Polisten skandal savunma: Canlı bomba istihbaratı almadık

Ankara katliamı soruşturmasında İçişleri Bakanlığı müfettişlerine savunma yapan polis şefleri kendilerine hiçbir istihbaratın ulaşmadığını iddia etti.

DAİŞ çetelerinin Ankara'da katliam yapacağına dair istihbarat raporlarına rağmen, Emniyet Müdür Yardımcısı Cemal Dalkılıç, Ankara İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Adem Arslanoğlu, İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdikleri ifadelerde kendilerine hiçbir istihbaratın ulaşmadığını öne sürdü.

Faşist dinci DAİŞ çetelerinin Ankara'da canlı bomba saldırısı düzenleyeceğine dair istihbarat raporlarına rağmen, İçişleri Bakanlığı müfettişlerine savunma yapan polis şefleri kendilerine hiçbir istihbaratın ulaşmadığını öne sürdü.

Katliamın ardından bakanlığın yürüttüğü idari soruşturmada Emniyet Müdür Yardımcısı Cemal Dalkılıç, Ankara İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal ve Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Adem Arslanoğlu da ifade verdi. 

Dalkılıç, bakanlık müfettişlere şu ifadeyi verdi: "Belirttiğiniz üzere bahse konu toplantıya yönelik bir terör eylemi yapılacağına ilişkin tarafıma gelmiş bir saldırı, bomba veya canlı bomba eylemi yapılacağı gibi kesin bir istihbarat bulunmamakla birlikte bahse konu açık hava toplantısı ile ilgili toplantı öncesinden 10.10.2015 Cumartesi günü patlama anına kadar bahse konu açık hava toplantısı veya ilimizde düzenlenecek başka toplantılar ile ilgili İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve diğer daire başkanlıklarımız, Ankara Valiliğimiz, Umum Emniyet Müdürlüklerimiz, MİT Bölge Başkanlığımız, İl Jandarma Alay Komutanlığımız ve Ankara Emniyet Müdürlüğümüzün diğer birimlerinden yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde bombalı veya canlı bomba saldırısı olabileceğine dair istihbarat notu, bildirim veya telefon, e-posta, şahsi müracaat vb. kanallardan bomba/canlı bomba/saldırı ihbarı ilgili birimler tarafından tarafıma ne de sorumlu olduğum Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne iletilmemiştir."

KOPYALA YAPIŞTIR İFADESİ

Dalkılıç'ın ifadesi bir iki kelime değişikliği ile Ankara İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal'ın savunmasında da yer aldı. Kartal'ın savunması şöyle: "Sizin de belirttiğiniz üzere bahse konu toplantıya yönelik bir terör eylemine ilişkin tarafıma gelmiş bir saldırı, bomba veya canlı bomba eylemi yapılacağı gibi kesin bir istihbarat bulunmamakla birlikte bahse konu açık hava toplantısı ile ilgili toplantı öncesinden 10.10.2015 Cumartesi günü patlama anına kadar bahse konu açık hava toplantısı veya ilimizde düzenlenecek başka toplantılar ile ilgili İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve diğer daire başkanlıklarımız, Ankara Valiliğimiz, Umum Emniyet Müdürlüklerimiz, MİT Bölge Başkanlığımız, İl Jandarma Alay Komutanlığımız ve Ankara Emniyet Müdürlüğümüzün diğer birimlerinden yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde bombalı veya canlı bomba saldırısı olabileceğine dair istihbarat notu, bildirim veya telefon, e-posta, şahsi müracaat vb. kanallardan bomba/canlı bomba/saldırı ihbarı ilgili birimler tarafından tarafıma intikal etmemiştir."

Ankara Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Adem Arslanoğlu da kendilerine herhangi bir istihbaratın ulaşmadığını iddia etti. Arslanoğlu'nun verdiği savunma şöyle: "Mitingle ilgili toplantıya yönelik bir terör eylemine ilişkin emniyet müdürlüğüne gelmiş kesin istihbarat bulunmamaktadır. 

