Şakran raporu açıklandı
Açlık grevi eyleminin devam ettiği Şakran Cezaevine ilişkin açıklanan raporda tutsakların sağlık durumunun gittikçe kötüye gittiği bilgisi verilirken, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı.
Açlık grevi eyleminin devam ettiği Şakran Cezaevine ilişkin açıklanan raporda tutsakların sağlık durumunun gittikçe kötüye gittiği bilgisi verilirken, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı.
Aliağa Şakran Cezaevinde açlık grevi eyleminin 51’inci gününe ulaştı. İHD, ÇHD, ÖHD, THİV ve İzmir Zindanlarla Dayanışma İnsiyatifi’nin oluşturduğu heyet tutsaklarla görüşmeleri sonrasında hazırladıkları raporu açıklamak için İHD İzmir Şubesinde basın toplantısı düzenledi.
Heyet temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında raporu İHD İzmir Şube yöneticisi Av. Ali Aydın okudu.
İlk olarak Şakran T Tipi 2 Nolu Cezaevinin tutsakların 8 kişi aynı odaya alındığını ve yanlarına iki kişi refakatçi bırakıldığının aktarıldığı raporda, ‘’açlık grevinde oldukları için mahpushane idaresi tarafından tüm siyasi mahpusların eğitim, spor ve kültürel etkinlikleri askıya alınmıştır. Mahpushane idaresi ve doktorlar tarafından teknik anlamda hiçbir destek sunulmamıştır. Şöyle ki; TTB’nin açlık grevlerine ilişkin kitapçığına göre açlık grevine giren herkese KARBONAT gerekir iken mahpushane idaresi ve doktorlar tarafından kendilerine bu durum söylenmemiştir. Açlık grevine giren mahpuslara ilk 20 gün boyunca oda dışında ve koridorda sağlık kontrollerinin yapılması gerektiği dayatıldığı bildirilmiştir. Ancak açlık grevine giren mahpuslar bu yöntem dayatmasının sağlıklı olamayacağı gerekçesiyle bu yöntemi reddetmişlerdir” denildi.
‘REVİRDE ONUR KIRICI İNSANLIK DIŞI SÖYLEMLERLE KARŞILAŞIYORLAR’
İlk 20 gün boyunca tutsakların sağlık kontrolleri yapılmamış olunduğuna dikkat çekilen raporda, “İlk 20. günden sonra açlık grevinde bulunan mahpusların mahpushane doktoru ve sağlıkçıları tarafından odada muayene işlemi yapılmaya başlanmıştır. Mahpushane doktoru açlık grevinin başladığı tarihten 4 Nisan tarihine kadar toplamda 3 defa açlık grevine giren mahpusları ziyaret etmiştir. Bu ziyaretlerde doktor 2 defa odada ayaküstü sağlık durumlarını sormuş ve 1 defa ise oturarak sağlık durumlarına ilişkin bilgi almış ve detaylı sağlık kontrollerini yapmamıştır. İlk 20. günden sonra odaya hafta içi her gün sağlıkçı gelmektedir. Öğleden önce günde bir defa odaya gelen sağlıkçılar günlük tansiyon ve kilo ölçümü yapmaktadır. Mahpuslar hafta sonları revire götürülmek istenmişlerdir. Ancak açlık grevine giren mahpuslar revire gitmek istememişlerdir. Çünkü her revire gittiklerinde odadan çıkıp tekrar odaya gelene kadar infaz memurlar, jandarma ve diğer görevliler tarafından provoke edici, aşağılayıcı, onur kırıcı insanlık dışı söylemler ile karşılaştıklarını iddia etmişlerdir. Bu yüzden idareye revire gitmemek için dilekçe verdiklerini bildirmişlerdir. İzmir Aliağa T-2 Mahpushanesinde çalışan 2 sağlıkçı bulunmakta olup, bunlardan bir tanesi mahpuslara hitaben ‘zamanımızı alıyorsunuz’ tarzında söylemlerde bulundukları belirtilmiştir” denildi.
