Zilan'ın mirası Zap'tan Rojava'ya özgürlük ateşi-III

1967’de Batman Yolağzı’nda doğan Bermal (Güler Ortaç), yurtsever bir ailede büyüdü. Cesur, kavgacı bir Kürt kadını olan Bermal, 1988’de PKK’ye katıldı. 29 Ekim 1996’da Sivas’ta fedai eylemle şahadete ulaştı.

GÜLER ORTAÇ

Özgürlük mücadeleleri, fedakarlık ve kararlılıkla tarihin akışını değiştirir. Zilan’ın öncülük ettiği direniş ruhu, Kürt Özgürlük Hareketi’nde bir sembol oldu. Şehit Bermal, 29 Ekim 1996’da Sivas’ta gerçekleştirdiği fedai eylemle Önder Apo’nun etrafında ateşten bir barikat kurdu. Cesaret ve bağlılıkla Kürdistan’ın umudunu harlayan şehit Bermal, Zap’tan Rojava’ya özgürlük ateşini taşıyarak sömürgeciliğe karşı ölümsüz bir direniş mirası bıraktı.

Şehit Bermal, (Güler Ortaç) 1967’de Batman’ın Yolağzı köyünde, orta halli ve yurtsever bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi, Kürdistan’ın isyancı geleneğini taşıyan, Türk sömürgeciliğine karşı direniş ruhuyla yoğrulmuş bir çevreden geliyordu. Henüz bir yaşındayken ailesiyle Batman merkeze göç etti. Demokrat ve feodal bağlardan sıyrılmış bir ailede büyüdü. Erken yaşta yurtseverlik bilinciyle tanıştı, bu bilinç onun karakterini şekillendirdi. Cesur, atılgan, kavgacı, fedakar bir Kürt kadını olarak büyüdü.

Yolağzı’nın isyancı ruhunu taşıyan bir ailede yetişti. Ailesi, 1970’lerde PKK ile tanıştı, kavgacı karakterini parti bilinciyle harmanladı. Bu ortamda bağımsız bir kişilik geliştirdi. Küçük yaşlarda yerinde duramayan, erkek çocuklara meydan okuyan, cesur bir çocuktu. İlkokulu bitirdi ve okumayı bıraktı. Ailesinin yurtseverliği ve eve gelen partili yoldaşların etkisiyle erken olgunlaştı. On üç-on dört yaşlarında Kürdistan’ın ezilmişliğini, sömürgeci düzenin zulmünü fark etti. Kurtuluşun partide olduğunu anladı, yüreğini bu yola adadı.

Cıva gibi hareketli, sert, ama bir o kadar cana yakın olan şehit Bermal, çevresinde derin bir etki bıraktı. 1985’te Numan Bağcı ile tanıştı, partiye aktif katılmak istedi. Geleneksel aile ve kadın-erkek ilişkilerini reddetti, özgür bir yaşam için mücadele etti. Ailesi, onun bu cesur duruşuna karşı evlendirme kararı aldı, ama şehit Bermal, “Yüreğimde başka sevgiye yer yok,” diyerek partiye olan aşkını haykırdı. 1988’de partiye katıldı. Ev, onun için sadece bir sığınak oldu; asıl evi, mücadele saflarıydı.

MÜCADELE YILLARI: SERHILDAN KADINININ YÜKSELİŞİ

1987 ve 1988’de parti faaliyetlerine katıldı. 1989’da Amed’de yakalandı, bir süre zindanda kaldı. Zindan, onun için bir bilinç okulu oldu. Mazlum, Kemal, Hayrilerin direnişini kavradı, “Partiye, Önderliğe, şehitlere ölümüne bağlılık Kürdistan’da yaşamın tek yoludur” dedi. Serbest bırakıldığında kontrgerillanın tehditleri altında çalıştı. Ekonomik zorluklar nedeniyle 1989’da Batman Tekel Fabrikası’nda işe başladı. Burada da durmadı; kadın işçileri örgütledi, gerilla ve zindan için destek topladı. Halkın nabzını tuttu, sıcaklığı ve duyarlılığıyla çekim merkezi oldu.

