‘Qamişlo, katliamın sahnelendiği yerdi’
‘Qamişlo, katliamın sahnelendiği yerdi’
‘Qamişlo, katliamın sahnelendiği yerdi’
Güney Batı Kürdistan’ın Qamişlo kentinde 12 Mart 2004’te 52 insanın yaşamını yitirdiği katliamın tanıklarından Rüstem Yekta, katliamın Suriye-Türkiye arasında yapılan Adana anlaşması ile bağlantılı olduğunu söyledi. Yekta, “Qamişlo Katliamı önceden hazırlanmış bir senaryonun sonucu olarak gerçekleşti” dedi.
Tarihler 12 Mart 2004’ü gösterdiğinde Kürdistan’da bir katliam daha sahnelendi. Tarihe Qamişlo Katliamı olarak geçen olayda bir futbol maçını gerekçe yapan şoven kesimler Arap milliyetçiliğini kullanarak 29’u Kürt olmak üzere 52 kişinin katledilmesine neden oldu. Binlerce insanın yaralandığı katliam sırasında ve sonrasında da iki binden fazla Kürt de gözaltına alınarak Suriye zindanlarına atıldı.
Qamişlo Katliamı yaşandığı dönemde Halep’te gençlik faaliyetleri yürüten gerilla Rüstem Yekta katliamın gelişimi ve sonrasında yaşananların tanıklarındandır. Katliam sonrası kendisi de tutuklanan Yekta 8 yıl Suriye zindanlarında kaldı. Medya savunma alanlarında karşılaştığımız gerilla Rüstem Yekta’ya katliamın gelişimi, katliama neden olan olaylar, kimler desteği ile nasıl geliştiği ve Kürtlerin nasıl bir tepki gösterdiğini sorduk.
Qamişlo Katliamı Suriye rejiminin kendi başına gerçekleştirdiği bir katliamıdır? Başka güçlerin rolü var mı?
Qamişlo Katliamı salt Suriye rejiminin Kürtlere karşı kendi başına oluşturduğu politikanın ürünü değildir. Suriye rejimi Kürt halkına yönelik plan ve uygulamalarını başka devletleri örnek alarak geliştirdi. Suriye rejimi Qamişlo Katliamını geliştirmek için Kürdistan’ı sömüren emperyalist ve sömürgeci güçlerin destek ve fikirlerini aldı. Qamişlo Katliamından önce özellikle Suriye rejiminin Türkiye ile yaptığı Adana anlaşması var. Bu kapsamlı anlaşma ile Türkiye’nin Kürtlere yönelik geliştirdiği katliam politikaları üzerinde görüş alış- verişinde bulunuldu. Bu Kürtler karşıtı anlaşma ile Türkiye-Suriye arasındaki ilişkiler güçlendi.
Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin bu düzeyde ve birden bire gelişmesindeki temel faktör neydi?
Bu ilişkiler çok derindir. Temel faktör Kürt özgürlük hareketidir. Suriye Kuzey Kürdistan gibi Batı Kürdistan’da da gelişme yaşayan PKK’nin ilerlemesini istemiyordu. Türkiye zaten PKK’yi ve Kürt halkını yok etmek istiyordu. Adana anlaşmasıyla Suriye de PKK karşı tümden Türkiye ile hareket etmeye başladı.
‘KÜRTLERİ SOYKIRIMDAN GEÇİRMEK İSTİYORLARDI’
Qamişlo Katliamı aniden ortaya çıkan bir olay mıydı?
Bu katliamın tarihsel bir alt yapısı vardı. Qamişlo Katliamını anlamak için kısada olsa tarihe bakmak gerekir. Suriye bağımsızlık savaşı verdiğinde Kürtler, Fransa karşıtı olarak savaşta yerini aldı. 1946 yılında bağımsızlık savaşında Kürt-Arap ilişkileri gelişmişti. Suriye cumhuriyetinin oluşumundan sonra devlet yetkililerinden tutalım edebiyat alanındaki kişilere kadar her kesim Kürtlerin inkârı için kendilerine biçilen milliyetçi rollerini oynadılar. Baas partisinin 1963 yılında iktidara gelmesiyle inkâr politikaları artmaya başlandı. Baas partisi, Kürt halkının imhası için yeni politikalar oluşturdu. Bunlardan biri 1965 yılında oluşturulan nüfus politikasıydı. 140 bin Kürt’ü bu nüfus politikası adı altında kimliksiz bırakarak yok saydılar Kürt halkını Suriye vatandaşı olarak kabul etmediler.
Başka politikalar da uygulandı. Bunlardan bir diğeri “Arap Kemeri” adı altında geliştirilen politika idi. Kürtleri kendine tehdit gören Suriye devleti, Türkiye ile olan 280 kilometrelik sınır boyunda yaşayan Kürtleri 50 kilometre sınırdan uzaklaştırıp Arapları yerleştirdi. Binlerce Kürdü bu şekilde göçe zorladılar. Kendilerine emniyet oluşturma adı altında Kürt halkına ait olan toprak ve malları Araplara verdiler. 90’lı yıllarda “kültür” adı altında yürüttüğü politikayla 40 bin Arap’ı getirip bu sınır hattına yerleştirdi. Kürtleri, yaşadıkları sınır hattındaki bölgelerden çıkardı.