Bahse konu toplantıya yönelik bir terör eylemine ilişkin, toplantı öncesinden 10.10.2015 Cumartesi günü patlama anına kadar İçişleri Bakanlığı, İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü, Güvenlik Dairesi Başkanlığı ve diğer daire başkanlıklarımız, Ankara Valiliğimiz, Umum Emniyet Müdürlüklerimiz, MİT Bölge başkanlığımız, İl Jandarma Alay Komutanlığımız ve Ankara Emniyet Müdürlüğümüzün diğer birimlerinden yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde bombalı veya canlı bomba saldırısı olabileceğine dair istihbarat notu, bildirim veya telefon, e-posta, şahsi müracaat vb. kanallardan bomba/canlı bomba/saldırı ihbarı ne tarafıma ne de sorumlu bulunduğum Güvenlik Şube Müdürlüğü'ne iletilmemiştir."

Arslanoğlu, ifadesinde olası risklerin değerlendirilerek kurumlar arasında koordinasyonun sağlandığını ve eğitimlerin verildiğini anlatan 10 Ekim günü saat 08.00'den itibaren Emniyetten Sorumlu Vali Yardımcısı Kemal Karadağ başkanlığında Asayiş Harekat Merkezi kurulduğunu da belirtti.

'CANLI BOMBA ÖNLENEMEZ'

Arslanoğlu'nun ifadesinde bir başka dikkat çeken nokta ise canlı bombaların etkisiz hale getirilmesiyle ilgili. Arslanoğlu, önleyici emniyet tedbirlerinin canlı bombalar için geçerli olmadığı belirtti, ifadesinde, "Özetle canlı bomba terör saldırılarının önleyici emniyet tedbirleri ile önlemeyeceği açıktır. En son 12 Ocak 2016 tarihinde İstanbul'da her türlü risk ve muhtemel istihbarat varken Sultanahmet'teki canlı bomba saldırısı önlenememiştir" dedi.

SALDIRI OLACAĞI BİLİNİYORDU

Polis şeflerinin aksine, DAİŞ'in Ankara'da bir saldırı gerçekleştirebileceğine dair istihbaratlar, polise ulaşmıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından il valiliklerine 14 Eylül 2015 tarihinde gönderilen bir yazıda, "DEAŞ'ın ülkemize yönelik uluslararası ses getirecek çapta büyük bir eylem yapma kararı aldığı, bu eylemle ilgili olarak seçtiği grubu Suriye/Deyr-ez Zor'da bulunan bir kampta özel eğitime tabi tutmaya başladığı, planlanan eylemin uçak/gemi kaçırma ya da miting/kalabalık yerde aynı anda çok sayıda canlı bomba patlatma şeklinde kompleks bir eylem olabileceği yönünde teyide muhtaç bilgiler intikal etmiştir" denilmişti. 

Katliamın gerçekleştiği gün İçişleri Bakanlığı'ndan Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı'na gönderilen yazıda ise Adıyaman'daki Dokumacılar adlı DAİŞ hücresine bağlı çalışan Mehmet Işık ile Yunus Emre Alagöz'ün Diyarbakır ve Suruç katliamlarının ardından aileleri ile helalleştikleri, söz konusu iki kişinin Türkiye'de eylem yapabileceği belirtilmişti. Aynı grup içinde faaliyet gösteren Hacı Yusuf Kızılbay'ın Suriye'den Türkiye'ye giriş yaptığı, Mehmet Işık'ın 5 Ekim'de İstanbul'da kullandığı cep telefonunun Adıyaman, Ağrı, Ankara, Aksaray, Erzincan, Konya, Kilis, Hatay, Bingöl, Diyarbakır, Mardin ve Urfa'da kullanılan GSM numaraları ile irtibatlı olduğu belirtilmişti.

 

...