Saray iktidarının özgür basına yönelik saldırıları devam ediyor. Atılım gazetesi ve yazarlarına açılan davalarda bu saldırıların bir parçası. Bu davalardan biri Perşembe (12 Mayıs) günü saat 10.00'da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Dava kapsamında Haziran ve Temmuz aylarında gazetedeki haber ve yazıları bulunan Ali Haydar Saygılı, Alp Altınörs, Arzu Demir, Aydın Akyüz, Emin Orhan, Erkan Salduz, Fadime Çelebi, Fatih Gür, Hatice Duman, Fuat Uygur, İsminaz Ergün, Sami Özbil, Semiha Şahin ve Uğur Ok ile gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü Mehmet Ali Genç yargılanıyor.
Atılım gazetesi, davaya çağrı için Türkiye Gazeteciler Sendikası'nda (TGS) basın toplantısı düzenledi. Toplantıya DİSK Yönetim Kurulu üyesi ve gazetenin yazarlarından Kanber Saygılı, TGS Genel Başkanı Uğur Güç, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, ETHA Haber Müdürü Önder Öner, DİHA Editörü Çağdaş Kaplan, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Özgün Radyo Genel Yayın Kordinatörü Derya Okatan, Özgür Gelecek gazetesinden Aslı Ceren Aslan, Yazar Osman Tiftikçi, gazeteci Mehveş Evin, Kızılbayrak, Sendika.Org ve JİNHA temsilcileri katıldı.
'MEDYA SARAY'IN İŞLEDİĞİ SUÇLARI GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR'
Basın açıklamasını gazetenin editörlerinden Semiha Şahin okudu. AKP/Saray rejiminin, 20 Temmuz'da Suruç katliamı ile halklara karşı ilan ettiği savaşı, şiddetin tüm araçlarının yanı sıra medyası ile de sürdürdüğünü belirten Şahin, Saray medyasının her gün birilerini "terörist" ilan ederek, hedef gösterdiğini belirtti. Şahin, "Özyönetim kentlerinde halklara yaşatılan vahşet, mezarsız bırakılan ölüler, işkenceyle öldürülen insanlar, yakılan yıkılan kentler, göç yollarına düşürülen insanlar, Saray medyası tarafından 'terör ile savaş' adı altında halklara sunuluyor. Medya, Saray'ın işlediği tüm suçları gizlemeye çalışıyor" dedi.
'BASIN SARAY'IN HEDEFİNDE'
Saray'ın savaş suçlarına işaret eden her gazetecinin, her basın kuruluşunun hedef alındığını ifade eden Şahin, haberlerinden dolayı gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklandığını, Dündar'ın Salihlı saldırının hedefi olduğunu hatırlattı.
Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gündem gazetesinin her sayısı soruşturmalara maruz kalırken, DİHA ve JİNHA'nın muhabirleri özellikle sıkıyönetim ilan edilen kentlerde kelimenin gerçek anlamında namlunun ucunda gazetecilik yapıyor. Geçtiğimiz Ocak ayından bu yana tutuklanan DİHA muhabirlerinin sayısı 11 oldu. Devrimci sosyalist basın da soruşturma kıskacı, tutuklama tehdidi altında. Geçtiğimiz günlerde yapılan siyasi soykırım operasyonunda Özgür Gelecek dergisinin 3 muhabiri de gözaltına alındı."
Gazeteleri Atılım'ın da Saray'ın hedefinde olduğunu vurgulayan Şahin, geçtiğimiz Haziran ayından bu yana gazetenin defalarca toplatıldığını, yazar ve muhabirlerinin soruşturma ve dava kuşatması altında olduğunu söyledi. Şahin, gazetede adı bulunan tüm yazar ile gazeteciler hakkında başlatılan soruşturmaların davalara dönüşmeye başladığını kaydetti.
'YOLUMUZ İLK KEZ FAŞİZM MAHKEMELERİNE DÜŞMÜYOR'
Bu davalardan birinin 12 Mayıs'ta İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüleceğini hatırlatan Şahin, "Yolumuz ilk kez faşizmin mahkemelerine düşmüyor, ilk kez ceza tehdidi altına alınmıyoruz" diye belirtti.
