Sancar: Adalet sağlanmazsa dünya yıkılır!

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, Kemal Kurkut Cinayeti'ne dikkat çekerek, "Adalet sağlanmazsa dünya yıkılır" dedi. Sancar, AKP-MHP sisteminin çöküşte olduğunu belirtti ve halkın sefalete mahkûm edildiğini söyledi.

HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar ile milletvekilleri Necdet İpekyüz ve Serpil Kemalbay, HDP’nin “Halka Bütçe” çalışmaları kapsamında Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nu (KESK) ziyaret etti. KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik ve KESK MYK üyeleri tarafından karşılanan Sancar ve beraberindeki heyet, görüşmede bütçe sürecini ele aldı. HDP’nin ziyaretinin önemine işaret eden Mehmet Bozgeyik, bütçe sürecini önemsediklerini ve muhalefetle bu konuda ortak çalışmaya hazır olduklarını söyledi.

Sancar'ın konuşmasının satır başları ise şöyle:

"Türkiye çok boyutlu bir kriz içindedir. Bir ayağı ekonomidir ama sadece ekonomiden ibaret değildir kriz. Derin bir ekonomik kriz var. Ekonomik kriz sözünün fazlaca masum bir ifade olduğunu burada vurgulamamız gerekiyor. Aslında söz konusu olan şey halkın yoksullaştırılması, bir avuç yandaşın ve sermayenin daha da zenginleştirilmesi korunması ve kayırılmasıdır. Kriz esas olarak sofralardadır ve kişisel bütçelerdedir, yoksullaşma derinleşmiştir.

Halkın bütçesini yapmak için demokrasi, adalet ve emek güçlerini bir araya getirmeyi başarmamız gerekiyor.

Hedefimiz sistemin çöküşünün faturasının halka çıkarılmasını önlemektir.

Cumhurbaşkanının sorumluluk üstlenerek kabinesiyle birlikte istifa etmesi gerekmektedir.

Kârlarını güvenceye almak ve büyütmek için ekonomiyi yönetmeye çalışıyorlar.

Halkı düşünmeyen bir anlayıştır bu. O nedenle tedbirler de dünya standartları anlamında ihmal ediliyor; daha doğrusu kasıtlı olarak gündeme getirilmiyor. Dün Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında gündeme getirilen tedbirleri gördünüz. Zaytung haberlerine konu olabilecek kadar ciddiyetten yoksun bir sefalet tablosu sergilenmiştir bu kararlarla. Çünkü neyin, niçin hangi amaçla uygulanacağı anlaşılmadığı gibi pandeminin nasıl kontrol altına alınabileceği konusunda da herhangi bir veri ve işaret yok elimizde. Tam tersine verileri saklayarak ve yoksulları pandeminin insafına terk ederek iktidarlarını ve iktidarlarına destek olan yandaş sermayeyi korumak istiyorlar.

Günah keçileri göstererek, kurbanlar vererek iktidarın kendisi ve en başta Cumhurbaşkanı bu sorumluluktan kurtulamaz. Adalet krizi vardır, hukuk krizi vardır krizin olduğu her yerde fatura yine muhaliflere, ezilenlere, yoksullara ve sahipsizlere çıkarılmaktadır.

KEMAL KURKUT CİNAYETİ

Kemal Kurkut davasını hiçbir şekilde unutmayacağız, unutturmayacağız gözlerimizin önünde bir cinayetin nasıl aklanabileceğini toplumla dalga geçercesine pervasız bir tutumla gözler önüne serdiler. Adalet reformundan söz ediyorlar. Biz söz var “adalet yerine gelsin isterse dünya yıkılsın.” Aslında onun başlangıcı tersinden bir ifadedir. Adalet sağlanmazsa dünya yıkılır. Bunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu da derin bir krizdir. Siyasi krizde ortada bu iktidar gününü kurtarmaya çalışmak dışında herhangi bir programa sahip değildir.

Adalet, eşitlik ve demokrasi isteyen bütün çevreler olarak bir araya gelip bu gidişatı durdurabiliriz.

Bu iktidarı gönderirsek halk için bütçenin de yolunu açmış oluruz."

SORULARI YANITLADI

Soruları da yanıtlayan Sancar, mafyaların muhalefete dönük tehditlerine karşı şunları söyledi:

"Daha vahim gelişmeler olmaması için en büyük görev demokrasi güçlerine düşmektir. Biz HDP olarak meseleye bu şekilde yaklaşmaktayız ve bize düşeni bir kez daha yapacağımızı ifade etmek istiyoruz."

Sancar, "Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu siyasi partileri ziyaret etmeye başladı. HDP’yi ziyaret edeceğiz dedi. Size bir davet geldi mi? Bununla beraber anayasa tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine de şunları söyledi:

"Bize henüz bir davet gelmedi. Gelince zaten değerlendirip cevabımızı vereceğiz. Diğer meseleye gelince, arkadaşlarımız orada neler yaşandığını, spekülasyon konusu yapılan toplantıları anlattılar. Önemli olan şudur; anayasa dediğimiz şey bir toplumsal sözleşmedir, toplumun en geniş kesimlerinin katılmasıyla hazırlanmalıdır. Gündeme getirilen o toplantıda bir anayasa çalışmasının söz konusu olmadığını taraflar açıkladılar. Fakat olabilir de. Sadece muhalefetteki 4 partinin değil olabilecek en geniş katılımla anayasa tartışmalarının yürütülmesini doğru ve gerekli buluyoruz. Bu olay üzerinden kapsamlı ve geniş katılımlı anayasa arayışlarının itibarsızlaştırılmasını reddediyoruz.

Muhalefet spekülasyonlarla yeni anayasa çalışmalarının kriminalize edilmesine izin vermemelidir."