Yaklaşık 4 yıl çalıştıktan sonra durumu fark edildi ve bölgeden uzaklaştırıldı. Bu dönemde abisi Faik Ortaç ve yeğeni Çetin Abayay kontrgerilla tarafından katledildi. Kendisi de tehdit altındaydı. 1990 Newrozunda polise ilk taşı attı, serhildan ateşini yaktı. “Serhildan Kızı” olarak anıldı, her mahallede Şükran Abla oldu. Halkın sevgisini kazandı, her eve yoldaş, her yüreğe umut oldu. 1992’de Sabe köyünde üç gerillanın katledilmesine karşı halkı örgütledi, düşman komutanını yakasından tutup “Ya bizi de yakarsın ya şehitlerimizi teslim edersin” dedi. Düşman, korkudan geri adım attı.

ZİNDAN VE İŞKENCE

1990-1993 arasında beş kez yakalandı, işkence gördü, ama direnişten vazgeçmedi. Filistin askısında, elektrikle, coplarla işkence gördü. “Yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyorum” diyen Kemal Pir’in yolundan gitti. “Bedenimi parçalasalar da ihanet etmeyeceğim” dedi. Kırk gün işkenceye direndi, düşmanı dize getirdi. Sağ kolu ve kaburgaları kırık, vücudu felçli, bir deri bir kemik halde zindandan çıktı. 1993 Nisan ayında Garzan Eyaleti’nde gerilla saflarına katıldı. Buradan belli fiziki rahatsızlıklardan dolayı hem tedavi hem de kitle faaliyetleri için Adana’ya gönderildi. 1995 Ağustos ayında Dersim’e gitti.

Bu arada 4. Ulusal Konferans’ta, intihar eylemlerinin gerçekleştirilmesi kararı alındı. Dersim ve Kürdistan’ın her köşesinde, düşman halka karşı vahşi politikalarını acımasızca sürdürüyordu. Şehit Bermal, bu kararları önce kendi üzerinde uygulayarak başarıya ulaşılacağının farkındaydı. Düşmanın barbarca saldırıları ve katliamlarına karşı, konferansın intihar eylemi kararını hayata geçirmeye karar verdi. Bu eylemi gerçekleştirmenin, dönemin ruhunu ve partinin mücadelesini yakalamak anlamına geldiğini biliyordu. Ölümde yaşamı yaratarak, Önderliğe, şehitlere ve halkına sonsuz bağlılığını en güçlü şekilde ifade edeceğini yüreğinde taşıyordu.

FEDAİ EYLEM YAPTI

Şehit Bermal, yazdığı fedai eylem raporunda Önder Apo ile duygularını şu şekilde paylaştı: "Değerli Başkanım! Bütün varlığımla kendimi halkıma adasam bile, sizin emek ve çabalarınız karşısında bir hiçtir. Bu kutsal mücadeleye keşke canımdan da başka verebileceğim bir şey olsaydı. Sizi görmek, konuşmak ve kutsal eğitiminizden yararlanmak, benim en büyük arzumdu. Bunun imkanı olmadı. Fakat talimatlarınızla, çözümlemelerinizle sizi sürekli yakından hissettim. Ne mutlu size ki, binlerce insanın, uğruna her an gözünü kırpmadan feda edebilecek bir mücadelenin önderisiniz. Öyledir ki, bizler dünyanın en büyük düşmanlarına karşı amansız bir savaşımı başlatmaktan korkmayan, çirkinliklere ve haksızlıklara karşı savaşan bir öndere sahibiz."

29 Ekim 1996, Sivas’ta Türk devletinin “Cumhuriyet Bayramı” günü. Bedenine bombaları sarıp hazırlıklarını tamamladı. Yanındaki Kendal yoldaşıyla, bayram etkinliklerinin olduğu alana doğru yola çıktı. Amacı, orada fedai bir eylem yapmaktı. Ama düşman, önceki eylemlerden korktuğu için Sivas’ta sıkı güvenlik önlemleri almıştı. Sivas sokaklarında sakin adımlarla ilerledi. Ancak düşmanın kontrollerine takıldı. Polisler, şehit Bermel ve Kendal’da şüphelendi, ikisini gözaltına aldı. Bermal, kara çarşaf giydiği için aranmadı, bombalar fark edilmedi. Soğukkanlılığını hiç kaybetmedi, sabırla bekledi. Polis, onları karakola götürdü, oradan da sorgu için terörle mücadele şubesine yollamak istedi.

Polis arabası henüz hareket etmeden şehit Bermal, kararını verdi. Bombaları patlattı. O an, zaman durdu. Bermal’in cesareti, ölümü bile titretti. Fedai eylemiyle, şahadet yolunda adını ölümsüzleştirdi.