‘Sermaye zeval görmesin’ diyen AKP’nin utancı
‘Sermaye zeval görmesin’ diyen AKP’nin utancı
‘Sermaye zeval görmesin’ diyen AKP’nin utancı
Son 4 yılda yaklaşık 400 çalışanın iş cinayetlerine kurban gittiği madencilik ve taş ocağı sektöründe bu yıl da değişen bir şey olmadı. AKP iktidarının özelleştirme, taşeronlaşma, denetimsizlik gibi pek çok ihmal ve sermaye odaklı politikaları neticesinde 2013 yılında da onlarca çalışan hayatlarından oldu, bir o kadarı da yaralandı, sakat kaldı.
Servis kazaları, göçükler, gaz zehirlenmesi, grizu patlaması, yangın, elektrik çarpması, iş makinelerinin eli kapması, havalandırmanın yetersizliği sonucu oksijensiz kalması, ocaklardaki vagonun raydan kayması, kayanın ya da taşların kayması gibi sonu gelmeyen bir yığın “iş kazaları” sonucu sektör çalışanları ölümle sonuçlanan “iş cinayetleri”ne kurban gidiyor.
Verilere göre madencilik, iş kazaları ve özellikle toplu ölümlerin yaşandığı iş kazalarında ülkede ilk sırada yer alıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), "2013 İş Kazaları ve İşe Bağlı Sağlık Problemleri Araştırma Sonuçları"na göre çalışanların yüzde 2,3'ü iş kazası geçirdi. Bu oran erkeklerde yüzde 2,8 iken, kadınlarda yüzde 1,3 olarak şeklinde açıklandı. Toplam iş kazası geçirenlerin yüzde 81,6'sını erkekler oluşturduğu belirtildi.
Sektörel dağılımlarda ise iş kazası geçirenlerin oranının en yüksek olduğu sektörün, yüzde 10,4 ile madencilik ve taşocakçılığı olduğu ortaya çıktı. 2007 yılı sonuçları ile karşılaştırıldığında iş kazası geçirenlerin payı madencilik ve taş ocağı sektöründe 0,1 puan arttı! Araştırmaya göre yine işe bağlı sağlık sorununa maruz kalanların oranının en yüksek olduğu sektörün başında yüzde 5,5 ile madencilik ve taş ocakçılığı geliyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) sektör verilerinde 25 ülkeyi kapsayan istatistiklere göre yaşanan ölümlerde Türkiye’deki oran Avrupa’nın 4,5 katı yüksek.
SON 4 YILDA 384 İŞ CİNAYETİ
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) kayıtlarına göre 1992'den bu yana kaçak kömür ocaklarında meydana gelen göçük, patlama, gaz zehirlenmesi ve diğer “iş kazaları” sonucunda toplam 112 maden çalışanı hayatını kaybetti. Son 4 yılda ise maden sektöründe yaşanan ölümlerin vardığı rakam ise korkunç: 384. Bunun temel sebeplerinden biri de sermayenin kâr hırsı ve özelleştirmeyle birlikte gelen taşeronlaşma, ihmal, güvencesiz çalışma koşullarının daha da kötüleşmesi olarak dikkat çekiyor.
ÖNLENEBİLİR KAZALAR ‘KADER’ DEĞİL!
Bilimsel veriler, iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir kazalar olduğunu çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Katliam gibi iş cinayetlerinin “kader” olarak lanse edildiği sektörel gerçeklikte mühendislik bilim ve teknolojisinin uygulanmasıyla “iş kazaları”nın engellenebileceği uzmanlar ve meslek örgütlerince ortaya konulan bir gerçek. Ayrıca meslek örgütleri ve sendikalar, AKP iktidarı tarafından yaratılan işsizlik ortamında insanların çaresizliğini kullanmak yerine, güvenli bir iş ve gelecek sağlayacak politikaların hayata geçirilmesine dikkat çekiyor.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın (MMO) kayıtlarına göre 2008 yılında 43 maden çalışanı yaşamını yitirirken, 2009 yılında bu sayı 92, 2010 yılında 105, 2011 yılında 77 ve 2012 yılında 61. MMO’nun sektördeki güvenceli, denetimi sağlanan ve uzmanlık ilkelerinin eksiksiz uygulanmasıyla birlikte iş cinayetlerinin sona ermesine ilişkin görüş ve talepleri şöyle:
- Özelleştirmeler durdurulmalı, taşeronlaşma uygulamaları iptal edilmelidir.
- Ucuz işgücüne dayalı ve örgütlenmeyi engelleyen çalışma anlayışı terk edilmelidir.
- Yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden işletmesi bulunmaktadır. Bu işletmelerde her an kaza olma olasılığı mevcuttur. Bu nedenlerle sektörün özelliği göz önüne alınarak kapsamlı bir risk haritasının ilgili Bakanlıklarca hazırlanması ve denetimlerin buna göre yapılması gerekmektedir.
