‘Rojava’da halk hayatın her alanında örgütlendi’

‘Rojava’da halk hayatın her alanında örgütlendi’

"Rojava devriminin aşamaları" başlıklı panelde konuşan PYD Eşbaşkanlık Siyasi ve Medya Danışmanı Sihanouk Dibo, Kürtler'in Rojava'da hayatın her alanında kendilerini örgütlediğini ve Rojava için önemli olanın kimlik temelinde bir özerklik değil tüm kimliklerin katılabileceği demokratik özerklik olduğunu dile getirdi. 

Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu (DÖDEF) tarafından Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Kampüsü'nde bulunan Garanti Kültür Merkezi'nde Rojava devriminin tüm yönlerinin ele alındığı "Rojava devriminin aşamaları" başlıklı panel düzenlendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının da asıldığı panele Rojavalı Gazeteci Barzan İso, Gazeteci Arzu Demir, İHD temsilcisi Avukat Gülseren Yoleri, Özgür Gündem gazetesi Editörü Mehmet Ali Çelebi ve BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılışında salona giren Marmara Üniversitesi öğrencileri, okullarındaki ırkçı saldırıları protesto ederek "Marmara faşizme mezar olacak" sloganları attı.

Panelde ilk sözü alan Rojavalı Gazeteci Barzan İso, Rojava'nın tarihi hakkında bilgiler verdiği konuşmasına, "Hala sınır hattı boyu Rojava ile batı arasında beton duvarlar kurmayı düşünüyorlar. Rojava tarihini anlatmak gerekirse Suriye tarihinden başlamak gerekir. Ortadoğu'nun umudu Rojava'dır" dedi. 1930'da Amudiye'de bir hareket başladığını ifade eden İso, hareketin Kürt bölgesinde özgürlük talep ettiğini; ancak 1936'da Fransız uçakları tarafından bölgenin bombalandığını aktardı. İso, "Dersim ve Zilan hareketinin bastırılmasından sonra Rojava'ya giden Kürt siyasetçilerin rolü vardır. Ancak 1936'dan sonra bu hareketler tamamen bastırılıyor. Fransızlar orada Kürt matbaası kurulmasına da izin vermiyorlar. Serhildanlar kanlı olarak bastırılıyor ve bu durum 1947'lere kadar devam ediyor" dedi.

Daha sonra Rojava'da birçok yerde "Kürdistan Kulüpleri" kurulduğunu ifade eden İso, "Siyaset bir süre oradan yürütülüyor. 1957'de ise Kürdistan Demokrat Partisi kuruluyor. Daha sonra partililerin hepsi gözaltına alınıyor. 1960'ta ise Sinema Amudiye katliamı oluyor. 300'e yakın ilkokul çocuğu diri diri yakılıyor. Orda izlenen film de Cezayir filmi, çocuklar zorla sinemaya kapatılıyor. Hükümet daha sonra bunun üzerini kapatmaya çalışıyor" diye konuştu.

1961'de ise "Arap Kemeri" denilen bir projenin başladığını söyleyen İso, "Kürdistan'ı nasıl Kürtsüzleştiririz diye yapılmış bir çalışma bu. Rojava bölgesinde Serêkaniyê'den başlayarak 67 Arap köy inşa edildi. Barajlar yapılırken sular altında kalan Arap köylerini Rojava'ya taşıdılar. Daha sonra bu politikalar devam etti. 78'de daha çok Arap, Kürt bölgesine getirildi ve Kürtler arasına izolasyon duvarları kuruldu. Daha sonra Avrupa'ya giden çok sayıda Kürt oldu" dedi. Daha sonraki süreçte baskıların daha da arttığını ifade eden İso, 2004'te ve daha sonra bu baskılara karşı direnişler yaşandığını kaydetti. İso, "Rojava halkı Ortadoğu'ya gelen yeni konjonktürlerden faydalandı ve yeni sistemler kurmaya başladı. Suriye'de başlayan krizden sonra kendilerine bunun dışında bir hat oluşturdu ve kendine o hatta bir örgütlenme yarattı ve bugüne geldi. Rojava yeni bir modeldir. Merkeziyetçi rejimler başarısız oldu. Artık Rojava'da halkların demokrasisi başlayacak" dedi.

Panelde konuşan İHD temsilcisi Avukat Gülseren Yoleri ise, Suriyeli mültecilerin durumuna ilişkin bilgiler verdi. Yoleri, "Türkiye'de nefret dili çok yağındır. Bunun içine yabancılar da giriyorlar. Suriyeli mültecilerin belli bir olumsuzlukla karşılaştığını söyleyebiliriz. AKP politikalarına uyan mülteciler ile Kürt ve Alevi mülteciler açısından durum farklı" dedi. Hükümete yakınlık duyan mültecilerin kamplarda barındırıldığını belirten Yoleri, "200 bin Suriyeli kamplarda yaşıyor; ancak 300 bini kayda tabii olmaksızın dışarıda yaşadıklarını söylemek mümkün. Asıl problem kayıt sistemine dahil olmayanlar için söz konusu. Kampta kalmak istemeyen Kürtler ve Aleviler İstanbul ve İzmir gibi şehirlere geliyorlar. Baskıdan uzak ortama ulaşmak için geliyorlar; ama bu gerçekleşmiyor" dedi. 

PYD Eşbaşkanlık Siyasi ve Medya Danışmanı Sihanouk Dibo da, panele telekonferans ile bağlanarak konuştu. Dibo, Rojava'nın binlerce yıllık tarihinde birçok uygarlıkla ilişkisi olan bir bölge olduğunu ve Ortadoğu'daki tarihte aktif bir rol aldığını söyledi. İran'da olduğu gibi tüm ülkelerde Kürtlerin kurucu bir rol üstlendiğinin söylenebileceğini belirten Dibo, Kürtler'in Rojava'da hayatın her alanında kendilerini örgütlediğini söyledi. Dibo, "Bu devrimin toplumsal alanda da büyük etkisi oldu. Bu devrim başlamadan önceki ve şu anki toplum çok değişik. Devrim kadınların rolünü de değiştirdi" diye konuştu. 

Kürtlerin inandıkları temel konunun Suriye'nin demokratikleşmesi olduğuna işaret eden Dibo, "Bunu hedef edindiler ve bu yönde devam ediyorlar. Kimliklerinin tanınması Kürtler için en önemli sorundu ancak pratikleşme süreci iki sorunla karşı karşıya geldi. Bu sorunlarının başında radikal Arap milliyetçiliği geliyor" dedi. Dibo, Rojava için önemli olanın kimlik temelinde bir özerklik değil tüm kimliklerin katılabileceği demokratik özerklik olduğunu dile getirdi ve halklar arasındaki dayanışmanın önemine vurgu yaptı. Panel konuşmalarla devam ediyor.