ŞAKRAN T TİPİ 3 NOLU CEZAEVİ
Raporda Şakran T Tipi 3 Nolu Cezaevinde ise genel durum şöyle özetlendi: 15 Şubat 2017 tarihinde 5 mahpus açlık grevine başlamıştır. Bu mahpushanede açlık grevcileri ayrı ayrı odalarda bulunmaktadır. Genellikle odalarda azami 18 kişi olarak kalmaktadırlar. Şu andaki açlık grevi 50. gününe girmiştir. Grev nedeniyle mahpusların birbirleriyle yalnız görüşmelerine izin verilmemiştir. Bazı mahpuslara 40. gününde bazılarına 44. gününde sadece bir kez doktor gelmiştir. Genellikle kilo, tansiyon, nabız, vücut ısısı ölçümleri haftanın 5 günü bir hemşire tarafından yapılmaktadır ama hafta sonları hiç bir sağlık elemanının gelmediğini, diğer cezaevlerinde olduğu gibi T3'te de odada bulunan havalandırmanın kullanıldığını ve OHAL gerekçe gösterilerek hiçbir etkinlik yaptırılmadığı belirtilmiştir. Daha önceki uygulamalar açlık grevi olmasına rağmen herhangi bir esneklik gösterilmeden devam etmektedir”
‘HAFTA SONLARI REVİRE GİTMELERİ İÇİN ZORLANIYORLAR’
Ayrıca raporda tutsakların sağlık durumları şu cümlelerle aktarıldı: “Açlık grevindeki mahpuslarda baş dönmesi, idrar renginde değişiklik, uyku dengesinde bozulma, mide bulantısı, mide krampı, odaklanamama, görmede bulanıklık, kabızlık, karın kasılması, bazıları konuşurken çabuk yorulma, bazılarında eller ve ayaklarda soğukluk belirtileri vardır. Kilo kaybı 10 ile 16 kilo arasındadır. Mahpuslar bol sıvı tüketmekte, meyve suyu, limonata, belirlenen oranda tuz-şeker karışımı, bitki çayları alınıyor ancak şimdiye kadar hiç karbonat kullanılmamıştır. Mahpuslar, içerisinde 250 mg B1,250 mg B6 ve bir miktarda B12 olduğu söylenen komplex bir vitamin (Beneday) almaktadırlar. 20. günden itibaren 1'er tane 35. günden itibaren ikişer tane kullanmaktadırlar. Bir kez doktor ziyareti gerçekleşmiş, diğer zamanlarda haftada 5 gün hemşire gelmektedir. Hafta sonları hemşire de gelmemektedir. Hafta sonları revire gitmeleri için zorlanmakta olup ancak mahpuslar hafta sonu revire gitmeyi kabul etmediklerini belirtmişlerdir.”
‘SAĞLIK DURUMLARI KÖTÜYE GİDİYOR’
Şakran Kadın Cezaevine ilişkin ise şu notlar var: “Açlık grevine giden bazı mahpusların aynı odada bulunmalarına rağmen çoğu ayrı ayrı odalarda bulunmaktadır. Yanlarında başka insanlar da vardır. Genellikle 8-10 kişilik odalarda kalmaktadırlar. 22 Şubat'tan itibaren aynı nedenlerle süresiz dönüşümsüz açlık grevine dahil olmuşlardır. Kadın cezaevinde 3 kişi 22 Şubat'ta, 2 kişi 25 Şubat'ta açlık grevine girmişlerdir. Odaların bulunduğu havalandırmalar kullanılmakta ve açlık grevine giden mahpusların birbirleriyle görüşme talepleri idarece kabul edilmediği belirtilmiştir. Açlık grevindeki kadın mahpusların sağlık durumlarının kontrolü için doktor bir kere gelmiş, ancak haftanın 5 günü sağlıkçılar tarafından kontrolleri yapılmakta, hafta sonları da gardiyanlarca nabız ve tansiyon ölçülerinin yapıldığını belirtmişlerdir.
Açlık grevindeki kadın mahpuslar günde 1 litreye yakın su tükettiklerini, bunun yanı sıra limonata, meyve suyu, havuç suyu, bitki çayları, tuz-şeker su karışımı içtiklerini belirtmişlerdir. İlaç olarak sabah ve akşam olmak üzere iki tane Benexol verildiği, Saf B1 verilmediğini, Karbonat verilmediğini belirtmişlerdir. Mide ağrısı, bulantı, kusma, kabızlık, uyku düzensizliği, idrara sık çıkma, baş dönmesi, deride dökülme, saç dökülmesi, halsizlik, dikkat dağınıklığı, kas ağrısı, genel vücut yorgunluğu, yüksek sese karşı hassasiyet,5-8 arası kilo kayıpları vardır. Bilinç, algı açık, ve genel görünümün iyi olduğu belirtilmiştir.”
