Rojava 2013’ün gündemini belirledi -1
Rojava 2013’ün gündemini belirledi -1
Rojava 2013’ün gündemini belirledi -1
Bir yılda 5 kent, 5 belde ile 100’ün üzerinde köy özgürleştirildi
Rojava’da 19 Temmuz 2012 devrimi ile kendi yönetimlerini oluşturan halk, kazanımlarını savunmak amacıyla, 2013 yılında bölgenin en örgütlü ve disiplinli savunma gücünü ortaya çıkardı. Yılın başında konferans gerçekleştiren Halk Savunma Birlikleri (YPG) ordulaşma kararı alırken, köylere kadar örgütlenmesini sağlayarak çok yönlü saldırılara karşı büyük bir direniş sergiledi. 5 kent, 5 belde ile 100’ün üzerindeki köy özgürleştirilerek, bölge çetelerden temizlendi. Savunma alanında kadın özgün örgütlenmesi de oluşturuldu: 5 kadın taburu oluşturulurken, sergilenen direniş ve kazanımlar, bölge ve uluslararası alanda önemli etkiler yarattı.
Halkların baharında 3. yıl geride kalırken, Suriye’de 2011 yılında halk tarafından başlatılan devrim süreci, 2013 yılında bölge ve uluslararası güçlerin de müdahil olmasıyla giderek daha fazla ölüm, yıkım ve talana yol açtı. Baas rejimi varlığını sürdürürken, birlik sağlayamayan muhalif güçler ise, İslam adına hareket eden radikal güçlerin etkisine girdi. 6 milyon kişi yerinden yurdundan göç etmek zorunda kaldı; yıkılan kentlerde açlık, hastalık, kaçırma, işkence, insanlık dışı uygulamalar, tecavüz gibi olaylar had safhaya ulaştı.
Suriye genelinde yıl boyunca bunlar yaşanırken, Rojava’da (Batı Kürdistan) ise, 19 Temmuz 2012 tarihinde halkın kentlerin yönetimlerini ele geçirmesiyle başlayan devrim ve demokratik özerkliği inşa çalışmaları 2013 yılında sisteme kavuştu. Sistemin önemli ayaklarından birini ise savunma oluşturdu.
ORDULAŞMADA ÖNEMLİ ADIM
Qamişlo kentinde 12 Mart 2004 tarihinde rejim güçlerince gerçekleştirilen katliama karşı halkın gösterdiği direnişle örgütlenme çalışmalarına başlayan savunma alanında devrim süreciyle birlikte kurumsallaşmaya gidildi. 2011 yılında kurulan ve 19 Temmuz 2012’de resmi ilanı yapılan Halk Savunma Birlikleri (YPG), 2013 yılında ise bölgenin en önemli savunma gücü haline geldi.
1-5 Ocak tarihleri arasında Dêrik, Dirbêsiyê, Qamişlo, Serêkaniyê, Amudê, Kobanî, Efrîn, Heleb, Bab ve diğer birçok bölgeden komutan ve savaşçılardan oluşan 336 delegenin katılımı ile Derika Hemko’da konferans gerçekleştiren YPG, ordulaşarak Batı Kürdistan’daki tüm halkları kucaklamayı esas alan tüzük oluşturdu. Konferansta ayrıca “Şehîd Xebat Akademileri” adıyla tüm bölgelerde eğitim akademileri açılması kararlaştırılırken, Batı Kürdistan halkının tümünü temsilini sembolize eden bayrak değişimine gidildi.
Konferansta ayrıca Cenevre Sözleşmesi esaslarına göre mücadele yürütüleceği ve YPG’nin de sözleşmeye taraf olduğu ilan edildi. 11 Ekim’de ise Merkezi İsviçre’de bulunan Cenevre Çağrısı adlı uluslararası kuruluş, Batı Kürdistan’da YPG ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) yetkilileri ile görüştü. Taraflar, mayınların temizlenmesi, kadın ve çocukların korunması konularında anlaşırken, ileriki süreçte bu çerçevede bir protokol imzalanabileceği kaydedildi.
