Sabur: Aileler daha çok ses çıkarmalı

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Dönem Sözcüsü Hıdır Sabur, birçok tutsak ailesinin baskılardan dolayı ses çıkarmaktan korktuğunu dile getirirken, tutsaklara yapılan işkencenin ise arttığını ve onlara ses olunması gerektiğini vurguladı.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin son iki yılda salgın nedeniyle daha da artması birçok sivil ve demokratik kurum tarafından dile getirilen bir gerçek. Bugün cezaevleri koşulları ve oradaki hak ihlalleri konuşulurken son iki yılda tutsakların çok büyük oranda izole edilmiş olması söz konusu. ANF’nin görüştüğü Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ) Dönem Sözcüsü Hıdır Sabur, ilk olarak salgının etkilerine değindi. Sabur’un da belirttiği üzere salgın, hak ihlalleri ve keyfi uygulamalar açısından cezaevleri yönetimlerine olanak sağlayan bir zemin oluşturdu.

DIŞARIDA DA DAYANIŞMALARA BASKI YAPILDI

Hıdır Sabur, özellikle salgının gelmesiyle beraber tutsakların birçok hakkının elinden alındığına dikkat çekti.

Sabur’un dikkat çektiği bir başka konu ise, dışarıda tutsaklarla dayanışma içinde olanlara karşı yapılan baskılar: “Eskiden açık görüş vardı, artık yok. Sohbet hakları vardı, bu da alındı. Gazete, dergi hakları vs. her şey alındı. Biz TDİ’yi ilk etapta tek tip elbise uygulamasına karşı oluşturmuştuk. Sekiz kurumla bir araya gelerek bu konuya dair bir şey yapmak lazım diye. Bugün geldiğimiz aşamada ise neredeyse her yerden farklı farklı hak ihlaline karşı tutsaklarla dayanışma içinde bulunmaya çalışıyoruz. Sadece geçen yılın sonunda bir hafta içinde yedi-sekiz tane cenaze geldi. Bunlar o dönem peş peşe geldikten sonra ‘cezaevleri ölüm evi olmayacak’ diye bir basın açıklaması yaptık. Bu basın açıklamasında 12 arkadaşımız gözaltına alındı. Davaları hala devam ediyor. Baskılar içeride olduğu kadar dışarıda da var.”

İNFAZ YASASINDAKİ DEĞİŞİKLİK AYRIM GETİRDİ

Sabur, salgın dönemi yaşanan hak ihlallerinden ziyade yapılan yasal değişikliklere de dikkat çekti: “5275 sayılı infaz yasası şunu diyor: Dini, dili, ırkı, siyasi düşüncesi ne olursa olsun herkes kanun karşısında eşittir. Ama özellikle bunlar bu 5275’te bir değişiklik yaparak 150 bine yakın tutsağı dışarı bıraktılar. Bunlar içinde adam öldüren de hırsızı da vardı, yankesici de, her türlü suçtan insan vardı. Ama özellikle politik düşünceye sahip olan, bizim tutsakları ise bırakmayı bir tarafa koyun, özellikle bir de tutmak için koruma kurulu oluşturdular. Bu kurul, örneğin 40 yıl almış ama 30 yıl infazı olan için eğer ‘iyi hal’ kararı verirse yakınlarımız çıkabiliyor. Bundan dolayı bir sürü tutsağımız bu şekilde daha fazla içeride tutuldu.

O zaman ‘infaz yakmalara son, hasta tutsaklar serbest bırakılsın’ diye bir kampanya düzenlemiştik. Buna rağmen bazı tutsaklarımız bırakıldıysa da halen içeride infazı geldiği halde bırakılamayan çok kişi var.”

Bu yüzden yaptığımız her eylem ve çıkardığımız ses çok kıymetli. Özellikle tutsak aileleri dışarıda yapılan bu etkinliklere katılırsa bu iş başarıya ulaşabilir. Tabii belli ölçüde katılım var fakat çok fazla değil; çünkü bazı aileler korkuyor, bizi de tutuklarlar diye. Fakat biz bu korkuyu onların üzerinden atmak istiyoruz. O yüzden sık sık dayanışma için bir araya gelmeye gayret gösteriyoruz. Kahvaltılarda, toplantılarda ne yapabiliriz diye çözüm aramak için...”

BU BİR KANLI TABUTTUR

Hıdır Sabur, son dönemde Silivri Cezaevi’nden gelen ölüm ve işkence haberleri için de şunları söyledi: “Tutsaklar hastalığın yanı sıra işkenceyle öldürüldüler; Garibe Gezer, Ferhan Yılmaz gibi. En son arkadaşlarla beraber bir tabut götürüp ATK’nın önüne bıraktık. Dedik ki ‘bu bir kanlı tabuttur.’ Birçok tutsak işkenceyle öldürüldü, kalp krizi dedikleri Ferhan Yılmaz’ın darp görüntüleri çıktı. Yine diğer mahpuslara dayatılan intihar baskısı da. Bunlar için dışarıdan daha çok ses çıkarmalıyız; çünkü her an bir başkasının daha çocuğunun ölüm haberi o eve ateş düşürecek. Yine hasta tutsakların durumu var. Abdullah Kalay var mesela vücudunun yüzde 75’i çalışmıyor. Kalp hastası. Rapor verildiği halde mesela bunlar serbest bırakılmıyor.”

NEREDEYSE ELLERİNDEKİ TÜM PARA ALINIYOR

Kendisi de bir tutsak yakını olan Hıdır Sabur, cezaevlerindeki bir başka soruna daha dikkat çekiyor. O da artan enflasyonla cezaevlerindeki faturaların çok yüksek gelmesi ve tutsaklara para yollama sisteminin değişmesi: “Eskiden görüşe gittiğimize parayı oraya yatırıyorduk. Şimdi bankaya yatırıyorsun. Diyelim ki 100 lira yatırıyorsak bu 100 liranın 40 lirası vergi olarak kesiliyor. Yine artan fatura meselesi orada da sorun. Mesela elektrik parası. Bu son dönemlerde öyle bir hale geldi ki neredeyse ailelerin yakınlarına yatırdığı bütün paralar alındı, elektrik ve su faturası yüzünden.”

YARIN: HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, işlemeyen adalet sisteminin ve her geçen gün artan antidemokratik ortamın cezaevlerine yansımasının daha sert olduğunu söyledi.