‘Polis aklandıkça yargısız infazlar artıyor’
‘Polis aklandıkça yargısız infazlar artıyor’
‘Polis aklandıkça yargısız infazlar artıyor’
Polis şiddetiyle yüzlerce insanın hayatını kaybettiği katliamlarda sorumlular cezasızlık siyasetiyle korunup aklanırken, polisin silah kullanmaktan, sokak ortasında insanlara işkence yapmaktan ve katletmekten çekinmediği ortamda yargısız infazların da arttığına dikkat çeken ÇHD Genel Sekreteri Av. Hüseyin Aslan, “Bunun son örneği Diyarbakır’da Şahin Öner’in öldürülmesidir. Objektif olmayan, polisin kendi aleyhine olan delilleri karartma çabasıyla hazırladığı tutanaklarla işlem yapılmasıdır. Bu hukuksuzluğun kabul edilecek hiçbir yanı yok” dedi.
Polis şiddetiyle hayatını kaybedenlerin ölümünden sorumlu olanların yargı önüne çıkarılması, PVSK’nin 16. maddesi başta olmak üzere bir bütün olarak yeniden demokratik standartlara göre düzenlenmesi talebiyle başlatılan “Dikkat polis geliyor!” kampanyasında bir ay geride kaldı. Bugüne kadar yaklaşık 850 imzanın toplandığı kampanya internet başta olmak üzere sokaklarda kurulan standlarda da bilgilendirme ve imza toplama şekliyle sürüyor. MAZLUMDER ve Baran Tursun Vakfı tarafından yürütülen kampanyası başladıktan iki hafta sonra 11 Şubat’ta Diyarbakır’da zırhlı polis aracının ezdiği Şahin Öner (19) yaşamını yitirmişti.
PVSK’nin yeniden düzenlendiği 2007’den bu yana 28’si karakollarda olmak üzere 129 insan hayatını kaybetti. BDP Genel Merkezi Hukuk Komisyonu, 2002-2012 yılları arasındaki toplumsal gösterilerde polisin kullandığı şiddet nedeniyle 61 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekmişti. Yaşanan olaylarda dikkat çeken yön ise yargının sorumluları cezalandırmak yerine “kusuru” hayatını kaybedenlerde bulması. Uğur Kaymaz’dan Enes Ata’ya, Engin Çeber’den Şerzan Kurt’a, Cem Aygün’e ve Şahin Öner’e kadar uzanan işkence ve polis kurşunuyla hayatlar bir bir toprak olurken, cezasızlık siyasetiyle korunan sorumlu polisler daha da cesaretlendiriliyor.
'POLİS AKLANDIKÇA YARGISIZ İNFAZLAR ARTIYOR'
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) de Türkiye’de polisin şiddetiyle hayatını kaybedenlerin davalarını takip ediyor. ÇHD Genel Sekreteri Av. Hüseyin Aslan, Türkiye’de emniyet kurumlarına girip sağ çıkamayan, ailelerine cansız bedenleri teslim edilen yurttaşlara ilişkin vakalarda devletin temel refleksinin öncelikle korumacılık ve olayın örtbas edilmesi çabası olduğunu vurguladı. “Bu çabadan hareketle PVSK ile 2007 yılı Haziran ayında AKP oylarıyla kabul edilen polise açıkça ‘öldür’ yetkisi veren yasa değişikliği sonrası hemen tüm infazlarda katiller aklandı” diyen Aslan, “Aklanan katillerin ardından polisin silah kullanmaktan, sokak ortasında insanlara işkence yapmaktan ve katletmekten çekinmeyeceği, yargısız infazların her geçen gün artacağı açıktır. Bunun son örneği Diyarbakır’da Şahin Öner’in öldürülmesi olayıdır” ifadelerinde bulundu.
‘POLİS ALEYHİNE OLAN DELİLLERİ KARARTIYOR’
Yine eleştirilmesi gereken temel konulardan birinin adli ve idari kolluk ayrımının fiilen olmaması olduğunu ifade eden Aslan, “Uygulamada, kendisine direnene ya da ‘dur’ ihtarına uymayana şiddet uygulayan, silah kullanan hatta ateş ederek öldüren kolluğun, sonrasında taraf olarak tuttuğu tutanakların tüm adli süreç boyunca esas alınması ve maalesef mahkemeler tarafından da resmi bir makamın hazırladığı evrak olarak itibar görmesi söz konusudur. Objektif olmayan, kolluğun kendi aleyhine olan delilleri karartma çabasıyla hazırladığı tutanaklarla işlem yapılması kabul edilemez” dedi.
12 EYLÜL’E RAHMET OKUTAN KARANLIK GÜNLER
Suçu işlediği sabit olduğu halde mahkemelerin hukuku katlederek verdiği kararların pek çoğunun katillerin yargı tarafından korunduğunun kanıtı olduğuna dikkat çeken Aslan, “18 Ocak’ta derneğimiz üye ve yöneticilerine yönelik operasyon sonrasında hazırladığımız raporda da belirttiğimiz üzere biz ÇHD olarak tüm bu hukuksuz kararlara karşın adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Derneğimizin faaliyet alanları ve takip ettiği toplumsal davalar sonucu oluşan kamuoyu baskısı, elbette siyasi iktidarı elinde tutan muktedirleri rahatsız etmektedir. Ülkede mevcut tüm muhaliflerin topyekûn suçlu ilan edildiği ve hedef tahtasına oturtulduğu, 12 Eylül dönemine rahmet okutan bu karanlık günlerde, son olarak derneğimizin hedef alınmış olması aslında şaşırtıcı değildir” diye konuştu.
‘EĞİLMEDEN İNATLA DİRENECEĞİZ’
Aslan, ÇHD’nin yöneticisi ve üyesi olan meslektaşlarına karşı “operasyon” adı altında yapılan hukuksuz müdahalelerin toplumun tüm muhalif kesimlerine karşı yapılan sistematik saldırıya paralel olarak savunma hakkı ve mesleğine olduğu kadar herkesin adalete erişim hakkına yönelik baskı, engellemelerin önemli bir parçası ve halkası olduğunu dile getirdi. Polisin toplumun tüm kesimlerine yönelik bu yönelimine ve hukuksuzluğa karşı inatla mücadele etmeyi ve çoğalmayı sürdüreceklerini söyleyen Karlıkçıoğlu, “Baskı ve zulme dün olduğu gibi bugün de tavizsiz biçimde karşı duracağız. Yılmadan, yorulmadan, bulanmadan, kirlenmeden, eğilmeden direneceğiz” dedi.
KAMPANYA SİTESİ
PVSK'nin 16. maddesinde polise yargısız infazın önünü açan düzenlemenin kaldırılarak, PVSK'nin demokratik standartlara kavuşturulmasını içeren kampanyanın internet adresi: www.dikkatpolisgeliyor.com. Bu web sitesi üzerinden kampanyaya destek vermek isteyenler imza atabilir.