KADIN SAVUNMA BİRLİKLERİ YPJ KURULUŞUNU İLAN ETTİ
Bir taraftan bölgeye yönelik saldırılara karşı büyük bir direniş geliştiren YPG örgütlenme ve kurumsallaşmada da ciddi adımlar attı. Kuruluşundan itibaren YPG içinde aktif olarak yer alan kadınlar, özgün örgütlenmeye giderek kurumsallaşmasını sağladı. Kobanê, Dirbêsiyê, Qamişlo, Dêrik ve Efrin’de kadın taburları oluşturulurken, 2-4 Nisan 2013 tarihinde Derik’te gerçekleştirilen konferans ile de Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) kuruluşu ilan edildi. Konferansta askeri alanda örgütlenmenin genişletilmesi ile Şehid Şîhan Kadın Savunma Akademileri’nin kurulması kararı alınırken, konferansın ardından biri Efrin bir de Derik’te olmak üzere 2 akademi kuruldu.
ÇOK YÖNLÜ SALDIRILAR VE BÜYÜK DİRENİŞ
Rojava’da 2013 yılı savunma alanında büyük örgütlenmelere sahne olurken, şimdiye kadarki en büyük saldırıların da yaşandığı bir yıl oldu. Demokratik özerklik sistemi giderek yaşam bulurken, bunu çıkarlarına karşı gören çeşitli uluslararası, bölgesel ve yerel güçler de silahlı çete gruplar yoluyla çok yönlü saldırılarda bulundu. Bölge halkı ise, saldırlar karşısındaYPG’den savunma talebinde bulundu.
GİRZÎRO VE SERÊKANİYÊ
Girkê Legê kentine bağlı Girzîro Köyü’nde 9 Ocak günü Baas rejime bağlı askerler ile rejim yanlılarının baskılarına karşı halkın yardım talebi üzerine bölgede önlemlerini arttıran YPG güçleri, rejim askerleri ile destekçilerinin Girzîro’yu terk etmelerini istedi. YPG’nin talebine ateşle karşılık verilmesi üzerine 10 Ocak günü çatışmalar başladı. 15 Ocak gününe kadar aralıklarla devam eden çatışmalarda 1 asker ölürken, 8 rejim yanlısı da yaralandı. Çatışmalar sırasında 4 asker teslim olurken 7 rejim yanlısı ise YPG’liler tarafından esir alındı.
YPG Girziro’da Suriye ordusuna ait bir taburu kuşatırken, Serêkaniye’de daha önce ateşkes talebinde bulunarak anlaşma yoluna giden çeteler, bunu fırsat bilerek yeniden saldırı planları yaptı. 1500 çete Türkiye sınırından Serêkaniye’ye geçerken,16 Ocak’ta büyük bir saldırı başlattı. YPG/YPJ güçleri burada da büyük bir direniş gösterirken, iki cephede de saldırgan grupları bölgeden çıkardı.
Petrol bölgesi olan Girziro’da 11 gün süren kuşatma ve çatışmaların ardından, 21 Ocak günü rejim askerleri bölgeden çıkarıldı. Kuşatmada çok sayıda askeri malzemeye el konulurken, 70 asker de esir alındı. Serêkaniye’de ise 15 gün boyunca yaşanan şiddetli çatışmalarda saldırgan gruplar Türkiye sınırında bulunan Mehetê ve Ebra mahallelerine geri çekilerek ateşkes istemek zorunda kaldı. Bunun üzerine kentte tüm etnik yapıların temsilini bulacağı bir meclisin oluşturulması ve silahlı grupların kentten çıkması koşulu ile çatışmasızlık ilan edildi. YPG güçleri çatışmalarda çok sayıda araç, cephane ve iki ambulans ele geçirirken, 100’ün üzerinde çete öldürüldü.
Serêkaniye’deki çatışmalarda, 9 YPG savaşçı ile 6 sivil de yaşamını yitirdi.
