Savaşlar ve felaketler 45 milyon kişiyi sürgüne mahkum etti
Savaşlar ve felaketler 45 milyon kişiyi sürgüne mahkum etti
Savaşlar ve felaketler 45 milyon kişiyi sürgüne mahkum etti
Savaşlar, doğal afetler ve ayrımcılık gibi nedenlerle on milyonlarca insan doğduğu topraklardan kaçarak mülteci olmaya mahkum ediliyor. Tüm dünyada tespit edilebilen mültecilerin sayısı 45 milyona çıkarak, son 18 yılın en yüksek oranına ulaşmış durumda.
Birleşmiş Milletler Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle yayınlanan 2012 raporuna göre, mültecilerin çoğunun gelişmekte olan ülkelere sığınması da, zor yaşam koşullarına mahkum olmalarını beraberinde getiriyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) tarafından yayınlanan verilere göre dünya genelinde 45,2 milyon kişi savaşlar, doğal afetler ve ekonomik sorunlar nedeniyle yaşadığı topraklardan göç etmek zorunda kaldı. 2011 yılında 42,5 milyon olan toplam mülteci sayısı 1994’den bu yana ki en yüksek oranına ulaşmış durumda.
UNHCR raporuna göre, 2012 yılında 15,4 milyon kişi mülteci statüsünde bulunurken, 937 bin kişi ise mültecilik statüsü için gerekli kararı beklemekte. 28,8 milyon kişi ise bizzat kendi ülkesinin sınırları içerisinde mülteci olarak yaşıyor ve bu son 20 yılın en yüksek rakamına tekabül ediyor.
2012 yılında toplamda 7,6 milyon kişi yaşadığı toprakları terkederek mülteci konumuna düşerken, bunların 6,6 milyonu kendi ülkesinin sınırları içerisinde mülteci olmaya mahkum oldu.
AFGANLAR VE SOMALİLER İLK SIRALARDA .
Dünya genelinde savaşlar mültecilerin ülkelerini terk etmelerinin birinci nedeni olarak başta geliyor. Buna göre, dünya genelinde sayılabilen mültecilerin yüzde 55’i Afganistan, Somali, Irak, Suriye ve Sudan vatandaşlarından oluşuyor. Sadece Pakistan ve İran’daki mültecilerin yüzde 95’i Afganistan’dan gelirken, 746 bin Iraklı ile 471 bin Suriyeli mülteci olarak diğer ülkelerde yaşıyor. Afrika ülkelerinden Mali, Demokratik Kongo Cumhuriyeti vatandaşları da çatışmalardan kaçanların ülke içinde ve ya dışında mülteci konumuna düştüğü ülkeler olarak dikkat çekiyor.
Mültecileri barındıran ülkeler sıralaması ise, 2011 yılına göre herhangi bir değişiklik göstermedi. Pakistan, 2012 yılında çoğunluğu Afganlardan oluşan 1,6 milyon mülteci ile en çok yabancı mülteci barındıran ülke olurken, İran 868 bin kişi ile ikinci sırada, Almanya ise 589 bin mülteci ile üçüncü sırada yer alıyordu
MÜLTECİLERİN YARIYA YAKINI 18 YAŞ ALTI
Raporun dikkat çeken bir başka yönü de çocuklar ile ilgili. Buna göre, 18 yaşından küçük olan mültecilerin toplam sayıya oranı yüzde 46. Ailelerinden koparak mülteci konumuna düşen çocukların durumu ise ciddi boyutlarda. Rapora göre, 2012 yılında iltica başvurusu yapan 21 bin 300 çocuk ya ailesini kaybetmişti ya da ailelerinden ayrı bir şekilde mülteciliğe mahkum olmuştu.
ÇOĞUNLUĞU AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERE SIĞINIYOR
Mültecilerin büyük bır kısmının ekonomik gelişmişlik düzeyi olarak geride kalan ülkelerde yaşıyor olmaları da başka bir sorun. Buna göre, UNHCR’nin sorumluluk alanına giren 10,5 milyon mültecinin yarısı, yıllık kişi başına geliri 5 bin doların altında olan ülkelere sığınmış durumda.Genel toplamda ise, dünyadaki tüm mültecilerin yüzde 81’i gelişmekte olan ülkelere sığınmak zorunda kalırken, bu oran bundan on yıl önce yüzde 70 düzeyinde idi. Bu da, mültecilerin göç ettikleri ülkelerin vatandaşlarına sağladığından daha kötü koşullarda yaşamaları anlamına geliyor.
Başka bir ülkeye göç eden mültecilerin 10 milyonluk bir kısmı UNHCR’nin sorumluluk alanına girerek, yapılan yardımlardan yararlanabilirken, kendi ülkesinde göç eden 28,8 milyon kişiden 17 milyonu bu hakka sahip. Ancak, bu kişilere yapılan yardımlar ancak ulusal hükümetler üzerinden yapılabildiği için yardımların ne kadar etkili oldukları da tartışmalı.
Konuyla ilgili bilgi veren UNHCR Yüksek Komiseri Antonio Guterres, rakamların alarm verici düzeyde olduğunu söylerken, bireylerin yaşadığı acıları ve uluslararası toplumun çatışmaları önlemedeki acizliğini gösterdiğinin altını çizdi
2012’DE 2,7 MİLYON KİŞİ EVLERİNE DÖNDÜ
UNHCR raporuna göre 2012 yılında tüm dünyada 2,7 milyon kişi mültecilik yaşamına son vererek evlerine geri dönebildi. Bunlardan 526 bini başka bir ülkeye sığınanlardan, 2,1 milyonu ise kendi ülkesinin sınırları içinde göçe zorlananlardan oluşuyordu.
Rapordaki rakamlar, özellikle Suriye başta olmak üzere bu yıl içindeki çatışmalardan ötürü mülteci konumuna düşen kişileri ise kapsamıyor. Yine, mülteci olarak gittiği ülkede vatandaşlık hakkı kazanan ve ya değişik bir statüye kavuşan kişiler de bu raporda yer almıyor. Ayrıca bu rakamlar, sadece BM ve birlikte çalıştığı sivil toplum kuruluşlarının tespit edebildiği kişileri kapsıyor ve gerçek rakamın 45 milyonun çok çok üstünde olduğu da tahmin ediliyor.