Rojava’nın ikinci mülteci kampı: Rubari

Rojava’nın ikinci mülteci kampı: Rubari

Rojava’nın Derik kentindeki Newroz mülteci kampından sonra ikinci mülteci kampının da yapım çalışmaları tamamlanmak üzere. Yaklaşık 30 bin kişinin yerleştirilmesi hedeflenen kamp Afrin Kantonunda tamamen kanton yönetimi ile halkın imkanlarıyla oluşturuluyor.

Cezire kantonunda geçen yıl kurulan ancak Şengal’den göç eden on binlerce insanın yerleşmesinden sonra BM tarafından kabul edilen Newroz Mülteci kampından sonra şimdi Rojava’nın ikinci büyük mülteci kampı çalışmaları devam ediyor. Suriye’deki iç savaştan dolayı en fazla göç alan yerlerden biri olan Afrin’de hazırlık çalışmaları sürdürülen Rubari kampı önümüzdeki günlerde açılacak.

Afrin Kanton Özerk Yönetimi Çalışma ve Sosyal güvenlik bakanlığı tarafından çalışmaları sürdürülen kamp Afrin’in Şêrava nahiyesine bağlı Basilê köyü yakınlarında inşa ediliyor. İnşa etme çalışmalarını son aşamaya getirdiklerini belirten Kamp İnşa komitesi üyesi Fevzi Süleyman, kamp kurmak için başvurmadıkları uluslararası örgüt, uluslararası kuruluş kalmadığını belirtti. Süleyman şu ana kadar sadece küçük iki kuruluştan cevap alabildiklerini ve kendilerine 200 çadır yardımında bulunduklarını söyledi. Afrin’in yaklaşık 600 bin civarında göç aldığını söyleyen Süleyman şunları söyledi: “Afrin Suriye’nin her yerinden göç aldı. En fazla da Halep’ten. Halep’ten yaklaşık üç yüz bin insan göç ederek Afrin’e geldi. Ancak Afrin’in aldığı bu göç gizli göçtür. Çünkü Halep’ten göç edenlerin büyük bir çoğunluğu Afrinli ve gelip ya akrabalarının yanlarına yerleştiler. O yüzden Afrin Kantonu şimdiye kadar gizli bir göçmen kampı olarak kaldı.”

GÖÇLER KÜRTLERLE SINIRLI KALMADI

Rojava kentlerine özellikle de Afrin Kantonuna olan göçlerin Kürtlerle sınırlı kalmadığını belirten Süleyman Suriye’nin diğer kentlerinden de göç aldıklarını söyledi. Son iki yıllık süre içinde Halep ile ilçeleri Bab, Jerablus, Azaz başta olmak üzere Hama, Humus, Idlıp ve ilçesi Selamiyê’den de çok sayıda göç aldıklarını belirten Süleyman şunları söyledi: “Kantonumuzdaki güvenlik ve istikrarlı ortam Kürtlerden sonra Suriye’nin diğer kentlerinde yaşayan insanlar tarafından da görülmeye başlandı. O yüzden çetelerin saldırılarından ve kentlerinin güvenlikli olmayan yaşamlarından göç edip gelen binlerce aile oldu. Son üç ay içinde sadece Hama, Humus, Idlıp’ın Selamiyê ilçesinden, Azaz’ın Exterin, Dudyan, Tel Şehir, Türkmen Bereh, Çobanbey köylerinden yüzlerce aile geldi. Sadece Exterin, Dudyan, Erşaf, Türkmen Bereh, Tel Şehir gibi köylerden 600 civarında aile geldi. Yine Hama, Humus, Idlıp, Selamiyê, Bab’tan gelip çadır açarak içinde yaşamaya başlayan 200 aile tespit ettik. Bu aileler Newroz kutlamalarını yaptığımız alanda çadır açarak yaşamaya başlamışlar. Bunlardan sokaklarda kalan aileler de var. İki yıldır bu insanları yerleştirmek için bir kamp kurmak istediğimizi bunun için bize yardım edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Birçok uluslararası kuruluşa başvurduk. Ancak şu ana kadar bize olumlu cevap veren bir iki küçük kuruluş dışında olmadı. Bu insanları böyle sokak ortasında bırakamazdık. O yüzden Kanton Özerk Yönetimi artık kendi imkanlarıyla bu kampı kurmaya karar verdi. Yaklaşık bir haftadır da kampı tamamlamak için çalışıyoruz.”

 

ONBİNLERCE MÜLTECİ DAHA BEKLENİYOR

Ellerindeki iki yüz çadırla kampı oluşturmaya başladıklarının altını çizen Süleyman bitirmek üzere oldukları kampa on binlerce insanı yerleştirmeye hedeflediklerini söyledi. Ancak ilk etapta kalacak hiçbir yerleri olmayan ve okullara yerleşenlerden başlanarak yerleştireceklerini söyleyen Süleyman şöyle konuştu: “kıt imkanlarla başladık. Çünkü kendi öz imkanlarımızla kuruyoruz bu kampı. Onun için elimizde 200 çadırla başladık. Kamp yerini düzelttik. İki gündür Şêrava nahiyesinden toplanan köylülerle çadırları açıyoruz. Çadırların kurma tamamlanınca halkı yerleştirmeye başlayacağız.!

Suriye’deki krizin devam ettiği bunun için Rojava kentlerine göçün devam edeceğine dikkat çeken Süleyman onun için BM mülteciler yüksek komiserliği ile uluslararası insani kurumların kendilerine yardım eli uzatmaları gerektiğini söyledi. Şu ana kadar bu kurumlardan herhangi bir destek almadıklarının altını önemle çizen Süleyman bundan sonra insani kuruluşlar olduklarını iddia eden bu kuruluşların görevlerini yapmaya çağırdı.