Bir diğeri de Araplaştırma politikasıydı. Yani Arap milliyetçiliğini geliştirmek istedi. Bu şekilde Kürtçe olan insan isminden tutalım köy isimlerine kadar hepsi Arapça isimlerle değiştirildi. Mesela Derik dediğimiz şehrin adını Malikî olarak değiştirdi. Böylece kültürel soykırımı da Kürtler üzerinde geliştirdi. Bu politikalar, Qamişlo katliamına kadar katlanarak devam etti.
‘SURİYE FARKLILIKLARIN ÜLKESİDİR’
Suriye’nin mozaik bir yapısı var. Birçok devrim hareketine ev sahipliği yapmış. Bu devrim hareketlerinden Arap halkı etkilenmedi mi?
Suriye’nin mozaik yapısının içerisinde yaşayan farklı halk kesimleri vardır. Suriye’de yaşayan halk kesimlerinin kendilerine göre farklı renkleri vardır. Batı Kürdistan’a devrimci Kürtlerin gelmesiyle Kürtlerle beraber yaşayan Arap halkını da etkilediler. Nurettin Zaza, İhsan Nuri paşa gibi devrimci, bağımsızlık mücadelesi veren tanınmış Kürt şahsiyetler de Suriye’ye gelmişlerdir. Örneğin İhsan Nuri paşa ve Celadet Ali Bedirxan Xoybun cemiyetini burada kurdular. Bunun yanında Kürt edebiyatçılarından olan Cigerxwin ve İhsan Nuri paşa 1957 yılında ilk Kürt partisini Suriye’de kurdular. Tabii sonraları Baas partisi iktidara gelerek bu partiyi parçalayarak dağıttı.
’20 YILDIR ÖRGÜTLÜDÜRLER’
Qamişlo katliamının yaşandığı dönemde Kürtlerin örgütlülüğü nasıldı?
Özgürlük hareketi PKK Batı Kürdistan ve Suriye’de Kürt halkını örgütledi. 1979 yılında PKK’nin Rojava’ya gelmesiyle birlikte toplumda değişimler yaşanarak Kürt ulusal bilinci gelişti. O günden sonra da Kürt toplumun bir bilinçlenme ve örgütlülük gelişti. Önder Apo’nun emek ve çabasıyla kadın, genç ve toplumun her kesimi yaklaşık 20 sene içerisinde örgütlendiler. Qamişlo Katliamı sonrası yaşanan serihıldanlar, Kürt toplumunun örgütlü ve demokratik bir bilince sahip olduğunu, tüm saldırılar karşısında kendi savunmalarını yapabilecek bir aşamaya ulaştığını gösterdi.
‘TOPLUMU BİRBİRİNE KIRDIRMAK İSTİYORDU’
Milliyetçi politikalarla Arap ve Kürt ilişkileri hangi boyuta geldi?
Arap ve Kürt halkı uzun süreden beri bir arada yaşamaktalar. Aralarında herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak sömürgeci güçler Arap halkı içinde Arap milliyetçiliğini geliştirdi. Ayrıca şovenizm politikalarıyla bazı Arap aşiretlerini ve gruplarını Kürtlere karşı saldırılar geliştirmesinde kullandı. Bu katliam, halklar arasındaki bir sorundan kaynaklı değildir. Bunu tetikleyen ve yaşanmasını isteyen Baas rejiminin kendisidir. Rejim, bazı Arap aşiretlerini silahlandırıp Kürtleri yok etmek, katliamlardan geçirmek istiyordu. Suriye’nin bu politikaları, Türk devletinin milliyetçi sistemiyle bağdaşıyor. Yani Türk sistemi nasıl ki bazı milliyetçi kesimlerle Kürtlere yönelik katliamlar geliştiriliyorsa Suriye’de Arap aşiretlerini silahlandırıp Kürtleri yok etmek istiyordu. Milliyetçiliği ve şovenizmi geliştiren Baas partisi, kendi iktidarını güçlendirmek ve kendi ömrünü uzatmak için toplumu birbirine kırdırmak istiyordu.
‘KÜRT AVINA ÇIKILMIŞTI’
Qamişlo katliamı nasıl gelişti?
Katliam 12 Mart 2004’de Derazor ve Qamişlo takımlarının futbol maçında patlak verdi. Ama yaşanan katliam futbol maçıyla bir anda oluşmuş bir katliam değildir. Önceden hazırlanılmış bir senaryonun hayata geçirilmesidir.