ÇİLAXA, TİRBESPİYÊ VE RİMÊLAN
Bölge halkı YPG ile birlikte saldırılara karşı direniş gösterirken, bir taraftan da kimi kent merkezlerinde varlığını sürdüren ve çetelerin saldırı gerekçesi saydığı rejim kalıntılarını temizlemeye başladı. 21 Şubat’ta Girke Legê’ye bağlı Çilaxa kentinde halk Baas rejimine ait tüm yönetim merkezlerine el koyarak, rejim güçlerini bölgeden çıkardı. YPG oluşturulan Halk Meclisi’ne yönetimi devretti.
1 Mart’ta Kürt, Arap ve Suryanilerin birlikte yaşadığı Tirbespiyê kenti sakinleri, YPG/YPJ güçlerinin yardımı ile rejimin kent merkezinde kalan az sayıdaki güçlerini de çıkararak, öz yönetimini oluşturdu. Kentin özgürleştirilmesinin ardından tüm etnik yapılara mensup yurttaşlar sokaklara çıkarak kutlama yaptı.
2 Mart’ta ise YPG güçleri petrol kenti Rimelan'da özgürleştirme operasyonu başlattı. Gün sonunda kent YPG’nin kontrolüne geçerken; 15 polis, 13 asker ve 2 istihbarat üyesi esir alındı.
HALEP, EFRİN, TİL TEMİR
Cizre bölgesinde çatışmalar devam ederken Halep’in Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Eşrefiye ve Şêxmeqsud mahalleleri rejim güçleri ile çetelerin hedefi oldu. 28 Mart’ta rejim güçleri her iki mahalleyi bombalarken, çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Bu tarihte başlayan saldırılara daha sonra çeteci gruplar da katılırken, YPG ve Kürtlerin oluşturduğu Cephet El-Ekrad da büyük direniş gösterdi. Saldırılar nedeniyle binlerce kişi Efrin ve Kobani kentlerine göç ederken, çok sayıda kişi de çeteler tarafından yollarda kaçırıldı. Yine bölgeye ambargo uygulanarak, halk göçettirilmeye çalışıldı. Ekim ayına kadar devam eden saldırıların ardından her iki mahallede de YPG güçleri kontrolü sağladı. Kürtlerin yaşadığı Halep’e bağlı köyler ise çeteler tarafından kuşatılarak boşaltılmak istendi.
25 Mayıs’ta ise çeteler Efrîn bölgesinde saldırını arttırırken, uluslararası güçler de ambargo uyguladı. 25 Mayıs'ta Efrin'in Şêrawa nahiyesine bağlı köylere yönelik çete gruplarının gerçekleştirdiği saldırılarla başlayan çatışmalar Şera nahiyesine bağlı köylerle kayarken, saldırıların diğer bir şekli olan ambargo uygulaması nedeniyle yurttaşlar çeşitli sıkıntılar yaşarken, kendi imkanları ile sorunları çözmeye çalıştı. Çeteci grupların saldırıları halen zaman zaman devam ederken, YPG’nin direnişi sonucu bölge çetelerden arındırılırdı.
Yine Mayıs ayı içinde çeteler Til Temir kentinde birçok defa saldırıda bulunurken, YPG’nin direnişi sonucu amaçlarına ulaşmadan bölgeden çıkarıldı.
SERÊKANİYÊ TAMAMEN ÖZGÜRLEŞTİRİLDİ
Rojava halkı 19 Temmuz devriminin yıldönümünde kutlama hazırlıkları yaparken, çeteler yeniden Serêkaniye kentinde saldırılarda bulundu. 16 Temmuz’da Serêkaniye’nin Mehetê Mahallesi’ndeki çeteler YPG devriyesine saldırarak bir savaşçıyı kaçırınca, YPG güçleri geniş kapsamlı operasyon düzenledi. İki gün süren operasyonda 17 Temmuz’da sınır kapısı ele geçirilerek, kent tamamıyla çetelerden temizlenirken, 25 çete de esir alındı. 2 YPG üyesi de yaşamını yitirdi.
