Şakran’da kadın tutsaklara gardiyan saldırısı

Şakran’da kadın tutsaklara gardiyan saldırısı

Arama bahanesiyle koğuşlarına giren gardiyanların çıplak arama dayatmasını kabul etmediklerini belirten Şakran Kadın Cezaevi'ndeki tutsaklar, bunun üzerine gardiyanların saldırısına maruz kaldıklarını, 3 arkadaşlarının da bu saldırıda yaralandığını belirtti. Kadın tutsaklar, cezaevindeki işkencevari uygulamalara dikkat çekti. 

İzmir Aliağa'da bulunan Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan kadın tutsaklar, yaşadıkları hak ihlallerini Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) gönderdikleri bir mektupla anlattı. 16 Mayıs günü koğuşta bir şey sakladıkları gerekçesiyle çıplak aramanın dayatıldığını belirten tutsaklar, "Arkadaşlarımız bunun insanlık dışı toplumsal ahlak boyutunu aşan bir uygulama olduğunu belirterek, kabul etmemiş ve gardiyanların saldırına uğrayıp darp edilmişlerdi. Nuran Durak arkadaşımız, koluna ve boynuna aldığı darbeler sonucu 3 gün hareket edemediği için yatakta yatmak zorunda kalmıştır. Nurcan Başak ve Hayriye Yağbasan arkadaşlarımız da yüzünden ve kollarından darbeler almışlardır" diye kaydetti. 

‘CEZAEVİ YÖNETİMİ DE AYNI BASKILARI KURMAK İSTİYOR’

Denizli Üniversitesi öğrencisi siyasi tutsak Melek Yeter'in üzerinden özel bir politikanın yürütüldüğünü bildiren tutsaklar, "Gözaltı süresince Denizli Emniyet Müdürlüğü ve görevli polisler ailesini kullanarak arkadaşları üzerinden ifade vermesini istemişti. Cezaevi yönetimi de aynı baskıları kurmak istiyor. Gardiyanlar 'Emanet eşyaya gideceksin' diyerek koğuştan çıkardıklarını arkadaşımızı cezaevinin 2. Müdürü olan Tuğba'nın yanına götürmüşlerdir. Arkadaşımızın tepki göstermesi üzerine görüşme yapmadan koğuşa tekrar gelmiştir. Ayrıca görüşe gelen abisine girişte 'Müdür seninle görüşmek istiyor' denilerek özel bir yaklaşım sergilemektedir. Aramalarda bile aileye özel yaklaşılarak üstün körü arama yapılmaktadır. Melek Yeter ve diğer 3 arkadaşımız Şakran'a getirildikten sonra da bizim yanımıza verilmeyip ayrı bir koğuşa konmuştur. Bunu kabul etmediği için de 26 gün açlık grevine girmiş ve sonradan yanımıza getirilmiştir" diye belirtti. 

‘REVİR DOKTORU UZMANLIK ALANI DIŞINDA AĞIR İLAÇ VERİYOR’

Cezaevi idaresinin kadın tutsakların görüş esnasında, kendi görüşçüleri dışında birileriyle görüştüklerini gerekçe göstererek, tutanak tuttuğunu kaydeden tutsaklar, şunları aktardı: "Newroz resimleri dahi yasak denilerek verilmiyor. Sağlık noktasında da tedaviler sağlıklı yapılmıyor. Araştırma hastanesinden ziyade sürekli kampüs hastanesine sevk yapılmaktadır. Kampüs sevkleri bile bir aydan önce olmuyor. Kampüsteki doktorlar baştan savmacı, sözde tedavi yönetimini kullanıyorlar. Diş doktorları da aynı biçimde yaklaşmakta hatta askerleri muayene odasına getirmektedir. Biz bu tarz uygulamaları kabul etmeyeceğimizi söylediğimiz zaman ise, 'Dişiniz çekildiğinde başınızı tutarım' cevabı verilmektedir. Revir doktoru uzmanlık alanı dışında ağır ilaç veriyor ve gece acil durumlarda sağlık personelini kurumda bulundurmamaktadırlar." 

‘YEMEĞİMİZ SAĞLIK KOŞULLARINA UYGUN DEĞİL’

Kampüste bulunan farklı cezaevlerinden gelen mektupların ya geç verildiğine ya da hiç verilmediğine dikkat çeken tutsaklar, "İç postaya gönderdiğimiz mektuplar aynı akıbeti yaşamaktadır. Manav eşyalarımızın çoğu bozuk ya da eksik verilmektedir. Bozuk olduğunu söylediğimiz zaman ise 'Elimizde bunlar var, değiştiremeyiz, isterseniz iade edin' diyerek manav hakkımızı elimizden alıyorlar. Yemek diye verdikleri karavana sağlık koşullarının çok altındadır. Buna alternatif manav var; fakat onu kullanmamız her koşulda engellenmektedir" diye kaydetti.