Atılım'ın ezilenlere "merhaba" dediği 4 Ekim 1994'ten bu yana tüm ezilenlerin sesi olmaktan vazgeçmediğini vurgulayan Şahin, 22 yıllık yayın yaşamı boyunca ağır baskı ve saldırıların hedefi olduklarını, onlarca kez bürolarının basıldığını söyledi ve ekledi: "Daha geçen hafta sonuçlanan ve kamuoyunda 'Gaye Davası' olarak bilinen davada, Atılım'a büyük emeği geçen İbrahim Çiçek, Ziya Ulusoy, Arif Çelebi ve Bayram Namaz ve Genel Yayın Yönetmenimiz Sedat Şenoğlu hapis cezalarına çarptırıldı."
ATILIM OLMAK DEMEK...
Şahin, "12 Mayıs'ta yargılanacağımız duruşmada söyleyeceklerimizi şimdiden burada kısaca söylemek istiyoruz" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Atılım olmak demek; toplatmaların, yasaklamaların, sansürün, polis baskınlarının, gözaltıların, işkencelerin, kurşunlamaların, zindanların çemberinden geçe geçe iradeleşmektir. Atılım olmak demek; faşizmin yasalarına, yasaklarına, yalanlarına boyun eğmemektir. Gerçeğin peşinden koşma iradesinde bir kez bile teklememektir. Saray'ın yalanlarına karşı halklarımıza gerçeği ulaştırmaya, büyük bir davanın ürünü, büyük bir kavganın sözcüsü olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki, Saray ve Saray'ın yalanları değil hakikat kazanacak."
ŞENOĞLU: DİMDİK AYAKTA DURACAĞIZ
Ardından Atılım gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Şenoğlu konuştu. Özgür basına yönelik saldırı ve baskıların dünden bugüne devam ettiğini belirten Şenoğlu, Atılım'ın, 22 yıldır özgür basın geleneğinden geldiğini belirtti ve ekledi: "Hayatımız zindanlarda, öldürme tehditleri ve işkencelerle geçti. Ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Saray, iktidarını var etmek, sürdürmek için her şeyi yapıyor. Atılım ve diğer özgür basın bu nedenle hedefte. Basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkının savunulması büyük bir irade gerektiriyor. Basın özgürlüğü mücadelesi demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelemizin önemli bir mevzisi. O nedenle mevzilerimizi güçlü tutmak zorundayız."
Bu davanın Atılım hakkında açılan ilk dava olmadığını belirten Şenoğlu, "Biz çok badirelerden geçtik, çok cumhurbaşkanları, başbakanlar, darbeler, emniyet müdürleri geldi ve gitti ama özgür basın ayakta kalmaya devam etti, edecek. Umudumuzu, irademizi kaybetmediğimiz sürece kazanacağız. Halkımız, ülkemiz ve dünyamız için özgür bir gelecek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşamak için dimdik ayakta duracağız" şeklinde konuştu.
GÜÇ: BİR ARADA DURARAK GÜÇLENMELİYİZ
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Uğur Güç, olağanüstü günlerden geçildiğini belirterek, iktidarın muhalif basına yönelik savaşını sürdürdüğünü söyledi. Havuz medyası dışında kalan, tüm muhalif gazetecilerin saldırıya uğradığını, baskı gördüğünü, en azından bir eylemde mutlaka saldırıya uğradığını söyleyen Güç, Atılım gazetesi ve emekçilerinin de bundan nasibini aldığını belirtti. Güç, "Bir savaş hali sürüyor. Daha kötü günlerin geleceğini biliyoruz. Bunun için de biz gazeteciler olarak hep bilikte, bir arada durarak güçlenmeliyiz" dedi.
ETHA Editörü Arzu Demir, 12 Mayıs Perşembe günü saat 09.30 Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde açıklama yapacaklarını, davanın da saat 10.00'da başlayacağını hatırlattı, "Biz tehditlere, baskı ve davalara rağmen 'Çok yaşa Rojava devrimi', 'Barış en şerefli çözüm', 'Suruç'ta katledilenler ölümsüzdür' diyeceğiz. Saray kaybedecek, hakikat ve halklar kazanacak" dedi, tüm gazetecileri ve emekçileri dayanışmayı büyütmeye çağırdı.