- Teknik nezaretçi ve iş güvenliğinden sorumlu olan mühendis ücretini, denetlemek durumunda olduğu işyeri sahibinden almakta olup bu durum mühendisin işletme ile ilgili kararlarında özgür davranmasını engellemektedir. Bu açıdan teknik nezaretçinin ve iş güvenliğinden sorumlu mühendisin özgürce karar verebilmesi ve görevini layıkıyla yerine getirebilmesi amacıyla, ücretini oluşturulacak bir fondan alması için gerekli yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
- Kazaların önlenebilmesi için bilimsel ve teknik yatırımların yanı sıra, örgütlenmenin ve sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, çalışma yaşamı ile birlikte çalışanların sosyal ve ekonomik yaşamlarının da iyileştirilmesi zorunludur.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları teşvik edilerek desteklenmelidir.
- İş güvenliği denetiminden birinci derecede sorumlu olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi için görevlerini tam olarak yerine getirmelidir. Yasal mevzuatlarda yapılacak düzenlemelerle denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekirken, çıkarılan yönetmeliklerle denetimin özelleştirildiği ve ticarileştirildiği, iş güvenliği mühendislerinin görev, yetki ve sorumluluklarının net olarak tanımlanmadığı, meslek odalarının görüşlerinin dikkate alınmadığı görülmektedir.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili yönetmelikleri, madencilik sektöründe etkin denetlemenin yapılabilmesi bakımından yetersizdir ve ciddi sakıncalar içermektedir. Söz konusu mevzuat, yeniden gözden geçirilerek madencilik sektörünün özellik arz eden sorunları da göz önüne alınarak yeniden düzenlenmelidir.
- Kazaların oluşmasına neden olan etkenlerin; ilgili kurum ve kuruluşların koordinasyonu ile birlikte en kısa zamanda masaya yatırılması ve çözümlenebilmesi için acil olarak bir eylem planı hazırlanması gerekmektedir. Ulusal ölçekte oluşturulacak bu yapının; kazaların önlenmesi için gerekli risk haritalarını çıkarması, gerekli planlamaları ve eğitimleri koordine etmesi, ilgili yasa ve yönetmelikleri tekrar gözden geçirerek sahanın ihtiyaçlarına uygun olarak yeniden düzenlemesi ve iş güvenliği kültürünün geliştirilmesi için çalışmalar yapması gerekmektedir.
- Tüm maden işletmelerinde maden üretimi, mutlaka yeterli sayıda maden mühendisi nezaretinde yapılmalıdır. İşyerinde her vardiyada daimi olarak maden mühendisi bulundurmayan işletmelere üretim izni verilmemelidir.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetim elemanı olarak yararlanacağı maden mühendisi kadrolarını çoğaltarak denetimlerini artırmalıdır.
- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı‘nın madencilikten sorumlu birimi olan Maden İşleri Genel Müdürlüğü‘ne, yasa ile "madencilik faaliyetlerinin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etme" görevi de verilmiştir. Bu kuruluş, madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak yeniden yapılandırılarak, iş güvenliği ile ilgili denetim birimini oluşturmalı, personel kadrosu gerek nicelik gerekse nitelik bakımından geliştirilmelidir.
- Maden Mühendisleri Odası‘nın görevi ve yasal hakkı olan mesleki denetimin engellenerek üye denetimini yeterince yapamaması da sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede gereken yasal düzenlemeler zaman geçirilmeden yapılmalıdır.
- Her işletmede risk değerlendirmesi yapılmalı, değerlendirme sonucunda çalışması uygun olmayan işletmeler kapatılmalıdır.
SERMAYE ZEVAL GÖRMESİN DİYE!
Bu yıl da madencilik ve taş ocakçılığında yaşanan iş cinayetleri, geçmiş yılları aratmayacak ölçüde. Madencilik sektöründe 2013’te de ciddi biçimde yaşanan ölümlere sessiz kalan, çözüm üretmek yerine özelleştirme, taşeronlaşma, denetimsizlik gibi pek çok ihmal, sermaye odaklı politikalara imza atan yetkililere ithaf olunur:
Ocak ayı: 16 ölü, 96 yaralı.
Şubat ayı: 6 ölü, 1 yaralı.
Mart ayı: 5 ölü, 4 yaralı.
Nisan ayı: 4 ölü, 1 yaralı.
Mayıs ayı: 2 ölü.
Haziran ayı: 8 ölü, 5 yaralı.
Temmuz ayı: 4 ölü, 24 yaralı.
Ağustos ayı: 10 ölü, 5 yaralı.
Eylül ayı: 8 ölü, 17 yaralı.
Ekim ayı: 3 ölü, 47 yaralı.
Kasım ayı: 8 ölü, 3 yaralı.
Aralık ayı: 6 ölü, 1 yaralı.
Bu yılın ölüm ve yaralanma olaylarına ait bu oranlar DİSK’e bağlı Dev Maden-Sen ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre ortaya çıktı.