Seksist 'Muhafazakar' Erdoðan / Mehdi Atay

Seksist 'Muhafazakar' Erdoðan / Mehdi Atay

Roboski Katliamı, Türk resmi ideolojisinin AKP'nin şahsında yapılan plastik makyajının yüzünden akmış hali olarak tarihte yerini aldı. Devlet refleksinin geçmiş katliamlarda uyguladıðı zamana yayarak aşındırma, yok sayma çabasına karşın bu kez olay anından itibaren örgütlü Kürt muhalefetinin olaya müdahil oluşu, AKP iktidarının suçüstü halini uluslararası kamuoyunun da dikkatine taşıdı.

Bu yüzden, Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoðan, Roboski katliamının emrini kimin verdiðinin sorulmasından çok büyük bir rahatsızlık duyuyor. Öyle ki insani deðerlerin en küçük kırıntısını barındırmayan kontrolsüzce, saldırgan bir dille katliam emrini kimin verdiðini adata ser verip sır vermez bir canhıraşlıkla gizlemek istiyor.

Bunu yaparken de kendini tarif ederken böbürlenerek telaffuz ettiði, “muhafazakarlıðına” “yakışır” seksist dillini kullanmaya devam ediyor ısrarla. Yüzde elliye yakın oy almanın vermesi gereken özgüven ve mütedeyyin camianın alçak gönüllülüðünden çok uzak bir saldırganlık var üslubunda.

Partisinin, “coşkuyla” yapılan Ýstanbul Ýl Kongresi'nde konuşan Erdoðan, BDP milletvekillerine saldırıyor. Salonu dolduran kalabalıðın çabasından, Erdoðan'a tezahüratlarla başbakan olduðunu hatırlatma görevi verildiði anlaşılıyor. Kalabalıðın bir türlü iktidar partisini oluşturduklarına inanan bireylerden oluşmadıðı anlaşılıyor. Kalabalık iktidardaki partinin yandaşı olmanın ötesine geçemiyor.

Ýktidarda olmanın sakin ne yaptıðını bilen vakarından eser yok. Tamamlanamamış bir iktidarın “ya elimizden alınırsa” paniði içindeki kongre, demokratik bir seçim sürecinden yoksun. Tek adamın işaret ettiði tek adayın oylandıðı içi kof bir gürültü olmanın ötesine geçemiyor AKP'nin gövde gösterişi.

TC'nin başbakanlık koltuðunda otursa da özgüvenden yoksun, içi boş böbürlenmeci bu siyaset gösterisinin en önemli unsurlarından biri de Erdoðan'ın gömleðinin manşetine işlenmiş isminin baş harfleri. Gömlek manşetindeki, “R.T.E” Erdoðan'ın ruh halini tüm açıklıðı ile ortaya koyuyor. Erdoðan ”olura kendisini tanımayan birileri çıkar” endişesi ile adını kendi koluna nakşediyor. Kendi bedeninde kendi ”markasını” taşıyor. Tiranlıða soyunanların girdabı megalomani kasıp kavuruyor kongre salonunu.

Erdoðan, “Roboski katliamının emrini hangi hayvan verdi” diye soran BDP Milletvekili Hasip Kaplan'a yönelik eleştiri olma niteliðinden çok uzak, seviyesiz bir içerik ve üslupla kendini tahrik etme görevi verilmiş güruhu provoke etmeye çalışıyor. Mesele Kürt sorunu olunca her seferinde yükselen ve saldırganlaşan üslubu ile Kürt siyasetçileri hedef gösteriyor. Kendi iktidarında yapılmış bir katliamın faillerini aramak yerine, neden bu katliamın üstünü örtmesine izin verilmediði için öfke nöbetleri geçiriyor.

Bununla da kalmıyor. Linç atmosferini yükselttiði salonun saldırganlıðına uygun seksist dilini devreye sokuyor. ”Katliam emrini kim verdi” haklı sorusunu soranları, “Nekrofili” olmakla itham ediyor. “Ölülere cinsel ilgi duyanlara” ilişkin olarak kullanılan Nekrofili, mitolojide Tiranlar'ın yaşadıðı bir psikolojik sapma olarak yer alıyor. Mazlumların deðil, kendini mutlak güç olarak ilan eden tek adamların sapkınlıðı.

Başbakan, kendi iktidarında insanlık suçu işlemiş devlet görevlilerini saklıyor. Bu katliamın faillerini soranlara “ölü sevici” diyor. Müslüman başbakan, ölüsünün acısını yaşayan dindaşlarına karşı sarf ediyor bu sözleri. Ardından, “Kimseden vicdan dersi almayacaklarını” söylüyor Erdoðan. Çok haklı vicdandan daha önce insanlık dersi lazım bazılarına. Öyle ya insani deðerlerin bir bileşkesi, bir bilinç halidir vicdan.

Türk Başbakan, mazlum bir halkın katledilen evlatlarını kimin öldürdüðünün bilinmesini istemiyor. Katilleri saklıyor. Katliam faillerine yönelik söylemleri üzerine alıyor. Katliam suçlularına “hayvan” denmesini, kendisine söylenmiş gibi hassasiyetle karşılayıp adeta üstüne alıyor. Hali hazırda katliam kararı verenlere ilişkin tek bir söz sarf etmeyen başbakan, halkının acısını paylaşan milletvekillerini partisinin il kongresini yaptıðı arenada saldırgan yandaş güruhunun önüne atıyor. Hedef gösteriyor.

Erdoðan'ın seksist söylemi günden güne daha da egemen oluyor siyasetine. Ýnsanların bedenlerine ilişkin tasarruflarına da yönelen Erdoðan, partisinin kadın kolları kongresinde de Roboski katliamı ile tamamen bireysel bir tasarruf olan kürtajı bir kefeye koyacak kadar ehliyetsizleşiyor. Kendi iktidarındaki katliamın faillerini yakalayacaðına özel yaşamlara saldırıyor. Kendi başbakanlıðı döneminde yaşanan Roboski katliamı ile tarihe geçen başbakan insanların kendi bedenlerine ilişkin bir tercihi hedef alırken Roboski katliamını istismar etmekten zerrece imtina etmiyor.

Erdoðan üç çocuk yapılması konusunda telkinin de ötesine geçti ilkin. Ardından bu konuda kendi nüfus alanında baskıya varan bir propagandayı örgütleyen başbakanın, denetim altına almaya yeltendiði cinsel yaşamlarla yetinmeyip savaş fiilini de aynı seksist bakışla deðerlendirmesi kaçınılmazdı.

ANF NEWS AGENCY