TİL EBYAD, TİL HASİL VE TİL ERAN
Cizre bölgesinde büyük kayıp veren çeteler, bu defa Halep ve Rakka bölgelerinde Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı kent ve beldeleri hedef aldı. 18 Temmuz’da Irak, Şam İslam Devleti (DAIŞ)/Cephet El Nusra çeteleri Rakka’ya bağlı Til Ebyad (Girê Spi) ilçesinde Kürtlerin açtığı Mala Gel’i (Halk Evi) kuşatmaya alarak, tehditlerde bulundu. Kürtleri bölgeden çıkarmak isteyen çeteler 20 Temmuz’da Kürtlerin yaşadığı mahallelere saldırılarda bulunarak, yüzlerce sivili kaçırdı. Çeteler ayrıca Mala Gel ile bazı Kürtlerin evlerini de bombalar ile havaya uçurdu.
Bunun üzerine Cephet El Ekrad saldırılara karşılık verdi ve çatışmalar yaşandı. Bu çatışmaların ardından YPG güçleri de saldırılara cevap vereceğini duyurarak, yurttaşları korumak amacıyla çetelerin saldırılarına cevap verdi. Til Ebyad ve köylerinde 23 Temmuz’a kadar yoğun bir şekilde devam eden çatışlarda onlarca çete öldürülürken, birçok köy de özgürleştirildi. Bu çatışmalarda PYD Eş Başkanı Salih Müslim’in YPG üyesi olan oğlu Şervan Müslim de yaşamını yitirdi. Çetelerin saldırıları halen zaman zaman devam ederken, YPG güçleri kontrolü elinde bulunduruyor.
SİVİLLERE DÖNÜK KATLİAMLAR
Ağır kayıp veren çeteler, bu defa sivillere karşı katliam gerçekleştirdi. 28 Temmuz’da Kürtlerin yoğunlukta olduğu Halep’in Til Hasil ve Til Eran beldelerine saldıran çeteler, sivil yurttaşları katlederken, evlerini de yağmaladı. 5 gün süren saldırılarda 70’ten fazla sivil katledilirken, yüzlerce yurttaş da göç etmek zorunda kaldı. Yine çok sayıda sivil çeteler tarafından kaçırılarak işkencelerden geçirildi. İslam adına hareket eden çeteler, camilerde Kürtlerin mal ve namusuna karşı fetvalar verdi.
YPG DEVRİMCİ OPERASYONLAR BAŞLATTI
Dış güçlerden yoğun destek alan ve Efrin, Kobanê ile Cizre bölgesine girmek isteyen çeteler, Efrin ve Kobanê’deki saldırılarında amaçlarına ulaşamayınca, var güçleri ile Cizre bölgesine yoğun saldırılar düzenledi. Rimêlan, Tirbespiyê, Dêrik, Girklê Legê, Çilaxa, Til Temir ve Serêkaniyê bölgelerine hedef alan çeteler, Eylül ayı başından itibaren saldırılarda bulundular. Bir taraftan da yapılan antipropagandalar ile bölgedeki halk göç ettirilmeye çalışıldı. Kayıp veren çeteler ayrıca insanlık dışı yollara başvurarak, sivilleri hedef alan bombalı saldırılarda bulundu.
Binlerce insan bölgeden güney Kürdistan’a göç ederken, saldırılara karşı seferberlik ilan eden YPG/YPJ büyük bir direniş sergiledi. Bölgedeki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve halk da seferberlik çağrısına karşılık aktif bir şekilde savunma çalışmalarında yer aldılar. Bu süreçte YPG/YPJ’ye yoğun katılım olurken, YPG Genel Komutanlığı bölge çetelerden tamamen temizleninceye kadar direnişlerinin süreceğini duyurdu.