Bu katliam Heseki valisi tarafından tetiklendirildi. Heseki valisi devlete bağlı aşiret çetelerini harekete geçirerek onlara silah kullanma izni vererek Qamişlo Katliamını gerçekleştirdi. Bu çetelerin harekete geçmesiyle Kürtlere yönelik futbol sahasında katliam patlak verdi. Futbol sahasında 7 kişi yaşamını yitirdi. Ardından gelişen süreçte devlete bağlı çeteler, devlet tarafından sokaklara konumlandırıldı. Her sokakta eli silahlı çeteler, adeta Kürt avına çıkmışlardı. Birçok insan, çeteler tarafından katledildi. Qamişlo katliamında toplam 29 Kürt, 4 Arap, 19 polis-asker olmak üzere 52 kişi yaşamını yitirirken binlerce kişide yaralandı. Katliamın ardından gelişen serihıldanlarda yaklaşık iki bin insan tutuklandı. Bu katliam girişiminin ardında örgütlü olan Kürtlerin, serihıldanları ve direnişleri gelişti. Katliam beraberinde Kürt- Arap çatışmasını getirdi.
‘KÜRT HALKINI PYD SAVUNDU’
Suriye’deki Kürt hareketlerinin bu katliama tepkileri nasıl oldu?
Kürt partilerinden Demokratik Birlik Partisi PYD, Kürt halkının savunmasını yaptı. PYD, Qamişlo katliamının ardından gelişen Afrin, Halep, Cizre’de ve diğer Kürtlerin yaşadıkları şehirlerdeki serihıldanlara öncülük etti. PYD, Kürtlere karşı geliştirilen tüm saldırıların karşısında durdu. Gelişen bu serihıldanlar tüm Ortadoğu’yu sarstı. O zaman Suriye başbakanı dışarıdaydı. Hemen Suriye’ye geldi. Gelir gelmez Hüsnü Mübarek ve diğer Arap ülkelerinin liderleriyle görüşerek yaşanan serihıldanların durdurmasını istiyordu. Bu gelişen serhıldanlar karşısında ilk defa Suriye devleti, Kürt halkını bir Suriye vatandaşı olduğunu açıklayarak Kürt halkının varlığını kabul etti. Ortamı yumuşatmak için de PYD ile görüşmeler yaptı.
‘BAAS REJİMİ HALKA NEFES ALDIRMIYORDU’
Qamişlo katliamına karşı Suriye içerisindeki halkların tepkisi nasıldı?
Tepki verenler sadece kişi veya gruplardan oluşuyordu. Bir de böylesi bir katliamın gerçekleşmesine tüm Suriye halkı da şaşırmıştı. Böylesi bir katliamı beklemiyorlardı. Bir de Suriye rejimi halka nefes bile aldırtmıyordu. Toplum da devletin korkusundan dolayı tepkisini dile getiremiyordu.
‘BÜYÜK BİR İRADE GÖSTERİLDİ’
Qamişlo katliamına sizin tepkiniz nasıldı?
Qamişlo katliamının yaşandığında Halep’te gençlik çalışmalarını yürütüyordum. Katliamı duyduğumuzda hemen tepkimizi geliştirdik. Katliama yönelik ilk gelişen tepki Halep kentinde okuyan üniversiteli öğrencileriyle üniversite içerisinde yaptığımız eylem oldu. Başlattığımız eylemler, sokaklara taşarak Eşrefiye ve Şex Masud mahallelerinde kitlesel yürüyüşlü eylemlere dönüştü. Sistem kolluk kuvvetleriyle yürüyüş yapacağımız alanı doldurmuştu. Sistemin kolluk kuvvetleri, yürüyüşe geçtiğimiz anda kitleye saldırdı. Ama büyük bir iradeyle karşılaştılar. Halkın bu iradesi sadece Suriye rejimine değil tüm sömürgeci güçlere karşı bir mesajdı. Kürt halkı, sömürgeci güçler tarafından gelişebilecek saldırılar karşısında da iradeli ve örgütlü gücünü gösterdi.
‘KÜRTLER GÜÇ OLARAK GÖRÜLDÜ’
Qamişlo katliamının ardından Kürt-Arap ilişkileri nasıl bir seyir izledi?
Qamişlo katliamı ardından Baas rejimi kendine bağlı olan aşiret çetelerini sokaklara döktü. Kürt halkının teşhirini yapmak isteyerek Kürt halkını tahrik edici eylemler ve saldırılar düzenlendi. Ama örgütlenen Kürt halkının karşısında başarılı olamadı. Kürtler katliam ardında serihıldanlara geçti. Bu serihıldanlardan korkan Suriye devlet yetkilileri, PYD ile görüşmeler yaptı. Ardından Suriye başbakanı ortamı yumuşatmak için kamuoyuna yönelik bir basın açıklaması yaptı. Böylece bir nevi de olsa şovenizm halk içerisinde azalmaya başladı. Qamişlo katliamının ardından Suriye’deki Arap-Kürt halkları tekrardan birbirleriyle güçlü ilişkiler geliştirdiler. Çünkü Arap halkının toplumsal gelişiminde Kürt halkına ihtiyacı vardı. Yani güç olarak Kürtleri görmektedirler. Kendi kurtuluşları ve özgürlükleri için Kürtlere ihtiyaçları vardı. Bunun için de Kürtlerle ilişkiler normale döndü.