Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yürütme Meclisi, 5. yılına giren Suriye devriminde, Rojava’nın Demokratik Özerklik Yönetimi Projesi dışında, çatışan tarafların hiçbir çözüm projesi bulunmadığını belirtti. PYD gelişigüzel silahlandırılmayla toplumun militarize edilmesinin Suriye’deki şiddeti daha da boyutlandıracağı uyarısında bulundu.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Yürütme Meclisi, Suriye devrim hareketinin 5. yılına girmesi münasebetiyle yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada şöyle denildi: “Mevcut sistemi reddeden, sistemin değişmesini talep edeen ve Suriye’de yaşayan tüm halkların özgürlüğüne kavuşmasını hedefleyen, bu anlamda da Suriye için tarihi bir dönüm noktası olan 15 Mart Suriye devrimi, ilk çıkışında kısa zamanda kitleleri harekete geçirdi. Dera’daki çocuklardan başlayarak Şam’a sıçradı ve oradan da tüm Suriye geneline ve Rojava bölgelerine yayıldı. Bu halk hareketinde Rojava Kürdistanı ulusal ruhla, Suriyelilik bilinciyle bu tarihi fırsatı kaçırmadan Kürt davasını Suriye çözümünün bir parçası olarak belirlemeyi, demokratik ve özgür bir Suriye için mücadele etmeyi esas aldı.
Çünkü Kürt sorunu demokratik ve uluslararası sözleşmelere uygun çözüme kavuşturulmadan Suriye’deki krizin çözülmesi mümkün olmayacaktır.
Suriye devriminin dördüncü yıldönümünde Suriye krizinin daha da derinleşip şiddetleneceği görülmektedir. Çünkü yurttaşlara silah dağıtılması, herkesin asker haline getirilmesi, militarizmin geliştirilmesi, yüzbinlerce yurttaşın katledilmesine, milyonlarca yurttaşın göç etmek zorunda kalmasına neden oldu. Suriye’nin ekonomik ve toplumsal altyapısı da çökertildi. Bunun yeniden inşa edilebilmesi için uzunca bir zamana ve büyük miktarda ekonomik kaynağa ihtiyaç bulunmaktadır.
PYD, başından beri birçok çevreyi bu durumdan haberdar etti ve kendi çizgisini de üçüncü çizgi olarak belirledi. Üçüncü çizgiye inan, benimseyen kesimlerle ilişkilerimiz geliştirdik.
Bir devrim, bir düşünceye ve devrimci teoriye, demokratik bir toplum yaratmaya dönük stratejik bir bakışa dayanmadan devrim olamaz; oradan ancak militarizm doğar ve sonuçta da her şey yıkılır, yerle bir olur.
Bu düşünceler temelinde Demokratik Özerklik Yönetimi Projemizi geliştirip ilgili çevrelere sunduk. Süryani, Kürt, Arap, Asuri, Keldani tüm siyasi partiler ve şahsiyetlerle tartışarak bu projeyi, Suriye’de Kürt sorununun demokratik çözümüne ve ortak yaşama inanan bu kesimlerin de desteği ve katkılarıyla yürüttük.
Suriye devrimi tamamen yolundan ve amaçlarından saptırılmış bir halde beşinci yılına girerken Suriye içinde ve dışında, savaşan tarafların herhangi bir çözüm projesi söz konusu değildir ve Suriye krizi adım adım daha da derinleşmektedir.
Ancak bu derinleşen krize karşı Rojava’nın geliştirdiği ‘Demokratik Özerklik Yönetimi Projesi’nin, Suriye krizinin aşılması için en gerçekçi ve uygun çözüm modeli olduğunu kanıtlamıştır.
YPG/YPJ şehitleri sayesinde elde edilen kazanımlar, Demokratik Özerklik Yönetimi, tarihi Kobanê direnişi ile en son Rojava’da belediye meclisleri için gerçekleştirilen ilk gerçek seçimler temelinde PYD, diyalog ve siyasi çözümü esas alır.
Uluslararası kamuoyunu Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi için üzerine düşen görevi yerine getirmeye ve krizin tarafı olan tüm kesimlere baskı yapmaya çağıran PYD Yürütme Meclisi, DAIŞ’de temsilini bulan terörün bitirilmesi için ortak hareket edilmesini. PYD; “çünkü bu terör Suriye’ye, Ortadoğu’ya ve tüm dünyaya yönelik son derece ciddi bir tehlikedir” dedi.
PYD açıklamasının sonunda “Uluslararası toplumun bir parçası olarak, Birleşmiş Milletler çatısı altında Suriye’ye ilişkin bir mutabakatın hazırlanarak, tüm tarafların teröre karşı alınacak kararlara göre hareket ederek, Suriye çözümünün başarısı konusunda çalışma yürütmeleri gerektiğine inanıyoruz.
Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da YPG/YPJ şehitlerinin aydınlattığı onurlu özgürlük yolunda ilerlemeye devam edeceğiz.
YPG savaşçıları uluslararası devrimi savunuyor ve tüm insanlık adına direniş içindedir. Enternasyonalist devrimcilerin de YPG saflarında yer alması bunun göstergesidir.
Herkes her kesimin için yaşayabileceği Demokratik Ulus ve özgür toplumu inşa etmek mümkündür.”