TIRBESPİYÊ’DE ‘ŞEHİT ÇEKJÎN DEVRİMCİ OPERASYONU’
Açıklamanın ardından direnişini sertleştiren YPG/YPJ güçleri, Eylül ayından itibaren üç ay sürecek olan devrimci operasyon sürecini başlattı. Operasyonun ilk hamlesi Eylül ayı başında 'Şehit Çekjîn Devrimci Operasyonu' adıyla Tirbespiyê bölgesinde gerçekleşti. Operasyonda Tirbespiyê’ye bağlı Harika, Himara, Çêlekê, Qesrok, Xirbet Bîr, Imarat ve Hedad köyleri kurtarıldı. Çetelerin karargah olarak kullandıkları Tahûnê ve Mezra Kelemun da YPG güçlerinin denetimine geçti. Operasyonlarda 14 çete üyesi öldürüldü.
Operasyon daha sonra Girkê Legê bölgesinde sürdü. Operasyonda Xwêtle, Cedan, Sukeriyat, Rimêlana Elşêx, Rimêlana Başa, Sefa, Mizêrta, Şemam, Xemo, Büyük Baqila, Küçük Baqila, Xirab Bajar, Büyük Tilelo, Küçük Tilelo, Tileloya Xemer, Siwêdiya Ereban, Meheta-17 ve Meheta-20, Seharîc, Sidêriyê, Mişêrfa, Xedan ve Siriyê köyleri çetelerden kurtarıldı. Qamişlo bölgesine de yayılan çatışmalarda Iwêna köyü kurtarıldı. Çilaxa, Serêkaniyê ve Girê Sipî'de iki gün aralıksız devam eden çatışmalarda 177 çete üyesi öldürüldü.
OPERASYONDA İKİNCİ AŞAMA
‘Şehîd Çekjin Devrimci Operasyonu’nun ikinci aşaması, ‘Şehîd Dilovan Operasyonu’ adıyla gerçekleşti. Eylül ayı ortasında başlayan operasyonun ilk 3 gününde 200 çete üyesi öldürüldü. Çatışmalar sonucunda Serêkaniyê için stratejik önemde olan Elok Köyü çetelerden kurtarıldı. Operasyonun 24 Eylül'de başlatılan üçüncü ayağında ise Serêkaniyê, Tirbespiyê ve Girê Sipî'de çatışmalar yaşandı. Serêkaniyê'nin Derdara ve Hemîd köyleri kurtarılırken, 37 çete mensubu da öldürüldü.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA GIRKÊ LEGÊ VE TIRBESPİYÊ ÇEVRESİ
Girkê Legê û Rimêlan, Çilaxa û Tirbespiyê köylerinin kurtarılması amacıyla başlatılan “Çilaxa ve Tirbespiyê Şehîdleri İntikamı Operasyonu” 12-29 Ekim arasında gerçekleşti. YPG Kurban Bayramı nedeniyle 14 Ekim'de ateşkes ilan etmesine rağmen, çetelerin Til Elo bölgesinde YPG noktalarına saldırı düzenlemesi nedeniyle çatışmalar yaşandı. Çatışmalarda 84 çete üyesi öldürüldü.
20 Ekim'de YPG'nin Tirbespiyê'deki kontrol noktasına yönelik bombalı saldırıda 6 YPG savaşçısı yaşamını yitirdi. Saldırıya eylemlerle karşılık veren YPG, Mezra, Sîha, Sidêdiyê, Werdiyê, Bûsa köyleri ile Til Koçer'e bağlı 3 mezrayı ve 10 askeri noktayı çetelerden kurtardı.
TİL KOÇER ÖZGÜRLEŞTİRİLDİ
Operasyonun dördüncü aşamasında Rojava için stratejik önemdeki Til Koçer Sınır Kapısı ardından Til Koçer kenti ile Mehmûdiyê ve Cihêşê köyleri kurtarıldı. Ayrıca Tilelo, Tilelo Xemir, Yûsiviyê, Girêfatê, Aşağı Girhok, Elî Axa, Cinêdiyê, Ebû Hecer'deki tahıl ambarları ile birlikte Dicle Petrol Merkezi de alındı.
