Sadece Kobanê’yi düşünüyorlar
Sadece Kobanê’yi düşünüyorlar
Sadece Kobanê’yi düşünüyorlar
Soğuk havayla birlikte çadır kentlerde yaşam daha da zorlaşıyor. Birçok eksik ve yetersizliğe rağmen hiçbir Kobanêli bu sorunları ağızlarına bile almıyor. Hepsi sadece ve sadece Kobanê’yi düşlüyor. “Bizim hiçbir ihtiyacımız yok” diyen kadınlar, tek isteklerinin bir an evvel Kobanê’ye geri dönmek olduğunu söylüyor. Kadınlar, dosta düşmana mesaj vermeyi de ihmal etmiyor: “Kobanê düşmeyecek bunu iyi bilin.”
DAİŞ çetelerinin insanlık dışı saldırıları sonucu topraklarını terk etmek zorunda kalan binlerce Kobanêli, Rojava ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kurduğu 4 çadır kentte yaşıyor. Zor koşullarda yaşam mücadelesi veren Kobanêli çocuklar ve kadınlar, havaların soğumasıyla birlikte ihtiyaçları da artıyor. DBP’li belediyeler tüm imkânlarını seferber etmesine rağmen yeterli olmuyor. Savaşın en acı yüzü tüm çıplaklığıyla çadır kentlerde kendini hissettiriyor. Sadece Rojava Çadır Kenti’nde 113 çadırda bin 100 kişi kalıyor. Bunların çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Çadır kentte yeterince elektrik yok, duş/banyo yeri yok, sıcak su yok. Kadınlar, sıcak suyu ısıttıkları tenekelerden karşılıyor. Çocuklarına bu suyla banyo yaptıran kadınlar, çadırın önüne koydukları leğenlerle hem çamaşırlarını hem de bulaşıklarını yıkıyor.
‘HİÇBİR İHTİYACIMIZ YOK’
Hemen yanaşıp ihtiyaçlarını soruyoruz. Verdikleri yanıtlar oldukça ilginç. Hiçbiri çadır kentte yaşanan sorunlara ve eksikliklere değinmiyor. Hepsi sadece ve sadece Kobanê’yi düşlüyor. “Bizim hiçbir ihtiyacımız yok” diyen kadınlar, tek isteklerinin bir an evvel Kobanê’ye geri dönmek olduğunu söylüyor. Kobanê’yi karşıdan gören çadır kentte kadınlar, yönlerini Kobanê’ye dönerek düşlere dalıyor; Kobanê’de savaşan çocuklarını, eşlerini, arkadaşlarını ve akrabalarını düşünüyorlar.
‘KOBANÊ DÜŞMEYECEK BUNU İYİ BİLİN’
11 çocuk annesi 35 yaşındaki Medine Osman, eşinin 3 yıl önce YPG saflarında yer aldığını söylüyor. “Kaldığımız kamp yaşanılacak gibi değil, ancak bunu sorun haline getiremiyoruz” diyor ve ekliyor: “Çünkü en büyük sorunumuz Kobanê’dir.” DAİŞ’in “Müslüman bir örgüt” olarak ifade edilmesine büyük bir öfke gösteren Medine Osman, “Onlarda İslamiyet duyguları yok. Olsaydı bu vahşeti yapmazdılar” diyor. Osman, dosta ve düşmana da şu mesajı veriyor: “Kobanê düşmeyecek bunu iyi bilin.”
‘KEŞKE İMKANIM OLSA DA SAVAŞSAM’
Hanım Osman, 31 yaşında ve 5 kızı var. 9 yıl önce eşini kaybediyor. 14 yaşındaki en büyük kızı Berîtan Tolhildan (Dilava Osman) bir yıl önce YPJ’ye katılıyor ve 25 gün önce Kobanê’de yaşamını yitiriyor. Kentte yaşam alanı kalmadığı için 4 küçük kızıyla birlikte Suruç’a gelmek zorunda kalıyor. Çocukları küçük olmazsa bir cephede yer alacağını söylüyor. “Kızlarım küçük olduğu için savaşamazlar. Ben de onları bırakıp savaşamazdım. Kızımın şahadetiyle gurur duyuyorum, başım dik ve mutluyum. Keşke imkanım olsa da bende savaşsam” diyen Hanım Osman, devamla “ Kobanê’de olamasak da yüreğimiz oradadır, dualarımızı esirgemiyoruz hiçbir zaman” diyor.
EN BÜYÜK İSTEĞİ GERİ DÖNMEK
31 yaşındaki 6 çocuk annesi ve 7 aylık hamile olan Cihan Hemo ise, çocukları küçük ve kendisinin de hamile olduğu için gelmek zorunda kaldığını belirtiyor. Bir ay önce gelip Rojava Çadır Kenti’ne yerleşiyor. Utangaç bir dille “Bir ihtiyacımız var demek istemiyoruz ancak burada yaşam çok zor” diyor. Cihan Hemo da, tıpkı diğer Kobanêliler gibi en büyük isteğinin Kobanê’ye dönmek olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Hiçbir yer insanın kendi evi ve toprağı gibi olamaz.”