‘ÜST ARAMALARINDA TACİZ’
Şakran T Tipi 4 Nolu Cezaevinde ise, “Mahpuslar, çok uzun zamandır hastane sevklerinin yapılmadığı, sosyal ortak alanlara çıkartılmadıkları, spor faaliyetlerinin kaldırıldığı, mektuplarının gönderilmediği ve gelenlerin verilmediği, 1 ayda 3’den fazla arama yapıldığını, aramaların talan edercesine yapıldığı, yemeklerin azaltıldığı, dilekçelerinin gönderilmediği, gönderilen dilekçelerine de cevap verilmediği, mahpuslara verilen tüm hakların engellendiği, idare tarafından verilen kimlik kartlarının odalarının dışına her çıktıklarında göstermeleri gerektikleri, göstermedikleri takdirde disiplin soruşturmalarının yapıldığı ve akabinde cezaların verildiği, odadan her çıkışlarında askeri nizamda yürütülmek istendikleri, duvar tarafına sıkıştırıp hareket imkanı bırakılmadıkları, sürekli tahrik ve taciz edici sözlerle hakaret ve tehditlerde bulundukları, havalandırmaların üstüne tel örgü çekildiğini, mevcut kitaplarının toplatıldığını, istenilen veya getirilen kitapların verilmediğini, gazete ve dergilerin sınırlandırıldığını, ailelerin ziyaretleri sırasında masa aralarında dolaşarak taciz edildiklerini, görüşe gelen ailelerin üst aramalarını taciz boyutunda gerçekleştirdiklerini anlatmışlardır.”
‘MAHPUSLARLA ALAY EDİLİYOR’
T4’te grevin 37’inci gününe ulaştığının bilgisinin verildiği raporda, “Açlık grevindeki mahpusların her birinin ayrı ayrı odalarda kaldıkları, 3 kişinin aynı odada, diğerlerinin ayrı ayrı odalarda kaldığı belirtilmiştir. Mahpusların odaların bulunduğu havalandırmayı kullandıklarını ve grevcilerin bir araya getirilmediği belirtilmiştir. 24 Mart'ta doktorun sadece bir kere gelip tansiyon ölçüp gittiği belirtilmiştir. Doktor geldiğinde de mahpuslarla alay edici bir tavır sergilediği belirtilmiştir. Revire çıkmak istediklerinde mahpushane doktorunun mahpushanede olmadığını sadece haftada iki üç gün geldiğini, revire gidişte kimlik dayatması olduğu için gitmediklerini belirtmektedirler. Sağlık personeli tarafından tansiyon, kilo, şeker kontrolü yapılıyor. Bazen gardiyanlar da tansiyon ölçüyor. Düzenli kilo ölçümü yapılmamaktadır. Sadece B12 alıyorlar. Bazıları kokusundan dolayı vitamini alamıyor.T4 ün farklı blok ve koridorlarına dağıtılmış koğuşlarda kalınıyor. Aynı koridorda adli tutuklu hükümlü (örneğin tecavüz sanıkları) kaldığı koğuşlar var. Sürekli baskının olduğu, hiçbir hakkın kullandırılmadığı iddia edilmektedir. Günlük çay, meyve suyu, su, kahve, limonata tüketilmekte, karbonat alınmamaktadır. Sık idrara çıkma, idrar renginde koyulaşma, baş dönmesi, yoğunlaşmada dağınıklık, kabızlık, gözlerde ağrı, denge kaybı, bulantı, mide krampı, uyku bozukluğu, zaman zaman ateşlenme, tuvalete çıkınca yanma-ağrı, tansiyon düşüklüğü var. 8 ile 13 kilo arasında kilo kayıpları olduğu belirtilmiştir.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Raporda son olarak şunlar paylaşıldı: “Açlık grevinde olan mahpuslara yapılan ziyaretler sonucunda; mahpusların talepleri yerine getirilene kadar açlık grevlerine devam edecekleri, talepleri yerine getirilmedikçe de açlık grevine katılan mahpus sayısının artacağı kendileri tarafından görüşmelerde dile getirilmiştir. Açlık grevinde olan mahpusların sağlık durumlarının gün ve gün kötüye gittiği ve sağlık durumları açısından ruhen ve fiziken geriye dönüşü olmayan ağır hasarlar oluşacağı ihtimali yüksektir. Bu görüşmeyi yaptığımız gün de dahil olmak üzere her geçen gün değişik mahpushanelerde değişik sayılarda mahpuslar Şakran Mahpushanesindeki bu duruma dikkat çekmek için süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlamışlardır. Açlık grevlerinde; ilk başlayanların 50. gününe girildiği bu günlerde açlık grevcilerinde oluşacak en ufak bir olumsuzluğun diğer mahpushanelere de olumsuz anlamda sıçrayacağı düşünülmektedir. Yetkilileri bu duruma, mahpusların isteklerini dikkate alan bir yerden, yaklaşılmasını beklemekteyiz. Hem yetkilileri hem de kamuoyunu duyarlılığa davet etmekteyiz.”