Sonrasında gerçekleşen “Serêkaniyê Şehîdleri Operasyonu” ise Serêkaniyê ve Til Temir arasındaki anayolun açılması amacıyla yapıldı. 3 Kasım'da başlatılan operasyon sonucunda Mişrafa, Esfer Necar, Micêbra, Katofa Bakur, Katofa Başûr, Edûlê, Hilwa Çeçenan, Til Hirmit, Cikêma, Swami Elsefih, Tildiyab, Esediyê, Bîr Nûh, Qisêr, Bîr Elzad, Siyade, Helebiyê, Moyerd köyleri kurtarılırken, çetelere ait birçok kontrol noktası ele geçirildi.
Operasyonda ayrıca çetelerin uzun süredir karargah olarak kullandığı ve saldırılarının merkezi haline getirdikleri insanlığın ilk yerleşim yerlerinden Til Xelef ile Menacir beldesi özgürleştirildi. Ayrıcı Serêkaniyê ve Til Temir arasında bulunan ve arapların çoğunlukta olduğu Ebu Raseyn beldesi özgürleştirildi.
QAMİŞLO ÇEVRESİNDEKİ KÖYLER
Tirbespiyê ve Qamişlo köylerinin kurtarılması amacıyla gerçekleşen “Qamişlo û Kobanê Şehitleri İntikamı Operasyonu”, 14 Kasım'da başlatıldı. Operasyon sonucunda Iwêna Selîm, Küçük ve Büyük Riheya köyleri, Şêbana, Riheya Zahir, Tilîd, Mihemed Diyab, Mihemediyê, Sofiyê. Mera, Taya, Ebû Meqrin, Mezlûma, Xirbet Elsim, Miqrinyat, Xirbit Cihaş, Nebûa, Bizona ve Xirbet Eltêr köyleri kurtarıldı.
TİL TEMİR-HASEKİ ÇEVRESİNDE 29 KÖY KURTARILDI
Bu operasyonların ardından çeteler bu defa 20 Kasım’da Til Temir’e bağlı Xêbiş köyündeki YPG kontrol noktasına bombalı saldırıda bulunurken, 8 YPG savaşçısı yaşamını yitirdi. Saldırıya karşılık 25 Kasım’da “Til Temir Şehitleri Operasyonu” başlatan YPG/YPJ Til Temir-Haseki yolunu çetelerden temizlerken, Tiwêna beldesi ile Haseki ve Til Temir’ın batısında bulun 29 köyü çetelerden kurtardı.
ÇETE SALDIRILARININ ARKASINDAKİ GÜÇLER
Yıl boyunca devam eden çete saldırılarında birçok uluslararası, bölgesel ve yerel güçlerin de yer aldığı ortaya çıktı. Daha önce sınırlarını çetelere açan ve görüntüleri basında çıkan Türkiye bu defa da çetelere silah ve gıda yardımında bulundu. Çetelerin ele geçirilen merkezlerinde bunu kanıtlayan belgeler ele geçirilirken, Serêkaniyê, Hasekî, Til Ebyad ve Efrin’de Türk vatandaşı olan kişilerin kimlik bilgileri çıktı. Efrin bölgesinde ise resmi olarak kapatılan sınır kapısının geçe çeteler için açıldığı ortaya çıktı. Yine Türkiye’deki çeşitli cemaatlere mensup kişilerin Rojava’ya gönderilerek çeteler içinde Kürtlere karşı saldırılarda yer aldıkları, bu kişilerin itirafları ile belgelendi.
Serêkaniye’de YPG tarafından ele geçirilen El Nusra merkezinde ise Amerika, Mısır, Lubnan, Libya vatandaşı olan kişilerin pasaportları bulundu. Pasaportlarda bu kişilerin hepsinin Türkiye üzerinden Rojavaya geçtikleri gösteriliyor. Yine Serêkaniyê’deki çatışmalarda çetelerin kullandığı ve biri Türkiye biri de Fransa’ya ait iki ambulans ele geçirildi.
