birlikte özgürlük mücadelesinde bu ayda şehit düşen yoldaşlarımızı anıyoruz.

Şehitlerimiz bizi bugüne taşıyan değerlerimiz olarak her zaman güçlü bir sahiplenilmeyi ve anılmayı hak ediyorlar. Sahiplenmek ve anmak her şeyden önce onların bize bıraktıkları ve devrettikleri yeni yaşam umudunu daha yükseklere taşırmaktan geçiyor. Bunun yolu ise onları yani şehitlerimizi her şart altında en üst düzeyde yaşamlarını, hayallerini ve uğruna hiçbir hesap yapmadan atıldıkları kavgayı örgütlendirmekten geçiyor” dedi.

Kürtler ve Kürdistan için önemli ve tarihi anlardan birinden geçildiğini ifade eden PKK Yürütme Komitesi, bu tarihi ana, demokratik ve özgür bir Kürdistan sığdırmanın “şehitlere” olan bağlılığın ve sözü olması gerektiğini de vurguladı.

“Unutmayalım ki bir yandan özgürlük ve hayal ettiklerimiz bize hem çok yakın duruyor hem de insan bilincinin ve hafızasının en karanlık yüzü olan faşizan ve köhnemiş gericilik bugün DAİŞ adı altında bizatihi sömürgeci devletler tarafından hortlatılarak hem Kürt halkına, hem de bu toprakların en kadim ve kültürel olarak zengin halklarına ve inançlarına saldırtılmaktadır” diyen PKK Yürütme Komitesi, şunlara dikkat çekti: “Bu gerçeği bilerek, şehitlerimizin yol göstericiliğinden aynen onlar gibi hiçbir özveriden çekinmeden gelecek hem aydın yarınlar hem de bu topraklara yaraşır kardeşçe ortaklaşmaları yaratmak için, tüm köhnemiş faşizanlıklara karşı “her yerde, her şeyde hep birlikte” aynen Kobanê’de sergilenen direnişler gibi direniş cephelerini daha da genişletmeli ve yaygınlaştırmalıyız.

Bu temelde yeniden halkımızı ve demokratik kamuoyu ile tüm dost çevreleri toprağa düşen şehitlerimiz etrafında kenetlenmeye çağırıyoruz.”