Hükümetin "seçmeli ders" girişimine tepki gösteren dilbilimci ve yazar Necmiye Alpay AKP Hükümeti'nin gerçekçi yaklaşmadıðına vurgu yaparak; "Bunu çözüm gibi sunanlar, ancak kendilerini aldatmış olur" dedi. Alpay, Hüseyin Çelik'in Kürtlerle ilgili olarak, Pakistanlılar ve Ýngiltere karşılaştırmasına da, "Türkiye Kürtleri kendi ülkelerinde yaşıyor, başka bir ülkede deðil" sözleriyle deðerlendirdi ve Çelik'i özeleştiri yapmaya çaðırdı.
AKP'nin, Kürtçe için "seçmeli ders" girişimini ANF'ye deðerlendiren dilbilimci Necmiye Alpay, Kürtçenin eðitim dili olması gerektiðine işaret ederek, ekledi: "Ancak, haftada iki saatlik seçmeli dersi Kürt çocuklarının anadili sorununa çözüm gibi sunanlar yalnızca kendilerini aldatmış olurlar. Kişisel olarak yıllardır şunu söylüyorum: Anadili sorununun eðitim ayaðı ancak anadili temelinde düzenlenecek ikidilli eðitimle çözülebilir. UNESCO da on küsur yıldır iki ve üç dilli eðitimin çaðımızda kaçınılmaz bir gereklilik olduðunu savunuyor."
Türkiye'de genel olarak da bir anadil sorununun olduðunu belirten Necmiye Alpay, anadillerin varlıðı için, "cumhuriyet tarihi boyunca inkâr edildiler" dedi. Alpay, şunları kaydetti: "Hatta bir ara 'Kürtçe' sözcüðü sözlüklerden çıkarıldı. Dilbilimcilerin de susturulması sonucu, 'anadili' kavramı bile anlamından saptırıldı. Kürt sorununun temelinde, bu aðır tekçi politikalar yatıyor. Oysa dil meselesi insan dediðimiz varlıðın bütün psikolojisiyle temelden ilintili bir mesele."
NE YAPMALI?
Alpay'a göre anadili sorununda atılması gereken adımların başlıcaları; çocuk merkezli bir eðitim için, anadili temelinde çokdilli eðitimin düzenlenmesi; dillere ve taşıdıkları kültürlere sahip çıkılması, bunun gerektirdiði kaynakların ve olanakların yaratılması, Kürt Enstitüsü gibi girişimlerin desteklenmesi ve tüm dil ve kültürlerin eðitimde ve diðer toplumsal alanlarda eşit deðerde yer bulması; yalnızca kendi mensuplarının deðil, diðer toplulukların da gündeminde olması.
Anadili sorununun bir bütün olarak ele alınmasını isteyen ve 'yıllardır bu konuda çaba gösteren' olarak tarif ettiði Eðitim-Sen, ERF (Eðitimde Reform Girişimi) gibi ilgili meslek kuruluşlarının katkısıyla yeni politikaların oluşturulmasını kaçınılmaz bulan dilbilimci Alpay, "AKP, Erdoðan'ın önderliðinde 'parti merkezli' ve dar ufuklu bir politika güdüyor. Oysa eðitim ve kültür politikalarının çocuk ve toplum merkezli, geniş ufuklu politikalar olmaktan başka çaresi yoktur. Anadili temelinde eðitim, bir anayasa ilkesi olmalıdır. Böyle yapılmaması, çocuklarımızın ve gençlerimizin o dar siyasete kurban edilmesi anlamına gelecektir" diye kaydetti.
Devletler ve AB, BM gibi resmî yapıların iç işlerinin iş ve ticaret ilişkileri gibi, mümkün olduðu kadar az sayıda dille çalışmayı gerektirdiðini anımsatan Necmiye Alpay, "Başta çocuklar olmak üzere bireyler ve topluluklar ise anadillerine gereken deðerin verilip dikkat gösterilmesine vazgeçilmezlik derecesinde ihtiyaç duyuyor. Türkiye'deki tekçi politikaların tek kurbanı Kürtçe deðil aslında. Yarattıðı sonuçlar açısından en aðır kurbanının Kürtçe olduðu doðrudur, ancak, bu inkâr politikası Türkçe dahil diðer tüm anadillerini de etkilemiştir. Yabancı dil öðrenmekte en çok güçlük çeken toplumlardan biri olmamızın başlıca nedeni, anadili bilincimizin olmayışıdır" yorumunda bulundu.
'SEÇMELÝ DERSÝ ÇÖZÜM OLARAK SUNMAK, KÜRTÇE'YÝ YOK SAYMAKTAN FARKSIZ'
Devletin hâlâ bilinç eksikliðiyle hareket ettiðini düşünen Alpay, düne kadar özellikle MHP'de, 'Kürtçe Türkçenin bir lehçesidir' diyen siyasetçilere rastlandıðını ve bakanlıklardan ya da akademik kuruluşlardan dahi buna herhangi itirazın gelmediðini hatırlatarak, şöyle dedi: "Oysa Türkçe dilbilimiyle ilgili hiçbir kaynakta böyle bir bilgiye rastlanmaz. Böylesine bilim dışı, gayriciddi söylemler yıllarca toplumda egemen kılındı. Seçmeli dersin çözümün bütünü gibi sunulması o söylemlerin bugün hâlâ etkili olduðunu gösteriyor."
'AKP'NÝN YAYILMACI DUYGUSU ÖNE ÇIKIYOR'
Necmiye Alpay, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in, "Anadil seçmeli ders olarak batı ülkelerinde de veriliyor. Pakistanlılar Ýngiltere'de kendi anadillerini seçmeli ders olarak alıyor" sözlerine de, şu tepkiyi gösterdi: "Türkiye Kürtlerini Britanya'da yaşayan Pakistanlılarla karşılaştırmak bir garip akıl yürütme oluyor elbette. Türkiye Kürtleri kendi ülkelerinde yaşıyor, başka bir ülkede deðil. Ýkinci bir nokta da, Britanya'nın emperyalist bir ülke olması. Cumhuriyet Türkiye'si olarak kendimizi Britanya gibi bir emperyalistle aynı kefeye koymaya razı mıyız? Razı olacak mıyız? Yoksa yayılmacı ve ilhakçı duygularımız yine öne çıkmaya mı başlıyor? Gerçi anadilleri farklı olan çocukları düşünürken benzer karşılaştırma hataları yapabiliyoruz. Ben de anadili Türkçe olan çocukları düşünürken, 'Yunanistan'dakiler, Bulgaristan'dakiler' diye başlayınca 'Almanya'dakiler' diye devam ederim bazen. Oysa Yunanistan ve Bulgaristan Türklerinin konumuyla Almanya'daki Türklerin konumu karşılaştırılamaz. Bu fırsatla özeleştiri yapmış olayım. Umarım Bakan Hüseyin Çelik de yapar böyle bir özeleştiri."