Şubat ayında Kobani’de Asayiş güçlerince ele geçirilen bir belgede, Urfa'da yapılan bir toplantıda sınır kapılarının silah ve çetecilerin geçişine açık tutulması, Batı Kürdistan'da silahlı tugay ve taburların oluşturulması, din adamlarının devreye konulması gibi bir dizi kararın alındığı yazılıyordu.
26 Temmuz’da ise Özgür Suriye Ordusu’na ve çeşitli silahlı grupların 70 komutanı Antep’te bir toplantı gerçekleştirdi. MİT yetkililerinin de katıldığı belirtilen toplantıda, Kürtlere karşı saldırı planları yapıldı. Söz konusu grupların kimi yetkililerinin internette yayınlanan görüntülerinde bu dile getirildi. Bu toplantının ardından ise 28 Temmuz’da Til Eran ve Til Hasil katliamı gerçekleşti.
Daha sonraları ise El Nusra adına yayınlana bir bildirgede Türkiye ile anlaşma imzalandığı ve kimyasal maddelerin sağlanması konusunda anlaştıkları yazılıyordu. Nitekim daha sonraları Hatay ve Adana’da kimyasal madde yüklü araçlar ele geçirilirken, gözaltına alınan kişiler daha sonra serbest bırakıldı. Yine Kilis’te Ukrayna üzerinden getirilen ve çetelere aktarılan silah pazarı kurulduğu belirtildi.
19 Mayıs’ta ise Güney Kürdistan’dan Rojava’ya geçmek isteyen 70 şüpheli kişi YPG güçlerince gözaltına alındı. Asayişe teslim edilen kişilerin yapılan soruşturmalarında bu grubun bazı Kürt partilerine mensup oldukları ve askeri eğitim gördükleri ortaya çıktı.
Bu tarihten sonra Güney yönetimi Sêmalka Sınır Kapısı’nı kapattı.
Kimi Kürt grupları da provokasyon girişimlerinde bulunarak, Efrin’de bombalı saldırılar gerçekleştirdi. Yürütülen soruşturmalar kapsamında söz konusu partilerin birçok üyesi asayiş güçlerince gözaltına alınırken, bu kişiler ifadelerinde Türkiye ve Güney Kürdistan’dan destek aldıklarını itiraf ettiler.
Yine Haziran ayında Türkiye’den destek aldıklarını belirten “Tugaya 313” adlı grup ile bazı Kürt partilerine mensup gruplar Amudê kentinde provokasyon başlatarak, 27 Haziran’da operasyondan dönen YPG devriyesine saldırdı. Bir YPG savaşçısının yaşamını yitirdiği saldırının ardından YPG ve Asayiş güçleri kentte operasyon düzenleyerek birçok kişi gözaltına aldı. Saldırılarda 5 sivil de yaşamını yitirdi.
DİRENİŞİN ETKİLERİ
Yıl boyunca gösterilen direniş saldırı ve işgal planlarını boşa çıkarırken, halkta büyük bir güvenin ortaya çıkmasına neden oldu. Halk arasında YPG’yi sahiplenme artarken, daha önce kaygılı yaklaşan diğer etnik ve dini yapılarda büyük bir güven ortaya çıktı. Nitekim YPG/YPJ’ye katılımlar artarken, Serêkaniyê, Til Temir kentleri ile Ebu Raseyn Beldesinde arap yurttaşlardan oluşan YPG tugayları oluşturuldu.
Til Koçer Sınır Kapısı’nın ele geçirilmesi uluslararası ve bölgede yankı yaratırken, Güney Kürdistan’a göç eden on binlerce kişi Rojava’ya geri döndü. Özgürleştirilen alanlarda Kürt, Arap, Süryani ve Çeçenlerden oluşan halk meclisleri oluşturuldu.
Çetelerin saldırılarının kırılmasıyla Rojava'da hazırlıkları yapılan demokratik özerklik yönetimi çalışmalarına hız verilirken, daha önce temkinli yaklaşan, Asuri, Arap, Suryani ve kimi dini yapılar da çalışmalarda yer aldı.
YARIN: Demokratik Özerk Yönetim Modeli dünyanın gündemi oldu